Bozdağdan iddialara sert yanıt

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İzmir'de yürütülen Liman Operasyonu'nun savcısını arayarak, soruşturmaya müdahale ettiği iddialarına sert tepki gösterdi!

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK kanun teklifinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda muhalefet milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Bozdağ, “Burada açıklıkla ifade etmek isterim ki hiçbir Cumhuriyet Savcısını arayarak bu soruşturmaları yapmayın, durdurun, bunların üzerine örtün, bunları yapamayın demedim. Bunu ben böyle bir şey demedim, bunu diyen namussuz ve şerefsizdir. Ama bunu dediğimi ispat etmeyen de namussuz ve şerefsizdir. Şerefsizin ta kendisidir.

O kadar ellerinizde kaset, tutanak varsa ne varsa hepsini ortaya koyun. Ben çok net söylüyorum. Ben cumhuriyet savcıların görevlerini neye göre yaptığını bilen birisiyim. Mevzuat çerçevesinde görev yaparlar, soruşturmanın nasıl yapılacağını kanunlar gösterir. Benim Adalet Bakanı olarak bir soruşturmayı durdurma, üzerine örtme gibi bir yola tevessül etmem asla mümkün değildir. Bekir Bozdağ böyle bir şey dememiştir" dedi.

Masumiyet karinesinin daha önce dile getirildiğini ve geçmişte çok konuşulduğunu belirten Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bir Adalet Bakanı olarak, gizli olan soruşturmanın televizyondan adeta canlı yayında verilir gibi detaylarına dair görüntülerini gördüğümde ben rahatsız olmayayım mı? Soruşturma gizli, bu gizli soruşturma böylesi aleni bir şekilde yapılması doğru mu, hukuk ihlal edilirse doğru mu? Soruşturmanın gizliliğinin en önemli nedeni insanların onur ve haysiyetinin, masumiyetinin korunmasıdır. Burada parlamentoda hepimiz büyük bir yanlış yapıyoruz, devam eden soruşturmalarla ilgili onları sanık yaptık, onları mahkum yaptık ve cezasını kestik. Bu parlamentoya yakışmaz. Bırakın hukuk işlesin. Hukuk işlediği zaman doğru kararı mutlaka verecektir. Kimsenin savcı ayarlaması söz konusu değildir" diye konuştu.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hakim ve savcıların ataması 1’nci daire tarafından yapılmaktadır. HSYK Başkanı sıfatıyla Adalet Bakanı’nın 1’nci dairenin toplantısına katılması, görüş bildirmesi mümkün değildir. Benim görüş bildirmediğim bir konuda beni bununla itham etmek yakışıksız olmuştur. Bu tamamen 1’nci dairenin yaptığı bir tasarruftur. Kamuoyunda sanki tasfiye yapılıyormuş gibi bir değerlendirme yapılıyor. Kararnameler resmi gazetede yayınlanıyor. Bakarsanız orada bunların büyük bir kısmının mazeret kararnamesi olduğunu, taleplerine göre yapıldığını, mazeret kararnamesi olduğunu göreceksiniz. Başka bir şeymiş gibi taktim edildiğini görüyoruz." (ntv)