Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, yazılı açıklamasında, yaşı büyüyen, yeni bir sınıfa veya okula giden öğrencilerin yeni arkadaş grupları tarafından kabul görme endişesiyle zararlı alışkanlıklara yönelebildiğine değindi.
Fiziksel hastalıklara karşı güçlü bir bünyeye sahip olmak ne kadar önemliyse, bağımlılık riskine karşı da psikolojik açıdan güçlü ve öz güvenli çocuklar yetiştirmenin o kadar önemli olduğunu anlatan Öztürk, çocuğun ailede göreceği yaklaşımın bağımlılıklardan korunmada kalkan rolü üstlendiğinin altını çizdi.
Öztürk, velilere şu tavsiyelerde bulundu:
"Çocuklarınıza olan sevginizi sözlü olarak ve davranışlarınızla ifade etmekten kaçınmayın. Hayata ve geleceğe olumlu ve umutlu bakmasını sağlayın. Çocuklarınızın 'özdeğer' algısını oluşturun. Hatalarına karşı yargılayıcı olmayın şefkatle yaklaşın. 'Hayır' demeyi öğretin. Çocuklarınızı dinleyin, konuşun, sorunlarına çözüm odaklı yaklaşın. Empati kurmayı öğretin. Kendi bedenine iyi davranma ve sağlığına sahip çıkma bilinci verin. İyi-kötü, doğru-yanlış, sorumluluk, saygı gibi değerleri benimsetin. Ailece yapılan aktiviteler, sohbetler, geziler düzenleyin. Okulu ve öğretmenleriyle sürekli iletişimde olun. Arkadaşları ve aileleriyle tanışın. Sınırlar koyun."
Sigaraya başlama nedenlerine değinen Öztürk, şunları kaydetti:
"Okul, sınıf ve yaşın getirdiği bazı değişimler okulun ilk günlerinde öğrencilerin riskli bir süreç yaşamasına neden oluyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de tütün ürünleri kullanmaya başlayanların yüzde 21,6'sı merak, yüzde 29,1'i arkadaş etkisi ve 29,7'si özentiyi gerekçe gösteriyor. Okulların açıldığı günler sosyalleşme baskısı nedeniyle öğrencilerde duygusal değişimlerin yoğun olduğu bir dönemdir. Bu yüzden anne babaların çocuklarını okula başladıkları ilk günlerde biraz daha yakından takip etmelerini ve izlemelerini öneriyoruz. Çocuklar ancak bu sayede riskli dönemi güvenli bir şekilde aşabilir."
Yeşilay'ın okullardaki uygulamaları
Yeşilay'ın okullardaki uygulamalarıyla ilgili bilgi veren Öztürk, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM), Okulda Bağımlılığa Müdahale Programı (OBM) ve Benim Kulübüm Yeşilay projeleriyle bağımlılıklarla etkin mücadele ettiklerini ifade etti.
Öztürk, TBM'nin Türkiye'nin ilk ve tek okul temelli önleme programı olma niteliği taşıdığını belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de bu alanın otorite olarak kabul edilen uzmanları tarafından hazırlanmış bilimsel içeriklere sahip bağımlılık önleme programımızın diğer ayırt edici özelliği pedagojik bir yaklaşımla, farklı yaş gruplarına farklı modüllerin geliştirilmiş olmasıdır. Milli Eğitim Bakanlığından gelen bilgiye göre 32 bin rehber öğretmen TBM uygulayıcı eğitimi almış bulunmaktadır. 2014'ten itibaren rehber öğretmenler aracılığıyla uygulanarak her yıl 10 milyon öğrenci ve 2 milyon yetişkine ulaşan TBM eğitimleri, diğer bakanlıklar ve kamu kurumlarıyla yapılan işbirlikleriyle tüm topluma ulaşmaktadır. OBM ile de rehberlik öğretmenlerine, risk grubundaki öğrencileri tespit etme ve müdahale yetkinliği kazandırılarak, alkol, tütün ve maddeyle tanışmış çocuk ve ergenlerde, bu zararlı alışkanlıkların bağımlılığa dönüşmeden müdahale edilmesini amaçlıyoruz."
Yeşilay kollarının da Yeşilay kulüpleri olarak yeniden hayata geçirildiğini hatırlatan Öztürk, kulüp faaliyetlerinde kullanılmak üzere ilkokul, ortaokul ve liseler için ayrı olarak hazırlanan "Yeşilay Kulübü Etkinlik Kitapları"nın eğitim öğretim yılında kullanılmaya başlanacağını bildirdi.
Öztürk, Benim Kulübüm Yeşilay projesine ilişkin olarak şunları paylaştı:
"Çocukların bağımlılık ve sağlıklı yaşam ile ilgili bilgi düzeylerini yükseltmek hem kendilerine hem de arkadaşlarına bağımlılıklardan korunma ile ilgili kazanımlar oluşturmasını sağlamak amacıyla geçtiğimiz eğitim yılıyla birlikte projemizi hayata geçirdik. Proje kapsamında yetiştirdiğimiz gönüllü Genç Yeşilay liderleri ile birlikte bugüne kadar Yeşilay şubeleri vasıtasıyla okullarda gerçekleştirilen etkinliklerle 30 binin üzerinde öğrenciye ulaştık. Projemiz bu yıl 81 ilde 200 okulda uygulanarak tüm Türkiye'ye yaygınlaştırılacak."
AA