İŞTE Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan bazı satır başları:
"Kayseri'deki kazada 21 vatandaşımız vefat etti. Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Brüksel'de binlerce vatandaşımız yağmur altında bizi karşıladı. Hepsine teşekkür ediyorum.
5 yıl aradan sonra Brüksel'e gerçekleştirdiğimiz ziyaret Türkiye'deki geliişmelerin sağlılı bir şekilde iletilmesi açısından faydalı oldu. Türkiye dışarıya karşı maalesef olduğundan farklı yansıtılmak istenmiştir.
Bizim dönemimizde ve öncesinde Türkiye aleyhine özellikle ekonomiyi etkileyecek kampanyalar yürütüldü.
Gezi olayları sırasında bunun ibretlik boyutunu izledik.
Bütün karalamalarına rağmen Türkiye ekonomisi son derece sağlam bir şekilde yoluna devam ediyor.
Türkiye ekonomisi 11 yılda çok sağlam bir zemine kavuştu, en küçük rüzgardan etkilenmiyor. Bir takım işveren örgütlerinin uluslararası sermayeye yaptıkları çağrıyı da artık dünya finans çevreleri dikkate almıyor.
Türkiye ekonomisi artık içeriden ve dışarıdan yapılan sabotajlardan etkilenmiyor.
Yabancı sermaye bundan sonra da Türkiye'ye gelmeye devam edecek. TÜSİAD gibi kuruluşlar kendi ülkelerine yabancı kalmaya devam edecekler.
Brüksel temaslarımız Türkiye için tarihi öenm taşıyor.
2014 yılının AB ile ilişkilerde son derece verimli bir yıl olmasını bekliyor ve umuyoruz.
Suriye'deki bu insanlık dışı katliam yüzyıl, hatta belki binlerce yıl unutulmayacaktır. İnanın Suriye hatırlandıkça, Suriye meselesi karşısında dik, insani ve ilkeli bir duruş sergileyen Türkiye'nin tavrı da hatırlanacaktır.
MHP bürosuna yapılan saldırı düşündürücü ve üzüntü vericidir. Bütün MHP camiasına başsağlığı diliyorum. Seçim bürolarına yapılan saldırılar, sebebi ne olursa olsun, milli iradeye saldırıdır. Bu saldırıları kınıyorum.
İslam hiç kimsenin tekelinde değildir. Hizmet etmek, talebe yetiştirmek kimsenin ipoteği altına giremez. Bir takım şantajlarla bir takım çirkin görüntü ve ses kayıtlarıyla anılmaları asla kabul edilemez. Binlerce insanın gayreti, uluslararası karanlık çevrelere adeta peşkeş çekilmiştir.
Biz bir siyasi partiyiz.Yaptıklarımız milletin önündedir.Çözüm süreci ve dış politikada şeffaf politika izliyoruz.
Hırsızlığın her türlüsü kötüdür ama en büyük hırsızlık, yolsuzluk milli irade hırsızlığıdır. Milli iradeyi çalmaya çalışan bir tutup da başkalarına yolsuzluk iddiasında bulamazlar.
17 Aralık'ta yargıdaki fanatikleri eliyle milli iradeye saldırılar bize yolsuzluk çamuru atamazlar. Bize yolsuzluk iftirası atanlar milli irade hırsızlığını örtme çabası içerisindeler.
Bu ülkenin kaynaklarını, enerjisini bunlar hortumladı. Bu ülkede milli iradeyi hep bunlar çaldılar,hiçbir zaman bunların defterleri kontrol edilmedi,edilince hopladılar. Bu ülkenin kaynağını hortumlayanlar eski Türkiye'nin kaybedenleridir.
Bizim büyük sermayeye gözdağı verme derdimiz yok, büyük sermaye işini düzgün yapsın, samimi davransın. Hiçbir zaman bunların defterleri kontrol edilmedi. Yamuk, yumuk varsa hesabını sorarız.
Yerel seçimlerde hedefinize varamayacaksınız. 30 Mart'ta yine AK Parti bu ülkeyi aydınlatmaya geliyor.
Bugün bir gazete, en çok satan gazete bir başlık atıyor. Güya ben CHP'nin İstanbul adayından çekinmişim, dosyayı açıklamışım. Şişli Belediye Başkanı yolsuzluk sebebiyle partisinden ihraç edilmişti.Bugün hangi sebeple aday yapıyorsunuz.
Bir takım çetelerin milletin iradesini gasp etmelerine izin vermeyeceğiz.
Yargı içine sızmış yargı mensuplarını baskı altına almış bir örgütle mücadele ediyoruz.. Yargı sadece bağımsız değil, aynı zamanda tarafsız olacaktır. Hem bağımsız hem tarafsız. Biz yargının tarafsızlığına gölge düşüren bir örgütle mücadele ediyoruz.
30 Mart seçimleri milli irade için bir dönüm noktası olacaktır."