Rukiye Dal, "Müdür yüzüme 'Seninle ilgili zerre kadar risk alamam, bunu bil.' dedi. Net davrandı, duygularını yüzme söyledi. Bana, 'Sizi başörtülü derse girdirip, ben dışarıda portakal satamam.' dedi." ifadelerini kullandı.
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Dal, 6 Ekim 1998'de Mehmet Hayri Akınal Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde meslek dersleri öğretmeni olarak göreve başladı.
Başörtülü olduğu gerekçesiyle baskılara ve hakaretlere maruz kalan, okul yönetiminden uyarı alan Dal, başörtüsünü çıkarmayı kabul etmeyince 10 Kasım 1999'da Düztepe İlköğretim Okulu'na sürgün edildi.
Buradaki okulda da aynı şekilde sorunlarla karşılaşan ve başörtüsünü çıkarmayı reddeden Dal, 12 Eylül 2000'de öğretmenlikten ihraç edildi. Baskılara maruz kalmasına rağmen sürdürdüğü mesleğinden alınan Dal, 2006'daki af ile tekrar öğretmenliğe döndü.
Şu an Şahinbey Mehmet Emin Er Anadolu Kız İmam Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdüren Dal, AA muhabirine, ilk atandığı okuldan itibaren başörtüsü konusunda baskı ve sorunlarla karşılaştığını söyledi.
Dal, o dönemde stajyerlik kursu dosyasını okul müdürüyle ilgili şubeye götürdüğünü belirterek, "Dosyayı teslim edeceğim şube müdürü, bana başörtülü şekilde yanına giremeyeceğimi söyledi. Ben de açmayacağımı ifade etmeme rağmen okul müdürümün yanında bana çok sinirlendi ve ağza alınmayacak şekilde hakaret etti. O süreçte stajyerliğimi kaldırmadılar. Başörtüsüyle ilgili açılan soruşturmam bu şekilde devam etti. Yasak olmasına rağmen soruşturmamla ilgili savunmamı okul müdürü ilgili birime göndermedi." dedi.
"Sizi başörtülü derse girdirip, ben dışarıda portakal satamam"
Sürgün edildiği okula 15 gün alınmadığını ve burada da aynı sorunları yaşadığını aktaran Dal, şöyle devam etti:
"Müdür yüzüme 'Seninle ilgili zerre kadar risk alamam, bunu bil.' dedi. Net davrandı, duygularını yüzme söyledi. Bana, 'Sizi başörtülü derse girdirip, ben dışarıda portakal satamam.' dedi. O dönem için o da belki kendince haklıydı. İlk başta bana tepki gösteren öğrencilerimle çok güzel zamanlar geçirdim ve 6 aylık bir süreçti. Orada din kültürü dersine giriyordum. Orada bana 'kültür dersini yapabilirsin ama din dersini yapamazsın' baskıları yaptılar. Gizlice derslerimi de dinlediler."
Dal, görevden alınmadan önce vali yardımcısının yanına gittiğini dile getirerek "Vali yardımcısı bana, 'Hoca hanım bu iş kesin, öyle ya da böyle kesinlikle görevden alınacaksınız.' dedi. Bu cümleyi duyduğumda orada o kadar hafifledim ki omuzlarımdan dünyanın yükü kalkmış gibi hissettim. Çünkü sürekli hakaret ediliyor ve dolayısıyla sürekli gerginsiniz. Sürekli bugün ne olacak diye düşünüyorsunuz. Sanki bir noktada bunlardan kurtulmuş gibiydim. Çünkü artık hakaret işitmeyeceğim, biri benim için entrika çevirmeyecek." diye konuştu.
"Sokaktan geçen öğrencileri seyretmek beni üzüyordu"
Görevden alındığı 2000 yılının eylül ayını unutamadığını, bir öğrenciyi kıyafetiyle sokakta gördüğünde, okul zilinin çaldığını duyduğunda çok farklı duygular yaşadığını dile getirdi. Dal, şöyle devam etti:
"Kahroluyorsunuz, benim de öğrencim vardı, ben de öğrenciyle bir şeyler paylaşıyordum, bir şeyler öğretiyordum, benim de orada olmam gerekiyordu diye üzülüyordum. Devlet malını, bir başka kişinin hakkını, hukukunu zedeleyecek hiçbir şey yapmamışsınız ama siz evde oturmaya mahkum ediliyorsunuz. Bunlar çok bedbaht ve insanı yok eden duygular. Balkona çıkıp zil sesi dinlemek, sokaktan geçen öğrencileri seyretmek beni üzüyordu. Bunları anlamak için bunları yaşamak gerek."
Öğretmen Dal, 2006'daki afla mesleğine döndüğü için mutlu olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
AA