Basını algı operasyonu için kullanıyorlar

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'dan, paralel yapının medya ayağını sert bir dille eleştirdi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) İletişim Merkezi Mobil Uygulama Lansmanı ve Radyo Eğilimleri Araştırması-2014 sonuç toplantısı Bilkent Hotel'de gerçekleştirildi. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Akdoğan, RTÜK Başkanı Davut Dursun katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Akdoğan, dünya da güç mücadelelerinin, çıkar çatışmalarının, uluslararası zeminde verilen mücadelelerde medyanın bir enstrüman olarak kullanıldığını belirterek, "İletişim aracı olmanın ötesinde artık bir mücadelenin parçası olmuş durumda. Algı operasyonları, psikolojik harekât operasyonları, siyaset mühendisliği çabaları bunların parçası haline gelmiş bir medya olgusu var. Sadece kamuoyu bilgilendirmek, hakikatin peşinde koşmak, topluma gerçekleri anlatmak misyonunun ötesinde başka senaryonun parçası olan, son zamanlarda bahsettiğim güç dengelerinde, çıkar çatışmalarında, siyaset mühendisliği çabalarında bir enstrüman olarak kullanılan veya kullanılmak istenen bir medya gerçeği var önümüzde. Buna karşı kamu diplomasisi faaliyetleri büyük önem taşıyor"diye konuştu.
 

"ALGI OPERASYONLARINA GERÇEKLİĞİN KURBAN EDİLDİĞİNİ GÖRDÜK"


Algı operasyonlarını siyasette de yaşadıklarını kaydeden Akdoğan, şunları dedi:

"Özellikle son dönemde yaşanan birçok siyasi olay da medyanın benzer bir fonksiyon üstlendiğini gördük. Hakikatin yerine algının kullanılmaya çalışıldığını gördük. Algı operasyonlarına gerçekliğin kurban edildiğini gördük. Basın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü tartıştığımız bir ortamda medyanın üstlendiği rolü, basın ahlakı ile basın özgürlüğünün nasıl eş zamanlı gelişmesi gerektiğini bütün bunları konuşmamız gerekiyor."
 

"ALGI OPERASYONLARI, SİYASET MÜHENDİSLERİNİN BİR ÇABASI OLARAK ÖYLE BİR GAZETECİLİK ANLAYIŞI VAR Kİ..."


Medyanın demokrasi de dördüncü kuvvet olduğunu ifade eden Akdoğan, medyanın üstlendiği rolü demokratikleşmenin bir parçası olduğunu söyledi. Akdoğan, "Medyanın demokratikleşmesi, basın emekçileri meseleleri, yasa ile ilgili kavramları son günlerde özellikle tartışıyoruz. Bu konuları tartışmadan ne basın özgürlüğünü ideal noktada geliştirebiliriz. Ne de demokrasinin dördüncü kuvveti haline getirebilir medyayı. Siyaset medya ilişkisini, iktidar basın ilişkisi elbette bunlar tartışılması gereken konular. Algı operasyonları, siyaset mühendislerinin bir çabası olarak öyle bir gazetecilik öyle bir habercilik anlayışı var ki içinde bir gerçeklik kırıntısı yok. Hiçbir bilgi kırıntısı olmadan, hakikat olmadan, gerçeklik olmadan, yüzde yüzde uydurma senaryolarla haberler yapılıyor. İçindeki kişiler gerçek kişiler, işte başbakan var, yardımcısı var bir takım senaryolar hikayeler haber olarak anlatılıyor. Sadece kişiler gerçek, olayların hepsi tamamen uydurma, kurgu. Siz bunu gördüğünüz zaman buna nasıl basın muamelesi yapabilirsiniz? Hiçbir gerçeklik payı olmayan, hakikatin tuz buz edildiği, birileri oturuyor haber diye bir yalan uyduruyor. Yalan dünya üretiyor. Son dönemde bu moda başladı. Bu çok tehlikeli bir durum. Böyle bir illüzyon olamaz. Bunu yapanların basın ahlakını geçtik, Müslüman ahlakını geçtik, hastalıklı bir ruh halidir bu. Birilerini kötülemek için veya yok etmek için bu gerçekten hastalıklı bir durumdur. Bunun basınla alakası yoktur" şeklinde konuştu.


"MEDYA TUZAKLARIN, KUMPASLARIN ALETİ OLAMAZ. ALGI OPERASYONLARININ KARARGAHI OLAMAZ, OLMAMALIDIR"


Akdoğan, sosyal medyada da hakikatin tuz buz olmasının sırını olamadığını belirterek, "Kimse hakkını savunamıyor. Kişisel hak ve özgürlükler yerlerde sürünüyor kimse mahkemede bile hakkını arayamıyor. Medya tuzakların, kumpasların aleti olamaz. Algı operasyonlarının karargahı olamaz, olmamalıdır. Medya Türkiye'nin sırlarının, devletin en mahrem yerlerinin ulu orta saçıldığı bir zemin olamaz, olmamalıdır" ifadelerini kullandı.


'ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ' DİYENLERİN 4-5 TELEVİZYON KANALINDA CANLI YAYIN YAPIYOR OLMASI ÇOK İRONİKTİR"


Akdoğan, konuşmasını şöyle devam etti:

"'Özgür basın susturulamaz' diyenlerin 4-5 televizyon kanalında canlı yayın yapıyor olması çok ironiktir. Sadece televizyonlar aracılığıyla değil, aynı sloganla kendi gazetelerinde 9 sütuna manşet atarak yayınlayabilmeleri, İnternet sitelerinden aynı anda paylaşabilmeleri de ironiktir. Susturuluyorsa bu kadara kanala nasıl bağlıyorsunuz? Bu kadar gazetede bu işi nasıl yapıyorsunuz?"