Başbakan Binali Yıldırım, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığında (AFAD) 80 adet 4x4 arazi aracı ve 11 mobil dekontaminasyon aracının teslim törenindeki konuşmasında, AFAD'ın ilk sınavını 2011'deki Van depreminde verdiğini belirtti. Van depreminde, ülkenin geçmiş dönemlerdeki acziyeti yaşamadığını vurgulayan Yıldırım, 1999 Marmara depreminde Ankara'nın 2 gün deprem bölgesiyle irtibat kuramadığını anlattı.
Yıldırım, sadece Türkiye hudutlarında değil dünyanın birçok bölgesinde en hızlı şekilde organize olan ve gerekli desteği veren bir ülke haline gelindiğini vurguladı.
"O insanlar orada işler düzelince gidecek"
AFAD'ın bugün gücüne yeni bir güç kattığını, 99 yeni aracı ülkenin çeşitli yerlerine göndereceğini bildiren Yıldırım, imkan ve kabiliyetini de artırdığını ifade etti.
Başbakan Yıldırım, Bangladeş'e gittiklerini ve Arakanlı Müslümanlara AFAD, Türk Kızılayı ve TİKA'nın yardım ettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Orada da Türkiye'yi, Türkiye bayrağını gördük. Ülkemiz bütün yardımlarda milli gelirine kıyasla en fazla yardım yapan, en fazla cömertlik gösteren ülke unvanına sahiptir. Bazen ileri geri laflar ediliyor, '3,5 milyon Suriyeliye niye bu kadar para harcıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?' Empati yapmak mecburiyetindeyiz. Biz hayatı tehlikede olan, darda, zorda olan, yerinden yurdundan kaçmak, bütün hatıralarının olduğu yerleri bırakmak zorunda olan insanlara kapımızı kapatamayız. Bizim kültürümüzde bu yok, inancımızda bu yok. Tabii ki bağrımızı açtık, soframıza onları dahil ettik. Bunu asla para, hesap, kitap meselesi yapmadık, yapmayız. Bakın, o insanlar orada işler düzelince gidecek. Hiçbir kimse memleketinden ayrı sonsuza kadar yaşayamaz."
Afrin'e harekat hazırlığı
Başbakan Yıldırım, "Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden hiçbir oluşum asla müsamaha ile karşılanmayacak. Bu bizim en doğal hakkımızdır. Uluslararası hukuktan da kendi hukukumuzdan da doğan bir hakkımızdır. Bizim amacımız, bölgede terör varlığını sona erdirmek, zaten yıllardan beri çok acı çeken bölge halkının yeni acılara tekrar maruz kalmasının önüne geçmek." dedi.
Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bazen ileri geri laflar ediliyor, '3,5 milyon Suriyeliye niye bu kadar para harcıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?'. Empati yapmak mecburiyetindeyiz. Biz hayatı tehlikede olan, darda, zorda olan, yerinden yurdundan kaçmak, bütün hatıralarının olduğu yerleri bırakmak zorunda olan insanlara kapımızı kapatamayız. Bizim kültürümüzde bu yok. İnancımızda bu yok. Tabii ki bağrımızı açtık. Tabii ki soframıza onları dahil ettik. Bunu asla bir para, hesap, kitap meselesi yapmadık, yapmayız."
AA