Ankara
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı Uluslararası Koruma Genel Müdürü Muhammet Selami Yazıcı yaptığı açıklamada, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereğince "uluslararası koruma" ve "geçici koruma" kapsamına alınan yabancıların "sığınmacı" olarak nitelendirildiğini söyledi.
Sığınmacıların, vatandaşı oldukları ülkelerde hayatlarına yönelik tehdit, insanlık dışı muamele veya zulüm görme korkusu duydukları için ülkelerinden zorunlu sebeplerle göç edebildiğini aktaran Yazıcı, Türkiye'nin, Suriye krizinde büyük oranda Beşşar Esed zulmünden kaçanlara kapılarını açtığı gibi DEAŞ ve PKK-PYD terör örgütlerinin zulmünden kaçan Suriyelilere de kucak açıldığını ifade etti.
Yazıcı, "Bu bağlamda ulusal ve uluslararası hukuk, yabancıların işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye tabi tutulacağı veya ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşlerinden ötürü hayatının veya hürriyetinin tehdit altında bulunacağı bir yere gönderilmesini yasaklıyor." diye konuştu.
Buna uluslararası hukukta "geri gönderme yasağı" denildiğini hatırlatan Yazıcı, hayatına ve temel insan haklarına yönelik tehdit nedeniyle ülkesini terk ederek başka bir ülkeye sığınan yabancıların ziyaret amaçlı da olsa ülkelerine gidip dönmesinin ise sığınma olgusunun doğasına aykırı olduğunu ifade etti.
Böyle bir durumda başka ülkeye sığınarak korunma elde eden bir yabancının ülkesine dönmesi halinde artık bu statüsünün sonlandırılması gerektiğine işaret eden Yazıcı, bunun dışında şimdiye kadar bayram izni uygulamasının sürdürüldüğünü anımsattı.
"Güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla gönüllü geri dönüş sağlandı"
Türkiye'nin 2016'nın özellikle ikinci yarısından itibaren sırasıyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarını gerçekleştirdiğini vurgulayan Yazıcı, Suriye'de oluşturulan güvenli bölgelerde adeta bir yaşam alanı oluşturulduğunu, güvenliği sağlanan bölgelerde önemli bir yapısal dönüşümün yaşandığını dile getirdi.
Yazıcı, kamu hizmetlerinin tesisinden ticaretin artırılmasına ve yargı organlarının kurulmasına kadar büyük bir dönüşümün Türkiye'nin danışmanlığında yerel unsurlarca gerçekleştirildiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"Bunun neticesinde ülkemizdeki Suriyelilerin bu bölgelere bayramlarda gidip gelmelerine müsaade edilmiş oldu. Tabii bunun yapılmasının bir stratejisi ve mantığı vardı. Şöyle ki özellikle bayram izni verilmesiyle bu bölgelerdeki hayatın normalleşmesine ilişkin adımların yerinde görülmesi, geri dönüş isteğinin artırılması ve mümkün olduğu sayıda fazla yabancıya gönüllü geri dönüş kolaylığı sağlanmasıydı."
"150 bine yakın Suriyeli gittikleri bayram izinlerinden geri dönmedi"
Bu uygulamanın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin metinlerinde yer aldığını ve Bosna Savaşı sırasında Avrupa ülkelerine sığınan Bosnalılara da dönüş öncesinde ülkelerini ziyaret etme imkanı sağlandığını hatırlatan Yazıcı, şöyle devam etti:
"Git-gör-gel anlat şeklindeki politikayı Ramazan ve Kurban bayramlarında 'bayram izinleri' şeklinde 2017-2021 yıllarında uyguladık ve buradan bir sonuç elde ettik. Bu sayede 150 bine yakın Suriyeli gittikleri bayram izinlerinden geri dönmedi. Bununla birlikte Suriye'ye gidenlerin geri geldikten sonra diğer sığınmacılara yaptıkları bilgilendirmelerin de katkısıyla güvenli bölgelere 495 bin 625 kişinin gönüllü geri dönüşü gerçekleştirildi. Bu uygulama gönüllü geri dönüş sayısının artmasına vesile oldu. Gidenlerin büyük oranda geri döndüğünü ve orada kalma eğiliminin azaldığını gördük. Dolayısıyla artık bu politikamızın misyonunu tamamladığını değerlendirdik. 2022'de Sayın Bakanımız ve Başkanlığımız yapmış olduğu değerlendirme neticesinde artık bayram izni uygulamasına müsaade edilmedi. Tabii burada cenaze ve benzeri insani mülahazalar kapsamındaki kısa süreli gidiş gelişler istisna olacaktır. Ama tabii ki bu artık Suriye'ye dönüş tamamen yasaklanmıştır anlamına gelmeyecektir."
"Gidenler geri dönemeyecekler"
Muhammet Selami Yazıcı, bu uygulamanın sadece bayram dönemindeki gidiş gelişlerle ilgili olduğunu ancak gönüllü geri dönüş uygulamasını öncelediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Gönüllü geri dönüşlerle ilgili olarak çok önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bundan sonraki süreçte gidenler geri dönemeyecek fakat gönüllü geri dönüş her zaman olduğu gibi önceliğimiz olacak. Bundan sonra da bu gönüllü geri dönüşler devam edecek. Onun dışındaki gidiş dönüşlere müsaade edilmeyecek."
AA