İŞTE Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Sivas'a gelince rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu hatırlamamak mümkün değil!
30 Mart seçimlerinin startını Sivas'tan veriyoruz. Bugün Sivas'tan ya Allah bismillah diyoruz.
Biz AK Parti'yi kurarken Sivaslı bir ozanın dizelerini kendimize ölçü olaraka aldık: Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
1919'da Sivas'ta manda ve himaye kabul edilemez dendi. Sivas'ta Kurtuluş Savaşımızın ve Cumhuriyetimizin temeli atıldı, manifestosu yazıldı. Bizler de o ilkeleri, idealleri tekrar ediyoruz. Milli sınırlar içerisinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz.
İçeriden veya dışarıdan Türkiye'de operasyon yapmak isteyenlere göğsümüzü siper eder onlara gereken cevabı veririz. Bu ülkenin istiklalinden asla ve asla taviz vermeyiz. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'ni, milli iradeyi teslim alma hayaline kapılmasın. O çirkin eller asla hedefine ulaşamayacak. 30 Mart'ta son sözü siz söyleyeceksiniz. Milli iradeyi teslim alma girişimi 30 Mart'ta kursaklarında kalacak.
30 Mart'ta manşetleri siz atacaksınız. Bu paralel yapıya, bu hain yapıya sizler dur diyeceksiniz.
Sivas'ta sandığın rengi belli olmuştur. Sağolun.
Barış Kartalı adını verdiğimiz uçaklar ülke savunmamıza büyük katkı sağlayacak. Daima millet, daima hizmet diyoruz. Birileri laf üretir biz hizmet.
İstanbul Boğazı'na köprü hayalini Sivaslı Nuri Demirağ kurdu, o zamanki CHP aynen bugün olduğunu gibi onun planlarını, projelerini engelledi.
Bu CHP'nin Türkiye'de dikili ağacı yok.
Yavuz Sultan Köprüsü'ne karşı çıktılar. İsteseniz de istemeseniz de yapacağız.
İyi ki, Marmaray'ı denizin altına yaptık, bunlar ona da karşı çıkarlardı. Onlar görmeden yaptık.
İstanbul'da iki gün sis oldu. Günde 300 bin kişi Marmaray taşıdı.
Bizim icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayali ulaşamaz. Çünkü dedemiz Fatih. O karadan gemileri yürüttü, biz de denizin altından araçları yürütüyoruz.
Uçaklarımızın modernizasyonunu artık kendimiz yapıyoruz.
Artık savaş helikopterlerimizi kendimiz üretiyoruz. Füzelerimizi yapmaya başlıyoruz.
Sizlere efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik.
CHP ve MHP paralel örgütün önüne attığı kırıntılarla idare ediyor.
Bir Başbakan'ın eşiyle, çocuğuyla telefonda konuşması dinlenir mi? Bunun ne hukukta yeri var ne insanlıkta yeri var.
İşsizliği kontrol altında tuttuk. Gündemimizde daha aşağılara çekmek var.
Bizim gündemimizde kardeşlik var, demokrasi var.
İstedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri tuzağı kursunlar bizim gündemimizde Türkiye var.
İnternete sansür getiriliyor diye bize karşı karalama yapıyorlar.
Kayıtlarla CHP ve MHP'yi esir aldılar. Aynı çirkin saldırıyı bize karşı yapıyorlar.
Biz internete karşı değiliz, biz internete ahlaki olmayan yayınlara karşıyız. Biz bu düzenleme CHP'yi ve MHP'yi kurtarıyoruz.
Bu paralel yapının yapmadığı yok ki. Bunlar herkese şantaj yaptılar, yapıyorlar. Ellerinden gelse bana da yaparlar. Paralel yapı böceği yerleştirdi bir şey bulamadı.
İstediğin kadar beddua et. Yurtlarda yavruları bedduaya kaldırıyorlar. Bu ne zillettir, bu ne düşüştür. Siz bizim yanımızda olduğunuz sürece yıkılmadık, yıkılmayız.
Kutsal değerlere, camilere saldırdılar, 6 aylık bebeğiyle yürüyen hanım kardeşimize saldırdılar.
17 Aralık darbe girişimi Gezi olaylarının devamıdır. Küresel projelerimizi hedef aldılar. 17 Aralık'ta milli birlik ve beraberlik projemizi hedef aldılar.
Sivas'a ay yıldızlı tabutlarla şehitler geliyorlar mı?
Hakkari'de partimizin gençlik kollarına saldırdılar. Kendinize güveniyorsanız, silahlarınızı bir kanara atın, sandık mücadelesi verin. Partinin adının barış ve demokrasi olması bir şey ifade etmez.
30 Mart'ta Türkiye'yi hedef alan o paralel örgüte son sözü siz söyeleyeceksiniz.
Benim kızlarımı da imam hatip okullarının kapısından geri çevirdiler. Okulu bitirdiler üniversiteye almadılar.
Başı açık başı örtülü kızlarımın arasında bir fark yok ki. Neden onlarca yıl bu zulmü yaptılar.