CHİLCOTT: Her şeyden çok Türkiye'yi gezmeyi özlüyorum

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Chilcott, Kovid-19 tedbirleri kapsamında, işlerini büyükelçilik konutundaki ofisinde internet üzerinden yaptığı toplantılarla yürüttüğü bu süreçte, "her şeyden çok Türkiye'yi gezmeyi özlediğini" söyledi.

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında, işlerini büyükelçilik konutundaki ofisinde internet üzerinden yaptığı toplantılarla yürüttüğü bu süreçte, "her şeyden çok Türkiye'yi gezmeyi özlediğini" söyledi.

Büyükelçi Chilcott, Kovid-19 salgını nedeniyle zorunlu olmadıkça kimsenin evden çıkmadığı süreci Ankara'da nasıl geçirdiğini AA muhabirine anlattı.

Bugünlerde neredeyse bütün büyükelçilik personelinin evden çalıştığını söyleyen Chilcott, "Eşim Jane Lady Chilcott ile birlikte yaşadığımız konutta bir ofisim var ve gün içerisinde bu ofisten çalışıyorum. Toplantıları internet üzerinden yapıyoruz." dedi.

WhatsApp uygulaması ve e-posta sayesinde de ekibiyle sürekli iletişim halinde olduğunu vurgulayan Chilcott, "Dolayısıyla, bu aralar pek çok meslektaşımı yüz yüze göremesem de büyükelçiliğin işlerinin büyük bir çoğunluğu hala yapılıyor. Ayrıca çok sayıda görüşme de yapıyorum, Türk makamlarındaki mevkidaşlarımla ve iş dünyasıyla, Ankara'daki diğer elçilerle ve Londra'daki Dışişleri Bakanlığı ile. Tabii yine bilişim teknolojisini kullanarak." diye konuştu.

"Personelimizin tarifleriyle Kovid-19 süreci için yemek kitabı hazırladık"

Bu süreçte, büyükelçilik personelinin ve ailelerinin refahını ve moralini yüksek tutmaya özellikle öncelik verdiklerini belirten Chilcott, meslektaşlarıyla bir araya gelip sosyalleşmenin yeni yollarını bulmak durumunda kaldıklarını anlattı.

Chilcott, şöyle devam etti:

"Örneğin, bilişim teknolojisini kullanarak bilgi yarışması geceleri yapıyoruz, bir kitap kulübümüz var ve hatta arada sırada kokteyl partisi bile yaptığımız oluyor. Personelimizden gelen yemek tarifleri ile Kovid-19 süreci için bir yemek kitabı hazırladık. Geçtiğimiz cuma, dünyanın dört bir yanındaki 3 bin Britanyalı diplomat ile birlikte, eşim ve ben de sağlık sistemimize ve UNICEF'e fon sağlayabilmek için 'küresel maraton' etkinliğine katıldık. Yani, bir şekilde sosyal hayatı canlı tutmanın yollarını bulmak için yaratıcı olmaya çalışıyoruz."

"Her şeyden çok Türkiye'yi gezmeyi özlüyorum"

Zorunlu olmadıkça evden çıkılmayan bu süreçte en çok neleri özlediğini anlatan Chilcott, "Her şeyden çok Türkiye'yi gezmeyi özlüyorum, özellikle de şimdi hava burada bu kadar güzelken. Nisan ayında, Birinci Dünya Savaşı anma törenleri için Gelibolu Yarımadası'na gidecektim." dedi.

Genellikle mayıs ayında, Britanyalı turistlerin tercih ettiği sahil kesimlerine gidip, yaz sezonu başlamadan önce valilerle, belediye başkanlarıyla ve emniyet amirleriyle görüşmeler yaptığını da vurgulayan Chilcott, şunları kaydetti:

"Kars Üniversitesindeki bazı öğrenciler, beni üniversitelerinde konuşma yapmaya davet etmişti ve eşimle ben, dağların arasından trenle Kars'a gitmeyi umuyorduk. Ayrıca, hafta sonları Ankara ve İstanbul'da gezmeyi de seviyorum. İstanbul'da olduğum zamanlarda eğer Fenerbahçe'nin evinde bir maçı varsa, önceliğim kesinlikle o oluyor. Televizyonda spor izlemeyi çok özlüyorum ve İngiltere prömiyer liginin ya da Altı Ulus Rugby Turnuvası'nın sonunu izleyemediğime çok üzülüyorum. Türkiye'nin rahat kafe hayatını, bir kafede oturup kahvemi yudumlarken kitabımı okumayı ve hayatın etrafımda dönüp durmasını özledim."

Chilcott, bu süreçte özlemediği şeylere ilişkin ise, "Dürüst olmak gerekirse, Türkiye'de bir büyükelçi olarak hiç keyif almadığım halde yapmak zorunda olduğum hiçbir şey olmadı. Tabii arada sırada ülkelerin ulusal günlerinde yapılan klasik konuşmaları dinlemeyi pek hevesle beklediğimi de söyleyemem. Ama bu işimin bir parçası ve en kötüsü buysa, çok şanslısınız demektir." ifadelerini kullandı.

"Yemek salonundaki masa, şimdilerde yapboz masası olarak hizmet veriyor"

Evde kaldığı süreçte sabahları internet üzerinden egzersiz videoları açarak yarım saat spor yaptığını söyleyen Chilcott, "Sonra piyanoda biraz pratik yapıyorum. Sanırım sokağa çıkma yasağının faydalarından birisi de eşim dışında kimsenin beni piyano çalarken dinlemek zorunda kalmıyor olması." dedi.

Büyükelçiliğin kitap kulübünün bir üyesi olarak bol bol okuduğunu söyleyen Chilcott, "Kitap kulübümüz, Orhan Pamuk'un Kızıl Saçlı Kadın kitabıyla başladı. Sonra Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sını okuduk ve bu haftaki kitabımız Elif Şafak'ın Baba ve Piç adlı kitabı. Televizyonu akşamları, yemek salonundaki, şimdilerde yapboz masası olarak hizmet veren büyük masanın üzerine eğilmiş olarak izliyorum."

"Yazın ailemle Türkiye'de güzel bir tatile gidebileceğimizi umuyorum"

Ankara'da sadece eşiyle birlikte bulunduğunu, ailesinin kalanının ülkesinde olduğunu söyleyen Chilcott, "Bu baharda çocuklarımızla ve torunlarımızla vakit geçirme planlarımızı ertelemek durumunda kaldık. Ama Zoom, Facetime ve WhatsApp gibi uygulamalar aracılığıyla temasımızı korumak için elimizden geleni yapıyoruz." dedi.

Şu anda İngiltere'de evden çıkmama kuralına uyan yaşlı bir annesi olduğunu ve onunla düzenli olarak telefonda konuştuğunu anlatan Chilcott, "Ayrıca aile içinde de Zoom üzerinden yaptığımız ve bizi bir araya getiren haftalık bir bilgi yarışmamız var. Torunlar çok çabuk büyüyor ve sadece birkaç ay için bile olsa, bizzat onlarla birlikte olamamak çok can sıkıcı. Ama, yazın hepsiyle birlikte Türkiye'de güzel bir tatile gidebileceğimizi umuyorum." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'deki vatandaşlarımızla temasta kalmaya çok önem verdik"

Salgından önce, sosyal medya kanalları aracılığıyla, Türkiye'de yaşayan vatandaşlarıyla iyi bir iletişim kurduklarını aktaran Chilcott, "Fakat virüsün ortaya çıkması, hem burada ikamet eden Britanyalılarla hem de yasaklar ilk başladığında Türkiye'de turist olarak bulunan ve dönüş uçakları iptal edilen binlerce Britanyalılarla temas halinde olmamızı her zaman olduğundan çok daha önemli kıldı." dedi.

Chilcott, Türkiye'de geçici süreyle bulunan vatandaşlarının evlerine dönebilmesini sağlamanın da kriz sürecindeki öncelikleri arasında olduğunu belirterek, "Kişisel mesajları iletmek ve bazen videoyla, Türkiye'de alınan tedbirler ile Birleşik Krallık'a dönüşlerinde kullanabilecekleri mevcut seçenekler hakkında bilgi vermek için Twitter ve Facebook'u kullandım." diye konuştu.

Konsolosluk ve halkla ilişkiler personelinin de bu alanda çok yoğun çalıştığını söyleyen Chilcott, "Salgının en başlarında, Türkiye'deki Britanyalılardan Büyükelçiliğimize kayıt yaptırmalarını rica ettik ki, faydalı bilgileri kendilerine e-posta ile gönderebilelim. Bunu yapmaya da hala devam ediyoruz. Yani, pek çok farklı iletişim yöntemini bir arada kullanıyoruz."

AA