TASİŞ'TEKİ YOLSUZLUK DOSYALARINI AÇIKLIYORUZ!!
“ÖRTÜLÜ VURGUN”
ÖRTÜNÜN ALTINDA VURGUN VAR!..
‘BİR İÇİMLİK VURGUN’
Sevgili okuyucularım; haber portalınız www.etkihaber.com bir süredir size TASİŞ ile ilgili önemli yolsuzluk iddialarını açıklayacağımızı duyurmuştuk. Aradan 10 gün gibi bir zaman dilimi geçti. Bu süreç içerisinde bazı kişiler çıkmış sahneye, almışlar eline mikrofonu ve başlamışlar konuşmaya. Demişler ki bu kendini bilmezler; "Dosyalar açılmadan kapandı. Artık, Aykut Onur Kalaycı gümrükteki dosyaları da bir süredir duyurduğu TASİŞ dosyalarını da yazmayacak" Sevgili okuyucularım 'it ürür kervan yürür" Aykut Onur Kalaycı da bildiği doğru yoldan yürür. Şimdi bu haddini bilmezlere fazla zaman ayırmadan ağızlarının payını TASİŞ’ teki birinci yolsuzluk dosyamızla verelim. Hadi Bismillah...
Su Gibi Yolsuzluk
İstanbul'da bir firma Ambarlı Gümrüğü'nün Kumport adlı limanına Hindistan'dan boncuk işlemeli 4 bin 190 adet masa örtüsü ile yine 2 bin 520 adet masa örtüsü seti, 9 bin 768 boncuksuz masa örtüsü ile 6 bin 600 adet normal masa örtüsü getirir. Ancak firma 45 gün geçmesine karşın malın ithalat işlemlerini yerine getirmez. Doğal olarak binlerce örtü seti devletin malı olur. Böyle olunca da ne olur tahmin etmeye, fazlaca düşünmeye gerek yok. Devlete geçen mal TASİŞ mağazalarında perakende satılmak zorundadır. Ancak bu böyle mi olur. Tabiî ki olmaz. Yine araya tosuncuklar, 'bürokrat' kimliği adı altında devletin kanunlarını ve yönetmeliklerini hiçe sayan kravatlı soyguncular girer.
Soluğu Ankara'da aldı!..
Nasıl mı girer? İşte böyle... Binlerce örtünün TASİŞ İstanbul İşletme Bölge Müdürlüğü tarafından perakende satışı yapılması için karar alınmasına karşın malı 45 gün almayan ithalatçı firma harekete geçer. Firmanın aracı bayan elemanı devlete kalan örtüleri firmasına kazandırabilmek için işi üstüne alır. Önce TASİŞ İstanbul İşletme Bölge Müdürlüğü'ne giden bayan aracı 'örtülerin satışında önceliğin kendilerinin olduğunu ve örtüleri almak istediklerini" belirtir. Bayan aracı TASİŞ İstanbul İşletme Bölge Müdürlüğü yetkililerinden gereken cevabı alır ' Mal için perakende satış kararı alınmıştır. Kararımızın bozulması yasalara aykırıdır". Şok cevap kadın aracıyı üzer ancak şevkini ve cesaretini de kırmaz. Bayan aracı soluğu tabiî ki TASİŞ'in yönetildiği Ankara'da alır.
Su gibi anlattı ama malı kaptı!!
Bayan aracının rotası ilgili bakanlıktır. Bakanlığın en üst düzey yetkililerine durumu su gibi anlatır. Kanunsuz olmasına karşın binlerce örtünün perakende satışı bozulur. Danışmanlar araya girer. Telefon üzerine telefon edilir. Kâh TASİŞ İstanbul Bölge Müdürlüğü'ne kâh bakanlık içi yöneticilere. Anlatımı gibi kendi de bir içim su olan bayan aracı binlerce örtüyü üstelik TASİŞ ambarlarından değil malın ithalatının yapılması gereken Ambarlı Gümrüğü'nden teslim alır. Sanki hiç bir şey olmamış gibi..
Örtünün Altındaki Vurgu
Şimdi diyeceksiniz ki 'Helal olsun bu bir içim su gibi kadına. Şirketinin malını kurtarmış ne var bunda' İşte sevgili okuyucularım hikâyemizde asıl burada başlar. Şimdi basitçe, konuyu dağıtmadan bir düşünelim. Hem sizlere hem de bu işe aracı olan bürokratlara soruyorum.
Soru 1: Bu bayan yöneticinin şirketi, Hindistan'dan getirdiği masa örtülerini eğer Kumport Limanı'na getirdiği zaman almaya kalksa kaç para vergi ödeyecekti?
Soru 2: Derdini su gibi anlatan, malını kurda kuşa kaptırmayan bu bayanın şirketi perakende kararı alınan bu malı bu yöntemle aldığı için devlete ne kadar vergi ödedi?
Ben size hemen cevabını vereyim sevgili okuyucularım. Zaten benden başkası da cevap verir mi bilemem. Arada dağlar kadar fark var etkihaber okuyucuları. Eğer bu bayan örtüleri Kumport'ta geldiği zaman yasal prosedürde alsaydı şirketi binlerce TL vergi ödeyecekti ancak önce malı perakendeye bırakıp sonra aracılar vasıtasıyla bu malı aldığı için çok çok düşük vergi ödedi. Devletin kasasına yine hırsızın eli girdi. Vatandaşa hizmet olarak dönecek binlerce TL para üç beş soyguncunun cebine girdi.
TASİŞ'te moda olmuş!!
Sevgilim okuyucularım işin bir acı tarafı da şöyle. Dosyayla ilgili başta İstanbul'da yaptığım araştırmalarda öğrendim ki, durum tam bir felaket. Aynı yöntem TASİŞ'te moda olmuş. Vallahi yapmayanı dövüyorlar. Aynı bizim bu bayan aracı gibi onlarca şirket aynı yöntemle devleti soyuyor. Önce malını perakendeye düşürüyor, sonra da az vergili ve düşük kıymetli deposuna atıyor. Ama kimi kime şikâyet edeceksiniz!.. Alan razı veren razı. Bayan aracı bulmuş kendine bakanlıkta bir erkek keklik götürmüş malını. Şimdi duyduğuma göre o erkek kekliğe işlerini yaptırmak için birçok kişi sıraya girmiş.. Hadi hayırlısı..
YAZARIN NOTU
Özellikle İstanbul Gümrüklerinde görev yapan arşiv memurlarına naçizane bir mesajım olacak. Arşivlerinize sahip olun!.. Arşivlerinizdeki bir takım belgeler, yetkisiz kişilerin ellerinde elden ele dolaşmakta. Arşivinizdeki belgelerin yerinde olup olmadığına bence bir bakın. Size bir ağabey uyarısı..