Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye konusunda Birleşmiş Milletler'i (BM) eleştirerek, 'BM güvenlik konseyi Suriye rejimine doğur uyarıcı mesajları göndermiş olsaydı, kimyasal silah saldırısında ölen kardeşlerimiz kesin yaşıyor olacaktı. Çünkü rejim bu suçu işleme cesareti bulamayacaktı' ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Kanada Dışişleri Bakanı John Baird, düzenledikleri ortak basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'nin kimyasal silahları deglere etmek için süre istediğinin hatırlatılması üzerine, 'İlk günden itibaren korktuğumuz bu idi. Yani sürekli zamana oynayarak Suriye rejimi işlediği suçu örtmeye, unutturmaya ve sanki pozitif bir gündem içinde davranıyormuşçasına zaman kazanmaya çalışması. Ellerindeki kimyasal silahların envanterini herhalde biliyor olmaları lazım kullandıklarına göre. Bunun için bir aylık süreye nasıl ihtiyaç duyuluyor. Kimyasal silahların yeryüzünden silinmesi insanlığın geleceği açısından son derece güzel bir haberdir. Kimse buna karşı çıkamaz. Hangi ülke bunu yaparsa biz bunu destekleriz. Ama bunu yapıyorum diye görünüp bir taraftan bu inisiyatif başladıktan sonra Suriye hava bombardımanında artışlar göründü. Uluslararası toplumu böyle meşgul edip diğer yandan sanki bombardıman suç değilmiş gibi onlara devam etmek, uluslar arası toplumu bununla oyalamak işte bu kabul edilemez' dedi.
Kimyasal silahların tasfiyesinin Suriye halkı ve bölge için güzel bir haber olacağını söyleyen Davutoğlu, 'Ama bu geçmişte işlenen suçları ortadan kaldırmaz. Zavallı masumların kimyasal silahlarla nasıl öldürüldüğünü göstere videoları seyrettikten sonra eğer bu suç karşılıksız kalırsa bundan sonra başka aktörler de önce kimyasal silah kullanıp sonra 'teslim ediyorum' diyerek bu sorumluluktan kaçınmış olurlar. Kimyasal silahları için bir ay içinde deklarasyonda bulunacaklar. Teslimi ne kadar sürecek. O zaman zarfından kimyasal silah dışında silahlarla insanların öldürülmesini mazur gösterecek yeni bir durum ortaya çıkmamasını istiyoruz. Biz her zaman kimyasal silahların tasfiyesini destekleriz ama bu konuda uluslararası toplumun Suriye rejimin zaman kazanma taktiklerine kanmamasını isteriz' diye konuştu.
Davutoğlu, Medyada bugün yer alan ve Suriye'deki muhalif grupların yakaladıkları rejim yanlısı askerleri acımasızca öldürmesini içeren görüntülerle ilgili olarak ise şunları söyledi;
'Bir yanlış iş şu veya bu tarafta yapıldığında sessiz kalmadık. Bugün gazetede gördüğümüz resimler şiddetle kınanması gereken tablolardır. Hiçbir şekilde mazur gösterilemez. Bizim herhangi bir şekilde çifte standart içinde olmamız söz konusu değildir. İnsanlık onuruna ve bu anlamda verilen mücadeleye gölge düşüren her türlü yanlış uygulamayı tenkit ederiz. Burada hareketle Suriye halkının haklı mücadelesine gölge düşürmeye çalışmak, bütün muhaliflerin böyle davrandığını iddia ederek Suriye rejimin şiddetini mazur göstermeye çalışmak da bir propaganda taktiğidir. Bu aşırın grupların yöntemlerini kabul edilemez buluyoruz. Bunların tekrar etmemesi konusunda bütün Suriye'deki taraflara çağrıda bulunuyoruz. Fakat kimse Suriye halkının, masum Suriye sivillerinin yüz binlercesinin ölümüne ve milyonlarcasının mülteci olmasına sebep olan uygulamalara da bunlar mazeret teşkil etmez'
Gelecek hafta BM Genel Kurulu için Newyork'a gideceğini belirten Davutoğlu, 'Bu sene tabii Suriye gündemin ana maddesini oluşturacak. BM güvenlik konseyi Suriye rejimine doğru uyarıcı mesajları göndermiş olsaydı belki o ölen 100 bin kardeşimizin çoğu yaşıyor olacaktır. Kimyasal silah saldırısında ölen kardeşlerimiz kesin yaşıyor olacaktı. Çünkü rejim bu suçu işleme cesareti bulamayacaktı. BM'de bunu etkin bir şekilde ele alcağız. Şu kanaat yanlıştır. Türkiye savaş istiyor kanaati yaymak istiyorlar. Biz savaş istemiyoruz. Savaş durdurulsun diyoruz. Burada bu basın toplantısını yaparken rejim kuvvetleri suriyenin değişik yerlerini bombalıyor. Uluslararası bir toplumun varlığından bahsediyorsak bütün insanlığın önünde ortaya konan bu cinayetlere dur demenin vakti gelmiştir'
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, Esad'ın kimyasal silahları deklere etmek için 30 günlük süre istemesini 'absürt ve aptalca' olarak değerlendirdi. Esad'ın daha bir hafta önce Suriye'de kimyasal silah olmadığını iddia ettiğini söyleyen Baird, 'Bu noktada kendisine böyle bir imkan verilmesi meşru değildir, haklı görülmemelidir. Kendisine iyi niyetle yaklaşmak mümkün olmamalıdır. Ama bu sabahki fotoğraflarla ilgili olarak şunu söyleyebilirim. Kanada'da radikal aşırıcılarla ilgili ciddi ilişkilerimiz vardı. Hakikaten de orada sürekli gerçekleşen bu şiddet eylemlerinin bizleri derinden yaraladığını söylemek istiyorum. Esad'ın kendi yaptıklarında daha meşru değiller bu şiddete dönek eylemler' şeklinde konuştu.
Baird, Kanada'nın ABD'nin Suriye'ye olası bir askeri müdahalesine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi
'Kanada ve Türkiye'nin ABD'nin bu girişimlerini desteklediği biliniyor. Esad'ın kimyasal silah kullanma sorumluluğunu bertaraf edemeyeceği noktasında hemfikiriz. Bu korkunç eylemin sorumluluğunun üstlenilmesi gerekiyor. Fakat bir savaş bölgesine nasıl giriş yapacaksınız. Bu silahları güvence altına almak bir tarafa nasıl yok edeceksiniz. Bu cevaplanması gereken ciddi sorulardan biridir. Ciddi envanter var Suriye'de. Bunun bertarafı kolay olmayacaktır. ABD ve BM'yi destekleme kararlılığımız sürecek. Nasıl ve ne zaman yapılacağı hala cevaplanmamış bir soru'