CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak: Erken seçim peşinde değiliz

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Öztrak, "Biz bir erken seçim peşinde değiliz ama öyle görüyoruz ki iktidar bir telaş içinde." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, toplantının ardından yaptığı açıklamada, MYK toplantısında Yerel Yönetim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun'un vatandaşların ilettiği sorunlarla ilgili bilgilendirme yaptığını, ekonomik krizin geldiği son noktanın ve sınırlarda artan jeostratejik risklerin durumunun değerlendirildiğini aktardı.

Çanakkale'de Kaz Dağları'nda vatandaşların yaşadıkları yerin suyuna, havasına sahip çıkmak için mücadele ettiğini kaydeden Öztrak, CHP'li birçok genel başkan yardımcısının burada bulunduğunu, bu konunun da MYK'nin gündeminde olduğunu söyledi.

Rize'de selde kaybolan vatandaşın sağ salim evine dönmesi temennisinde bulunan Öztrak, Nusaybin'de hain terör örgütünün tuzağıyla yaralanan 3 askere acil şifalar diledi.

Öztrak, bugünün TBMM tarafından Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e "Başkomutanlık" makamının verilmesinin 98'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak Atatürk ile Kurtuluş Savaşı'nın aziz şehit ve gazilerini saygıyla andı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Bursa'da açılışlar yaparken CHP ve Kılıçdaroğlu hakkında ifadeler kullandığını hatırlatan Öztrak, şöyle konuştu:

"Açılan tesislerin milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. Açılışı yapılan projeler arasında İstanbul-İzmir Otoyolu Projesinin bir kısmı da var. Bu otoyolun geçiş ücretlerine bakınca bu hizmetten sadece bir avuç mutlu azınlığın yararlanabileceğini görüyoruz. İstanbul'dan yola çıkan bir araç, bu otoyol güzergahındaki Osmangazi Köprüsü'nü de kullanırsa İzmir'e kadar 256 lira geçiş ücreti ödeyecek. Bir de 200 liralık benzin yaktığını düşünün toplam ulaşım masrafı bir aracın, 500 lirayı bulur. Oysa bugün İstanbul ile İzmir arasında uçak bileti 250 lira civarında. Bu güzergahtan arabayla İzmir'e gitmek, uçakla İzmir'e gitmekten daha pahalı. Yani arabada iki kişi olsa kurtarmıyor."

Kamyoncu asgari ücret harcayacak

İstanbul'dan İzmir'e yük getirip götüren bir kamyonun sadece gidiş-geliş otoyol masrafının bin 292 lira olduğuna dikkati çeken Öztrak, buna akaryakıt da eklendiğinde kamyoncunun bir seferde bir asgari ücret harcamak zorunda kalacağını kaydetti.

Önceki iktidarlar döneminde yapılan yollar ile AK Parti iktidarı döneminde yapılan yollara ne kadar ödendiğini örnekle karşılaştıran Öztrak, aradaki fiyat değişikliğinin otoyolların işletme ve finansman modellerindeki farktan kaynaklandığını ifade etti.

Öztrak, milletin, devletin doğrudan yaptığı ve işlettiği köprü ve otoyola sadece geçişlerde ücret ödediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Oysa kamu-özel iş birliği modeliyle yapılan köprüye ve otoyola millet geçse de geçmese de para ödüyor. Yani Adalet ve Kalkınma Partisi projelerinde tam bir 'Deli Dumrul' tarifesi uygulanıyor. Biz, bunları gündemi getirince sarayın kibirli adamı kızıyor. Bizleri 'iş bilmezlikle' suçluyor, 'kasadan bir kuruş çıkmıyor' diyor. Doğrudur, bu paralar sarayın ve yandaşların kasasından çıkmıyor ama milletin cebinden ve devletin hazinesinden çıkıyor. Milletimiz geçmediği köprü, yatmadığı hastane için geçen yıl vergileriyle bütçeden 6 milyar lira ödemiş. Bu yıl ise bütçeye konan rakam 9,7 milyar Türk Lirası. 2020'de geçilmeyen köprü ve yatılmayan hastaneler için bütçeden ödenecek tutarın 20,3 milyar liraya yükseleceği tahmin ediliyor. 2021'de aynı harcamalar için ödenecek tutar tahmini ise 23,5 milyar lira."

"Geçse de geçmese de para ödeniyor"

Bu rakamlara, Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin yolcu garantisi kapsamındaki ödemelerinin dahil olmadığına işaret eden Öztrak, şunları kaydetti:

"Soruyoruz, 'Nedir bu verdiğiniz yolcu garantilerinin miktarı' diye? Cevap veriyorlar, 'Sözleşmenin gizliliği vardır, bu nedenle bu rakamları veremeyiz.' İstanbul-İzmir Otoyolu için Hazinenin kefil olduğu dış kredi miktarı yaklaşık 5 milyar dolar. Bu otoyol üzerindeki güzergahlarda günlük 17-40 bin araç geçecek diye bu şirketlere garanti verilmiş. Eğer araç sayısı bunun altına düşerse aradaki farkı devlet karşılıyor. 40 bin araç geçse de geçmese de bu para ödeniyor. Bu projelerin dış finansmanına garantiyi devlet veriyor. Yolcu, araç, hasta garantisini devlet veriyor. Bu kadar garantiden sonra geliri yandaş cebin indiriyor. Ondan sonra dönüp buna 'risk paylaşımı' diyorlar. Burada risk milletin, kar da yandaşın. Bunun adı, milletin cebinden yandaşları daha da zengin etme operasyonudur. Madem bu modelin dünyaya örnek olduğunu iddia ediyorsunuz, neden ihale sözleşmelerini açıklamıyorsunuz. Neden verilen yolcu, araç ve hasta garantilerinin her bir proje için kalem kalem ne kadar olduğunu açıklamıyorsunuz? Bu garantilere konu yolcu, araç ve hasta sayılarının gün gün ne kadarının karşılandığını, ne kadarının bütçeye yük olarak geleceğini milletle neden paylaşmıyorsunuz? Neyi saklıyorsunuz?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "sanayi üretiminden istihdama kadar tüm göstergelerde olumlu yükseliş var" dediğini aktaran Öztrak, "Demek ki saraydan millete dürbünün tersiyle bakınca her şey toz pembe gözüküyor. Madem işler toparlanmaya başladı, istihdam artışa geçti neden Sosyal Güvenlik Kurumunuz 8 aydır sigortalı sayılarını açıklamıyor?" diye sordu.

"Faiz indi, enflasyon rekor kırdı"

Ekonomide yaşanan sorunlara, son dönemde yapılan zamlara dikkati çeken Öztrak, "Hem doğal gaz hem de sigara zammı özellikle ağustos ayında yapıldı ki temmuz ayı enflasyonu etkilenmesin, faizin indiği ay enflasyon azmasın, AKP Genel Başkanının enflasyon-faiz teorisi doğrulansın." diye konuştu.

Öztrak, bugün temmuz ayı enflasyon rakamlarının açıklandığını hatırlatarak, tüm çabalara rağmen temmuzda aylık enflasyonun yüzde 1,36 olduğunu, bunun mevcut enflasyon serisinde temmuz ayları itibarıyla en yüksek enflasyon olduğunu söyledi.

Faiz inmesine rağmen enflasyonun daha ilk aydan rekor kırdığını savunan Öztrak, umutların, ağustos ve eylüldeki baz etkisine kaldığını kaydetti.

Vatandaşın mutfağındaki enflasyonun çok daha büyük olduğunu, en temel gıda maddelerinde ciddi fiyat artışlarının gerçekleştiğini ifade eden Öztrak, "Mutfaktaki yangın hız kesmiyor, her gün biraz daha büyüyor. Herhalde önümüzde bir seçim olsa bu iktidar yaz gününde de tanzim satış mağazalarını kurar." ifadelerini kullandı.

"Ufukta bir seçim mi var"

Öztrak, 2023 için "25 bin dolar olacak" dedikleri kişi başına milli gelirin, 12 bin 484 dolara indirildiğini ifade ederek, "2013'te kişi başına düşen gelir 12 bin 480 dolar mıydı, değil miydi? 10 yılda kişi başına yıllık gelirimiz 4 dolar artacakmış. Bunun neresine başarılı diyeceğiz? '2023'te ilk 10 ekonomiye gireceğiz' türküleri söylediler. Şimdi Türkiye'yi ilk 20 ekonomi arasından düşecek noktaya kadar getirmiş bulunuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Milletin, kendinden kopanlara en güzel cevabı günü geldiğinde sandıkta verdiğini belirten Öztrak, şunları kaydetti:

"Ekonomide sıkıştıkça Erdoğan, İstanbul seçimlerinde unuttuğu Fırat'ın doğusuna müdahale kartını masaya getiriyor. Hayrola, ufukta bir seçim mi var, yoksa partide dağılan safları sıkılaştırmak için bu kart mı oynanıyor? Baştan itibaren 'Ortadoğu'nun meselesi, Ortadoğu devletleri tarafından çözülmelidir' diyoruz. Hep bunu söyledik. 'Türkiye ancak bu şekilde Müslüman'ın Müslüman'ı kardığı Ortadoğu bataklığından kurtulur ve bölgeye başarı getirir.' diyoruz. Türkiye, Esad ile Rusya üzerinden konuşarak, Mısır'la kavga ederek Ortadoğu'yu büyük devletlerin oyun alanı haline getiriyor' diyoruz. Kendi silah fabrikalarını Katar'a satanların, Türkiye'nin çıkarlarını ne kadar savunacakları konusunda çok ciddi endişelerimizin olduğunu sürekli dile getiriyoruz. Milletimizin güvenliği için her türlü tedbir alınmalıdır. Ancak Suriye sorununun köklü çözümü, Suriye'nin toprak bütünlüğünü dikkate alan, diyaloga dayalı barışçı bir yaklaşımda aranmalıdır. Bugüne kadar savaşlar hiçbir topluma fayda getirmemiştir, bundan sonra da getirmeyecektir. İktidar artık dış politikayı iç politika malzemesi haline getirmekten vazgeçmelidir."

"Kendileri pişiriyorlar, kendileri yiyorlar"

Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Öztrak, "Yap-işlet-devret" modeline ilişkin bir soru üzerine, "'Hiçbir şey harcamıyoruz' diyorlar. Geçen yıl 6 milyar harcadılar. 6 milyar, kullanılmayan yol, yatılmayan hastane için verildi. Bu yıl 9,7 milyar milletin yatmadığı hastane, kullanmadığı yol için verilecek. Önümüzdeki yıl kaç olacak? 20 milyar Türk Lirası'nı geçecek. Şimdi bunlar bedava mı oldu? Yap-işlet-devret bir finansman modelidir. Sonunda bunun da parası milletin cebinden, devletin hazinesinden çıkar." dedi.

"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın kurucusu olduğu özel hastaneye, yayımlanan bir genelgeyle 'ileri düzey hastane' statüsü verildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Öztrak, "İleri düzeyde hastane tanımını Sağlık Bakanlığı getiriyor. İleri düzeyde hastane tanımına uygun Türkiye'de bir tane hastane var o kimin? Sağlık Bakanının kurmuş olduğu hastane. Türkiye'de her iş böyle gidiyor. Kendileri pişiriyorlar, kendileri yiyorlar. Böyle şey olmaz. Bunu, milletin vicdanı kabul etmez." yanıtını verdi.

"Erken seçimle ilgili CHP'nin yaklaşımı nedir?" sorusu üzerine ise Öztrak, şunları kaydetti:

"Erken seçim konusundaki yaklaşımımız baştan itibaren son derece açık. Biz bir erken seçim peşinde değiliz ama öyle görüyoruz ki iktidar bir telaş içinde. Bir şey yapacaksan yaparsın dış politikada. Bunu tutup da iç politikaya malzeme yapmaya kalktığınız zaman bunu bir başka amaçla kullanıyorsunuz demektir. Bunun iki amacı olabilir, ya şu anda Erdoğan'ın partisi dağılmak üzere, bir arada tutabilmek için bu kartı oynuyor ya da artık bu işi götüremeyeceğini anladı, bir an önce erken seçime gitmek ve bu işten kaçmak için bu tür kartları oynuyor."

AA