Çelik: Vatandaşımız kime yetki vermişse mazbata ona verilecektir

AK Parti Sözcüsü Çelik, "Vatandaşımız kime yetki vermişse mazbata ona verilecektir. Bu kararı da YSK verecektir." dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino'nun seçim sonuçları ile ilgili yaptığı açıklamalara tepki gösteren Çelik, "ABD Dışişleri Sözcüsünün Türkiye'deki seçim süreciyle ilgili yaptığı açıklama kınanacak bir açıklamadır." dedi.

Çelik, şöyle devam etti:

"Hiçbir yabancı devletin herhangi bir organı ya da açıklaması, Türkiye'deki seçim sürecinin sonuçlarının meşruiyetinin kaynağı değildir."

AK Parti Sözcüsü Çelik, seçimler için Türkiye'ye gelen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi temsilcilerine seslenerek, "Sizlere sağladığımız erişim hakkı, bilgi verme mekanizmaları dünyanın hiçbir yerinde bu kadar aktif ve bu kadar güçlü bir şekilde ortaya konulmuş değildir." ifadelerini kullandı.

"Bu sempatik cümleler, hukuki sürecin alternatifi değildir"

Çelik, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının her gün defalarca basın toplantılarıyla bazı iddiaları gündeme getirdiğini ifade etti. 

Türkiye'de ilk defa bir tabloyla karşı karşıya kalındığını dile getiren Çelik, "İlk defa bir kişi mazbata almadan program düzenliyor, mazbata almadan resmi bir sıfat, resmi bir unvan kullanmaya kalkıyor." diye konuştu.

Bir kişinin göreve talip olduğu zaman bu göreve talip olmanın ağırlığını da üzerinde taşıması gerektiğine işaret eden Çelik, "Bunun da temeli hukuka saygıdır. Kamu görevine meşruiyetini veren ilk kavram ve temel mekanizma hukuktur." değerlendirmesini yaptı.

CHP adayının konuşmasında, "hoşgörü", "çoğulculuk", "empati", "eşitliğe saygı" gibi kavramlara yer verdiğine dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:

"Bunlar güzel ifadeler. Siyasetçilerin bunların altını çizmesi, bunlara bağlılık göstermesi güzeldir ama bunlar sadece sözden ve retorikten mi ibarettir yoksa bunlar gerçekten yürekten ve aklen mi söylenmektedir, bu önemli bir meseledir. Bunların retorikten veya sözden ibaret olup olmadığını gösterecek şey hukuka saygıdır. Bu sempatik cümleler, hukuki sürecin alternatifi değildir. Sempatik cümleler kurduktan sonra hukuki sürecin devam etmesinden rahatsızlık duymak sağlıklı bir yaklaşım değildir. Hukuki süreçlere saygı gösterilmeden bu gibi cümlelerin kurulması tamamen sözden, retorikten ibaret olduğunu gösterir, bir siyasi makyaj olarak değerlendirilir." 

"Hiç kimsenin oyu yenmemelidir, hiç kimse de oyunu yedirtmemelidir." diyen Çelik, "Oylar, sadece AK Parti temsilcilerinin önünde yeniden sayılmıyor. Bu bütün siyasi parti temsilcilerinin önünde yapılıyor. Yani bütün vatandaşlarımızı temsil eden temsilciler orada bulunuyor. Son derece şeffaf bir süreçtir." ifadesini kullandı.

"Sürecin yöneticisi Yüksek Seçim Kuruludur"

"Sürekli sempatik cümleler kurup onun arkasından hukuki sürece dönük bir tutum almaktan bahsetmek hatta katkı versinler diye Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Bahçeli'yi hukuki sürece müdahale etmeye davet etmenin" son derece yanlış bir yaklaşım olduğuna işaret eden Çelik, "Zaten bu yaklaşımın yanlış olduğunun farkında olarak 'biz girişimde bulunun demiyoruz, katkı veriyoruz' gibi söz oyunlarına başvuruluyor." dedi. 

Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Unutmayınız hiçbir parti genel başkanı, hiçbir siyasetçi, hiçbir aday sürecin şu anda hakimi ya da yöneticisi, karar vericisi değildir. Sürecin patronu, hakimi, yöneticisi Yüksek Seçim Kurulu'dur. Dolayısıyla YSK, Türkiye'nin demokrasi deneyimine ve hukuki prensiplere uygun olarak sonucu açıklayacaktır. Biraz sabretmek yetecek. Vatandaşımız kime talimat vermişse vatandaşımız kime yetki vermişse mazbata ona verilecektir. Bu kararı da YSK verecektir. Vatandaşımızın iradesi net olarak gözüktükten sonra da hepimiz diyeceğiz ki 'başımızın üstünde yeri var, saygı duyuyoruz, bu vatandaşımızın bize emanetidir, bize saygı duymak düşer' ve kazananı tebrik edeceğiz. Bu kadar basit bir mesele. Olağanüstü, stresli bir durum yok. Memlekette her şey yolunda ama sürekli olarak bir olağanüstü durum var gibi açıklama yapmak doğrusunu söylemek gerekirse sağlıklı bir yaklaşım değil."

Devlet geleneği olarak Anıtkabir'in siyasiler, adaylar tarafından ziyaret edilmesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren Çelik, "Fakat Anıtkabir ziyaretinin ve Anıtkabir Defterinin mazbatasını almamış bir kişi tarafından resmi unvana, resmi yetkiye sahip olmayan bir kişi tarafından istismar edilmesine itiraz ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'yi suçlayan yaklaşım karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik"

ABD Başkan Yardımcısının Türkiye'nin NATO üyeliğine ilişkin sözlerini şaşkınlıkla karşıladıklarını belirten Çelik, "Türkiye'yi suçlayan, basiretsiz bir yaklaşım karşısında şaşkınlığımızı gizleyemedik." dedi. 

Türkiye'nin Rusya'dan S-400 almasına karşı ABD'nin gösterdiği tutumunu saygısızlık olarak nitelendiren Çelik, şunları aktardı:

"Bitmiş bir anlaşmadan Türkiye'nin vazgeçmesini istemek, Türkiye'nin egemenlik haklarına saygısızlıktır. Türkiye, bu saygısızlığa herhangi bir prim vermeyecektir." 

"Hukuk işlesin ve sonuca saygı duyalım"

YSK'nın itibarını korumanın herkesin ortak görevi olduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:

"Bırakalım YSK işini yapsın, hukuk işlesin ve sonuca saygı duyalım."

AA