Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Celal Tekin tarafından yapılan yazılı açıklamada, 10 yaşındaki Ceylin Atik'in Cumhuriyet Mahallesi'ndeki evlerinin önünde parkta oynadığı sırada kaybolduğu, ardından ailesine gönderilen "Kızınız elimizde. Bizden haber bekleyin, polise haber verirseniz öldürürüz. Takiptesiniz" mesajı üzerine soruşturma başlatıldığı belirtildi. Soruşturma kapsamında, kolluk görevlileri tarafından Ceylin Atik'in son görüldüğü yer olan Düzen Sokak'taki güvenlik kameraları incelendiğinde yalnız başına yürüdüğünün tespit edildiği vurgulandı. Bunun üzerine kızın gittiği Düzen Sokak yönündeki 12 güvenlik kamerasının daha incelendiği, ancak kendisine ait başka görüntüye rastlanmadığı belirtildi. Ailesine gönderilen mesajın ise İ.G. tarafından tarafından kullanılan ve hattı annesi C.G. üzerine kayıtlı telefondan gönderildiğinin tespit edildiği de açıklamada vurgulandı. Ancak, bilgisine başvurulan İ.G.'nin telefon hattını bir süre önce kaybettiğini söylediğine dikkat çekilen açıklamada ayrıca şu bilgilere yer verildi:
"Yapılan araştırmalar neticesinde kayıp çocuğun C.G.'nin kardeşleri olan M.S. ve N.S.'nin evlerinde olabileceği değerlendirilip, evlerinde ve eklentilerinde arama yapılmıştır. M.S, polisteki ifadesinde suçlamayı kabul etmemiştir. Soruşturma kapsamında, polis tarafından toplam 5 kişi şüpheli olarak, 11 kişinin de bilgi sahibi sıfatı ile ifadeleri alındı. Polisin, geçen 12 Haziran'da saat 10.40'ta görüştüğü S.T eşinin kendisine 'Ceylin' isimli kızın kendi evlerinde düştüğünü, panikleyip, kızı evde bulunan sandığın içerisine koyduğunu anlattığını söylemesi üzerine savcılığımızn talimatı üzerine evde arama yapıldı. Aramada çeyiz sandığı içinde Ceylin Atik, ölü bulundu. Şüpheliler Ş.T., eşi S.T. ve üvey annesi R.Ö. gözaltına alındı. Cesedi bulunan çocuğun İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsisinde baş bölgesinde künt travma bulgusu saptanmıştır. Ş.T. polis ve savcılıktaki ifadesinde, dedesinden fidye almak için kendi çocuğu ile oynaması bahanesiyle evine davet ederek kandırdığı Ceylin'i kaçırıp, yüzüne havlu ile bastırarak bayıltıktan sonra, paniğe kapılıp, çocuğun başına evde bulunan ahşap kasa ile vurarak öldürdüğü, ardından da önceden ablası C.G nin evinden çalmış olduğu Simkartı eski telefonuna takarak C.A'nın dedesine mesaj çektiğini itiraf etmiştir. Şüpheliler S.T. ve R.Ö. ise haklarındaki suçlamaları kabul etmedi. Ş.T., S.T. ve R.Ö.'nün hakkında iştirak halinde tasarlayarak, canavarca hisle veya eziyet çektirerek, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla çocuğa karşı kasten öldürme suçundan sevkedildikleri Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı."
Çeşitli basın yayın organlarında şüpheliler Ş.T. ve S.T.'ye ait konutta daha önce üç defa arama yapılmasına rağmen ancak son aramada çocuğun cesedinin bulunduğu yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı da açıklamada vurgulandı.
Olayla ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürerken, şüpheliler Ş.T. ve S.T.' nin önceki tarihlerde ölen iki çocuğu ile ilgili de ayrıca inceleme ve araştırma yaptığına da açıklamada dikkat çekildi.
Soruşturma kapsamında gerek görülürse, ölen iki çocuğun mezarları açılabilecek.