Camiye de Gidin Cemevine de

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaz kararnamesi ile atanan 22 başkonsolosa, görev yerlerine gitmeden önce Dışişleri Bakanlığı'nda nasihatlerde bulundu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaz kararnamesi ile atanan 22 başkonsolosa, görev yerlerine gitmeden önce Dışişleri Bakanlığı'nda nasihatlerde bulundu. Yeni başkonsoloslardan, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, kim olursa olsun, hangi şehirden gitmiş olursa olsun, hangi mezhebe, hangi etnik kökene, arka plana sahip olursa olsun hepsi bizim için azizdir." diyerek, hepsiyle temas kurmalarını isteyen Davutoğlu, "Hiçbir ayrım gözetmeksizin hepsini bulundukları yerde de ziyaret edeceksiniz. Herhangi bir yerden tenkit gelecek olursa cevap verecek olan biziz. Derneklerinde, camilerinde, cemevlerinde, bayramlarında, kandillerinde, nişanlarında, vefatlarında hiçbir ayrım gözetmeden hepsinin yanlarında olacaksınız." dedi.

Davutoğlu, ayrıca, şahsına ait ilginç bir de detay paylaştı. Tek seferde gidip de en uzun süreli kaldığı ve en çok üzüldüğü yerlerden birinin Almanya olduğunu söyleyen Dışişleri Bakanı, belki Türkiye'de bile bu kadar aralıksız kalmadığını vurguladı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yeni göreve atanan başkonsoloslarla Dışişleri Bakanlığı'nda bir araya geldi. Burada başkonsoloslara hitap eden Davutoğlu, yaz kararnamesi ile 51 yeni büyükelçilik tayini yapıldığını, 22 başkonsolosun da bu toplantıyla göreve gönderildiğini aktardı.

"ÇOK KUVVETLİ ÖZGÜVEN İÇİNDE OLMANIZI BEKLİYORUZ"

Davutoğlu'nun, yeni başkonsoloslara ilk tavsiyesi özgüven oldu: "Benim bir kaç husus var vurgulamak istediğim, gittiğiniz yerlerde görmek istediğimiz bir kaç husus. Vatandaşlara iletmek istediğim bir mesaj. Birincisi psikolojik zemin. Görev yaparken sahip olacağınız psikoloji. Görev yaparken, hepinizin çok kuvvetli bir özgüven içinde davranmanızı bekliyoruz. Görevin psikolojik kavramı özgüvendir. Her ne olursa olsun vatandaşlarınızın hukukunu savunurken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni herhangi bir platformda temsil ederken özgüveninizden hiçbir şekilde taviz vermeyeceksiniz. Zor şartlar olabilir. Zor meselelerle uğraşıyor olabilirsiniz. Ama sizi gören bir yabancı yetkili veya vatandaş, sizin gözünüzde, bakışınızda, olayı ele alış tarzınızda o özgüveni hissetmeli. Bundan hiçbir zaman taviz vermeyin. Arkanızda elhamdulillah IMF'ye borçlu, kendi iç krizleriyle uğraşan, çevresinde birçok meselede o anlamda etkisi tartışılır bir ülke yok. Her noktada çok güçlü bir devleti, ülkeyi temsil etmenin inancını, güvencini içinizde taşıyacaksınız."

"DÜNYADA EN FAZLA DIŞ TEMSİLCİLİĞE SAHİP 8. ÜLKEYİZ"

Yeni atamalarla başkonsolosluk sayısının 74'e çıktığını, büyükelçilik sayısının da 124'e ulaştığını söyleyen Davutoğlu, "Son açılan büyükelçiliklerle birlikte dış temsilimiz 218'e ulaşıyor. Dünyada en fazla dış temsilciliğe sahip 8. ya da 9. ülkeyiz. 231'e çıktığımız zaman 5. ya da 6. ülke konumunda olacağız. Başka hiçbir ülkenin bayrağı bizimki kadar yaygın bir coğrafyada dalgalanmıyor." dedi.

Yeni diplomatlardan ikinci beklentilerinin ise "sosyal zemin, sosyolojik zemin" olduğunu aktaran Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Güçlü bir network oluşturacaksınız. Nerede temsil yapıyorsanız yapın. Gittiğiniz andan itibaren hem vatandaşlarımız arasında, STK'lar arasında güçlü bir network oluşturacaksınız."

EN UZUN KALDIĞI VE EN ÇOK ÜZÜLDÜĞÜ ÜLKEYİ AÇIKLADI

Davutoğlu, konuşmasında, kendi yaşamından da örnekler verdi. Dört yıllık bakanlık döneminde danışmanlıkla birlikte 10,5 yıla yaklaşan görev döneminde en fazla üzen olaylardan birinin, Almanya'da Neonazi cinayetlerine kurban giden vatandaşlarımız ile yaptığı görüşmeler olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Neonazi uzun yıllar faili meçhul kaldıktan ve aileler suçlandıktan sonra biranda tesadüfi bir şekilde bir cinayet, terör networkü ortaya çıktı. Bakanlığım döneminde bir seferde en fazla kaldığım ülke Almanya oldu. 6 veya 7 gün neredeyse kaldım. Belki Türkiye'de bile aralıksız 7 gün kalmadım ama orada kaldım. Bizi üzen bu cinayetlerin işleniş biçimi değil ama cinayetler sonrasında Alman polisinin, emniyetinin, savcılığının şüpheli diye hep aile yakınlarına bakması ama kendi içinden Alman toplumu içinden böyle ırkçı bir örgüt çıkacağına inanmaması."

Ardından Davutoğlu, tavsiyelerini şöyle sıraladı: "Bulunduğunuz yerlerde ne surette olursa olsun herhangi bir vatandaşınızı ilgilendiren husus varsa veya herhangi bir vatandaşımız mağdur olmuşsa, gözünden tek yaş düşmüşse, bırakın kan dökülmeyi o gözyaşını önce siz göreceksiniz. Ola ki suçlu olsalar dahi öncelikle siz işin aslını öğrenip müdahil olacaksınız. Herhangi bir vatandaşımızın sizi görmeden, sizinle muhatap olmadan oradaki başka bir otoriteyle muhatap olmasını ben kabul edemem. Gideceksiniz, göreceksiniz, onlarla ellerini tutacaksınız, dertleşeceksiniz, göz göze bakacaksınız onlar hissedecek ki sizin şahsınızda 76 milyon yanlarında ve yalnız değiller. Bu networku iyi kurmak lazım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, kim olursa olsun, hangi şehirden gitmiş olursa olsun, hangi mezhebe, hangi etnik kökene, arka plana sahip olursa olsun hepsi bizim için azizdir. Hepsiyle temas kuracaksınız. Hiçbir ayrım gözetmeksizin, hepsini bulundukları yerde de ziyaret edeceksiniz. Herhangi bir yerden tenkit gelecek olursa cevap verecek olan biziz. Derneklerinde, camilerinde, cemevlerinde, bayramlarında, kandillerinde, nişanlarında, vefatlarında hiçbir ayrım gözetmeden hepsinin yanlarında olacaksınız. Eleştirilerin cevabını vereceğim."

"FİŞLEMECİ ANLAYIŞ SONA ERDİ, HİÇBİR VATANDAŞ TEHDİT DEĞİL"

Vatandaşları tasnif eden, vatandaşları şu veya bu şekilde tanımlayan, hele hele vatandaşları fişlemeye potansiyel tehdit olarak görmeye dayalı anlayışın bittiğini söyleyen Davutoğlu, "Hiçbir vatandaş bizim için tehdit kaynağı değildir. Vatandaşı risk unsuru olarak göremeyiz görmeyeceksiniz. Ta ki terör ya da saldırgan bir şeyin içinde olmasınlar. Onlar kriminal bir durumdur. Ki onların bile bir şekilde tavsiye ile nasihatla veya herhangi bir şekilde temas kurularak, bazı konuların anlatılması gerekiyorsa anlatacaksınız. Hapishanelere bile düşmüş olsalar onlara sahip çıkacaksınız. Hastanelerde, hapishanelerde, pastanelerde, düğünlerde, derneklerde, cemevlerinde her yerde sizi görmek istiyoruz." diye ekledi.

Üçüncü tavsiyesinin ise siyasal boyutta olduğunu kaydeden Bakan Davutoğlu, "Var olan siyasi otorite ile ilişkileriniz diplomatik nezaket içinde ama özgüvenle paralel olacak. Vatandaşın hakkını gözetirken özgüvenle, temsil görevini yürütürken esneklik ve o ülkenin kurallarına geleneğine saygı göstererek, itibar ederek…Her ülkenin kendine has geleneği vardır, saygı göstereceksiniz. Kutsallarına saygı gösterilecek." şeklinde konuştu.

Davutoğlu, son olarak da "Yabancının düşmanlığına ve ırkçılığa karşı iyi niyet elçileri olmak zorundayız. Yabancı düşmanlığı en büyük tehlikedir." uyarısında bulundu.
CİHAN