Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesine katılmak ve resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği İngiltere'de Cambridge Camisi'nin açılışını yaptı.
Erdoğan, konuşmasına duayla başladı ve katılımcıları selamladı. Birleşik Krallığın dört bir yanındaki Türk vatandaşlarına ve Müslümanlara da selamlarını gönderen Erdoğan, Avrupa'nın ilk çevre dostu camisi olan Cambridge Camisi ve Külliyesi'nin açılışı dolayısıyla Türk ve Müslüman toplumuyla birlikte olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Bugün sadece bir caminin, bir külliyenin açılışını yapmadıklarını, aynı zamanda her taşı, her nakışı ile çatışmayı ve husumeti reddeden abidevi bir eseri de bu şehre armağan ettiklerini belirten Erdoğan, 10 seneyi aşkın bir çabanın meyvesi olan Cambridge Camisi'nin, Türk kökenli vatandaşlar ve soydaşlar başta olmak üzere Birleşik Krallık'ta yaşayan tüm Müslümanlara hayırlı olması dileğinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017'de hayatını kaybeden caminin mimarı David Marks'ı da minnetle andığını belirterek, Cambridge Üniversitesi'nde okurken caminin yapımı için bağış kampanyası başlatan ve çok erken yaşta hayatını kaybeden Baraka Han'a da Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, "Baraka kızımız, bir taraftan yakalandığı amansız hastalıkla mücadele ederken, diğer taraftan da camimiz için kampanya başlatmış, bağış toplamıştır. Baraka evladımızın topladığı bu bağışlar, camimizin kadınlar mahfilinde kullanıldı. Onun hatırasını yaşatmak için de buraya 'Bereket Odası' denildi. Rabbim Baraka kızımızla beraber diğer yardımseverlerin de hayırlarını dergahı izzetinde kabul eylesin." diye konuştu.
Erdoğan, "Bu vesileyle cuma günü Londra köprüsünde meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybeden her ikisi de Cambridge Üniversitesi mezunu kurbanlar için de ülkem ve milletim adına taziyelerimi sunuyorum." dedi.
"Gerçekten güçlü bir dayanışma ve iş birliğinin ürünü"
Cambridge Camisi'nin, gerçekten güçlü bir dayanışma ve iş birliğinin ürünü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Caminin şehrimize kazandırılmasında başta Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı olmak üzere, farklı kurumlarımızın çok büyük payı var. Diyanet Vakfımızla birlikte projeye öncülük eden Sayın Abdul Hakim Murat ile Sayın Yusuf İslam kardeşimi, Cami Mütevelli Heyeti'nin kıymetli üyelerini ayrıca tebrik ediyorum. Tabii Zeynep kızımızı da bu arada ihmal edemem. Öyle mi Yusuf kardeşim? Çok gayretli, çok koştu, beni de koşturdu, Sağ olsun, var olsun. İşçisinden mühendisine, mimarından hattatına, Onun için üstat Hüseyin Kutlu hattatımıza özellikle teşekkür etmeden geçemeyeceğiz ve Hüseyin Kutlu üstadımızın tüm eserleri şu anda kendisini anmamıza zaten vesile oluyor. Allah uzun ömürler versin daha nice eserleriyle inşallah birlikte olalım. Tabii bu arada hattatların yanında müzehhibinden marangozuna kadar emek sahibi herkesi gönülden kutluyorum. Gerçekten burada ciddi manada marangozlarımızın eserlerini görüyoruz. Sordum, burada çivi yok. Gördüğünüz gibi bütün ahşap işler birbirine geçme, bu şekilde yapıldı. Tarih de buna şahitlik edecek. O bakımdan bu yönüyle de eser çok önemli."
Ağaç işçiliğinin şaheserlerinden biri olan ve bu alanda birçok ödüle layık görülen caminin, 1300 kişilik kapasiteye sahip olduğu bilgisini veren Erdoğan, tıpkı destek verenler gibi Cambridge Camisi'nin mimarisinin de gerçek anlamda bir kültürel zenginliği yansıttığını söyledi.
Erdoğan, 5 bin 270 metrekare üzerine kurulan külliyede sergi salonu, konferans alanı, derslikler, anne-çocuk alanı ve kafeterya gibi birçok sosyal donatı bulunduğunu, tüm bu özelliklerinin yanı sıra caminin, çevre hassasiyetiyle de Avrupa'da bir ilki teşkil ettiğini bildirdi.
Doğal havalandırma sistemiyle güneş panelleriyle hava kaynaklı ısı pompalarıyla yağmur suyu arıtma sistemiyle aydınlatma ihtiyacını azaltan çatı ışıklıkları ve yeşil çatısıyla teknolojinin en son imkanları kullanılarak inşa edilen bu ibadethanenin, aynı zamanda Avrupa'nın ilk çevre dostu camisi olduğunu aktaran Erdoğan, "Bunun yanında Cambridge Camisi Külliyesi, misafirperverlik geleneğimizi bu topraklarda yaşatmaya aday bir eserdir." dedi.
Caminin ön bahçesinin hem cennete hem de dünya hayatının güzelliklerine atıflar yapan, özgün bir anlayışla düzenlendiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Cambridge çok kültürlülüğün yanı sıra tüm dünyada eğitim öğretimle anılan, bu alanda markalaşmış bir şehirdir. Dünyanın farklı köşelerinden binlerce öğrenciyi barındıran bir eğitim şehrinde açılan bu ibadethanenin, yükselen İslam karşıtlığına da en güzel cevap olacağını düşünüyorum. İlk andan itibaren ayrımcılığa karşı dayanışmanın timsali olan bu cami, inşallah gelecekte de vahdetin, muhabbetin ve barışın merkezi olmayı sürdürecektir. Medeniyetimizin zarafetini yansıdan bu eserin Birleşik Krallık'ta yaşayan vatandaşlarımız ile diğer tüm Müslümanlar için de iftihar vesilesi olacağını düşünüyorum. Malum, iki gündür NATO zirvesiyle ilgili olarak Londra'dayım, zirveyle ilgili toplantılarımızı yaptık, dün akşam bitirdik ve bugün de Cambridge Merkez Camisi'nin açılışı için buradayız. Anlamlı bir buluşma oldu. İnşallah bu buluşmanın gerisi de çok farklı gelecektir diye düşünüyorum."
"Müslüman terörist olmaz ve İslam'dan terörist çıkmaz"
Asırlardır, insanlığı bir arada tutan değerlerin, daha önce hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğunu gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Çok uzun yıllar, demokrasinin beşiği olmuş ülkelerde ırkçılık, ayrımcılık ve İslam düşmanlığı adeta zehirli bir sarmaşık gibi yayılıyor. Müslümanlara ve yabancılara ait iş yerleri, evler, ibadethaneler, hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların hedefi oluyor. Müslüman kadınlar sadece başörtüsü taktıkları için sokakta, çarşıda, iş yerlerinde tacize uğruyor. Bu eylemlerden sadece Müslümanlar değil Museviler, siyahlar, etnik kimliği, görünüşü, dini aidiyeti farklı olan diğer kesimler de nasibini alıyor." diye konuştu.
Özellikle camilere ve diğer dinlerin ibadethanelerine saldırıların akıl almaz boyutlara ulaştığına işaret eden Erdoğan, Yeni Zelanda'da camilere, Sri Lanka'da kiliselere, ABD'de sinagoglara yönelik terör eylemleri düzenlendiğini, bu eylemlerde inançlarının gereğini yapmaktan başka hiçbir gayesi olmayan yüzlerce masum insanın hayatını kaybettiğini, onlarca kişinin de yaralandığını anımsattı.
Oysa savaşta bile ibadethanelere dokunulmayacağının altını çizen Erdoğan, "Bırakın katletmeyi, tarih boyunca ibadethanelere sığınan insanların, canı, malı, namusu hep korunmuştur. Şayet bir yerde ibadethaneler hedef alınıyorsa, bombalanıyorsa, yakılıyorsa orada bulunan siviller vahşice öldürülüyorsa insanlık için alarm zilleri çalıyor demektir." ifadelerini kullandı.
Her fırsatta terörün sadece Türkiye için değil tüm insanlığın ortak düşmanı, sorunu olduğunu söylediklerini hatırlatan Erdoğan, İslam'ın ''barış'' anlamına gelen Arapça "silm" kelimesinden geldiğini anımsattı.
Anlamı barış olan bir dinin adının terör kelimesiyle yan yana getirilmesinin yanlışlığına dikkati çektiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terörle İslam kelimelerini yan yana getiremezsiniz. Eğer bunu yapmaya devam edecek olursanız biz de onlara lanet okuyoruz. Zira İslam'ın içinden veya Müslümanların arasından bir terörist çıkıyor diye İslam'ı lekeleyemezsiniz. 'İslami terör' diyemezsiniz. Şu anda Cumhurbaşkanı olduğum Türkiye, DEAŞ'a karşı dünyada en büyük mücadeleyi veren ülkedir. Bizim kadar DEAŞ ile mücadele eden bir ikinci ülke yoktur ve ciddi manada şu anda cezaevlerimizde DEAŞ'lılar vardır. Sadece Suriye El-Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik, hala da devam ediyoruz. Çünkü DEAŞ'lının İslam ile alakası yoktur ve onlar bizden değildir. Bizim dinimizde masum bir insanı katletmek tüm insanlığı katletmekle eş değerdir. Müslüman terörist olmaz ve İslam'dan terörist çıkmaz."
Erdoğan, birilerinin ısrarla gündemde tutmaya çalıştığı İslami terör yaftasını kabul etmediklerini ve etmeyeceklerini söyledi.
"Bunlar kana susamış vampirlerdir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terör örgütleri arasında iyi-kötü ayrımına gidilmesini de reddediyoruz. Ne terörün iyisi-kötüsü ayrımı ne de teröristin iyisi-kötüsü, böyle bir yanlışın içerisine giremeyiz. Teröristin hepsi kötüdür, terörizm tamamıyla kötüdür. Lanetlenesi bir eylemdir. Coğrafyamızı gözyaşına boğan teröristlerin hepsi; DEAŞ'lı da olsa FETÖ'cü de olsa PKK/YPG'li de olsa hatta Christchurch'de olduğu gibi Neonazi de olsa aynı zihniyetin mensuplarıdır. Adı sanı, ideolojisi ne olursa olsun, bunların tamamı kana susamış vampirlerdir, insanlıktan çıkmış canilerdir. Bizim nazarımızda Londra Köprüsü'nde sivilleri öldürenlerle sinagoglara saldırılarla, kiliselere saldırılarla ülkemizde 15 Temmuz gecesi 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ'cüler arasında hiçbir fark yoktur."
Aralarında çocukların, bebeklerin ve öğretmenlerin olduğu on binlerce vatandaşı katleden PKK'lılara nasıl bakıyorlarsa DEAŞ'lılara da aynı şekilde baktıklarını vurgulayan Erdoğan, terörün acısını çok iyi bilen bir ülke olarak, tüm dostlardan terör örgütlerine karşı daha yoğun, ilkeli bir mücadele beklediklerini söyledi.
Masumları hedef alan her türlü eylemi kategorik şekilde reddetme ve bunlara karşı çıkma mecburiyetinde olduklarına işaret eden Erdoğan, tarihi ön yargıları bir tarafa bırakarak nefret suçlarına karşı birlikte mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, siyasi ve dini liderlerin, bilhassa da medyanın bu süreçte sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerektiğini kaydetti.
Batılı siyaset ve medya kuruluşlarından Müslümanları veya diğer inanç mensuplarını ötekileştirecek, dışlayacak, suçlayacak beyanlardan uzak durmalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye olarak bu konuda bir yaklaşım sergileyen Birleşik Krallık makamlarına her türlü desteği vermeyi sürdüreceğiz. Camiler, her gün 5 vakit okunan ezanlarıyla Müslümanları ibadete, insanlığı ise barışa, felaha ve tevhide çağırır. Her cami Allah'ın 'El-Cami' isminin yeryüzündeki tecellisi ve tezahürüdür. İbadet için gittiğimiz camiler bizi birleştirir, kucaklaştırır. Günlük hayatın mücadeleleriyle nasırlaşan kalplerimizi yumuşatır. Bu mukaddes mekanlar bize kulluğumuzu, yani bu dünyadaki asıl varoluş gayemizi hatırlatır. Bu kubbe altında rütbelerin, zengin veya fakir olmanın, işçi ya da işveren olmanın, Arap, Türk, Kürt, Afrikalı, Asyalı olmanın hiçbir önemi yoktur. İşte hepimiz aynı safta, bir aradayız. Zengin-fakir var mı? Yok. Arap-beyaz var mı? Yok. Hep birlikte buradayız. Burada ayrımcılık yok, burada olmadığı gibi işte meydanlarda, sokaklarda, caddelerde de olmamalıdır."
"Gayrimüslim dostlarımızın buralara gönül rahatlığıyla asla çekinmeden gelebilmelerini temin etmeliyiz"
Cami çatısı altındaki insanların etnik kökenlerinin, dillerinin, siyah veya beyaz oluşlarının hiçbir kıymeti olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Aynı safta namaza duranların tamamı Allah katında hepsi eşittir, kardeştir." dedi.
Camilerin tüm insanların birliğinin sembolü, tüm Müslümanların da kardeşlerinin nişanesi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'dan bu yana camiler aynı zamanda öğrenmenin de merkezi olmuşlardır. Tabii biz şimdi hocalarımızdan sadece buralardan sadece 5 vakit namaz kıldırmalarını istemiyoruz. Burada çok daha farklı hizmetler yapacaksınız, burada gerek cemaati gerekse onların yavrularını eğiteceksiniz, yetiştireceksiniz. Yoksa 5 vakit namaz kıldırmak gayet kolay, asıl diğer yapmamız gereken işler var ki bunları yapacağız. Burada halkalar oluşturacaksınız ve bu halkalarla beraber de çocuklara, yavrulara gerekli ilimleri vereceksiniz. Bunları bu noktada yapmanız gerekir. Evlerimizin neşesi, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı camilerimize daha çok getirmeliyiz. Hanım kardeşlerimizin buralardan daha fazla istifade etmesini sağlamalıyız. Gayrimüslim dostlarımızın buralara gönül rahatlığıyla asla çekinmeden gelebilmelerini temin etmeliyiz. Hangi inanca mensup olursa olsun şehrimizde yaşayan fakir fukaranın camilerimizin bereketinden faydalanacakları imkanları da oluşturmalıyız."
Camilerin kapısında yer alan Hicr Suresi 46. ayetini okuyan Erdoğan, "Rabbimiz, 'Udhuluha bi selamin aminin.' buyuruyor Yani 'Buraya selamla ve güvenle giriniz.' Çağları aşan bu çağrı, sadece biz Müslümanlara değil size, bize, tüm insanlığadır. Bu Mukaddes çatı altında dışlanmaya, ayrıma, nefrete asla yer yoktur. Cambridge'de yaşayan tüm kardeşlerimizin, tüm dostlarımızın, buraya huzuru kalp ile güven içinde gelmelerini istirham ediyorum." ifadelerini kullandı.
Yunus Emre'nin "Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil/Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil. Bir gönülü yaptın ise er eteğin tuttun ise/ Bir kez hayr ettin ise binde bir ise az değil./ Yol odur ki doğru vara göz odur ki Hak'kı göre/Er odur alçakta dura, yüceden bakan göz değil." dizelerini okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cambridge Camisi'nin yapımında emeği geçenlere şahsı, Türk milleti ve İslam topluluğu adına teşekkür etti.
AA