Türk Çayını Tanıtma ve Geliştirme Derneği (TÜRKÇAYDER) Yönetim kurulu, kurdukları birlikteliğin gücünü Türk çayını geliştirmek, korumak, sektöre çay kanunu kazandırmak amacıyla kullanacaklarını bildirdi.
TÜRKÇAYDER'den yapılan yazılı açıklamada, 2014 yılında kurulan derneğin bünyesinde başta Çaykur, Rize Ticaret Borsası ve çok sayıda özel sektör çay fabrikasının bulunduğu, çay endüstrisine ait ürünlerin hammadde alımından pazarlamasına kadar her aşamada, üreticiler arasında mesleki dayanışma sağlamayı hedefleyen bir yapıya sahip olunduğu ifade edildi.
Açıklamada, çay tarımında, çevreyi olumsuz yönde etkileyen azot, fosfor ve potasyum karışımlı kimyasal gübre kullanımının 40 yıldır bölgede devam ettiği ve buna son vermek için organik çay tarımının desteklediği belirtildi.
Türkiye için stratejik bir ürün olan çay tarımında organik dönüşüme öncülük edileceği vurgulanan açıklamada, organik ürünlerin dünyada daha çok tercih edildiği, kimyasal gübrelerin yer altı sularını kirlettiği, toprağı öldürdüğü, uzun yıllar yoğun kimyasal gübre uygulamalarının bölge ekolojik yapısını ve dengesini bozduğuna dikkat çekildi.
Organik tarıma geçiş süreciyle çay tarımında organik gübre kullanımının artırılması ve 210 bin çay üreticisini bilinçlendirmek amacıyla ulusal çapta kampanya başlatmak için hazırlık içerisinde olunduğunun altı çizilerek, şunlar kaydedildi:
"Organik tarımda gübre kullanımı en önemli etkeni oluşturmaktadır. Çay üretimimizde kimyasal ilaç kullanılmaması dünya çay üretimindeki en büyük avantajımızdır. Bu avantajımıza organik gübre kullanımını da ekleyerek Türk çayının gücüne güç katmış olacağız. Ülkemizde organik çayın gelişimi için ilk adım, 2014 yılında hayata geçirilmiş, mikrobiyal gübreler ile çay bahçelerinde yapılan deneme uygulamalarında olumlu sonuçlar elde edilmiştir. 2015 yılı itibarıyla da çayda verim kaybını önlemek ve daha kaliteli çay elde edebilmek için organik çay yetiştiriciliğinde organik gübre uygulamaları yaygınlaştırılmıştır."
Karadeniz Bölgesi’nde başlayacak organik çay tarımının olumlu sonuçları olarak eko-köy, eko-turizm ve ekolojik arıcılık projelerinin de önünü açacağı belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Organik çay üretimi aslında diğer çay üreten ülkelerde de kısmen uygulanıyor. Fakat tek başına değil organik pestisitlerle desteklenerek üretim yapılabiliyor. Burada ülkemiz adına en önemli avantajımız Türk çayının üretiminde pestisit kullanılmamasıdır. Dolayısıyla çayımızın tamamını organik yapabilme potansiyeline sahibiz. Böylece üreticilerimizin verimli, ekonomik, sürdürülebilir, yüzde 100 doğal, sağlıklı ürünler yetiştirmesine katkı sağlayarak ülke ekonomisine değer kazandırmayı hedefliyoruz. Çay kanunu ile çay sektörü tüm sorunların önüne geçecek ve sektör ilerleyişini daha hızlı sürdürecektir. TÜRKÇAYDER altında birleşmemizin temel amacı da şüphesiz ki Türk çay sektörüne katkı sağlamaktır. Bu amaçla kurmuş olduğumuz birlikteliğimizin gücünü çayımızı geliştirmek, korumak için kullanacağız. Sektöre çay kanunu kazandırmak amacıyla var gücümüzle çalışacağız." (Milliyet)