Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeleye ilişkin, "Kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç nisanda kendi geliştirdiğimiz aşıyı da uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, son grup toplantısından bu yana gerek hükümet çalışmalarında gerekse parti faaliyetlerinde yoğun gündemleri olduğunu söyledi.
Bugüne kadar 19'unu tamamladıkları il kongrelerine, salgın tedbirlerine destek için bu haftadan itibaren bir süre ara vereceklerini bildiren Erdoğan, "Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizde de yükselişe geçen koronavirüs salgınının seyrini bir an önce aşağıya çekmemiz gerekiyor." dedi.
Bu kapsamda alınan tedbirlerin yol açtığı sıkıntıların elbette farkında olduklarını dile getiren Erdoğan, "Şimdi salgının seyrinin önüne geçemezsek daha sonra çok daha can acıtıcı tedbirler uygulamak zorunda kalabiliriz. Bunun için milletimden sabır ve destek bekliyorum. 'TAMAM' diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına ne kadar sıkı riayet edersek diğer tedbirlere o derece az ihtiyaç duyarız." diye konuştu.
Erdoğan, aşı geliştirme çalışmalarında artık uygulama aşamasına gelen projeler olduğuna değinerek, Çin, Rusya, Amerika ve Avrupa'da geliştirilen tüm aşıları yakından takip ettiklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kovid-19 aşısı müjdesi
Bunların bir kısmına şimdiden ön siparişleri de verdiklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah önümüzdeki ayın sonuna doğru aşıda ilk uygulamaları yapabilmeyi ümit ediyoruz. Daha önemlisi, kendi aşımızla ilgili de önemli bir yere geldik. En geç nisan ayında kendi geliştirdiğimiz aşıyı da uygulama seviyesine getirmiş olmayı planlıyoruz. Söz aldığımız tüm uluslararası platformlarda, aşı çalışmalarının siyasi veya ticari hırslara kurban edilmemesi, tüm insanlığın ortak malı olması çağrısında bulunuyoruz.
Kendi geliştirdiğimiz aşıyı da en uygun şartlarda inşallah tüm insanlığın hizmetine sunmak düşüncesindeyiz. Dünyanın tamamı salgın tehdidinden kurtulmadan tek tek ülkelerin kendilerini güvene almalarının manası olmadığına inanıyoruz. Bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere insanlığın ortak sorunlarının çözümü ve hakkı, hakkaniyeti, adaleti sağlama hususunda etkisiz kalan kurumların reform ihtiyacını tekrar tekrar vurguluyoruz."
"İnsana hizmet etmeyen bir sistemin başarı şansı yoktur"
G-20 Riyad Liderler Zirvesi'ni insanlık olarak koronavirüs salgınıyla mücadele edilen bir dönemde ve canlı bağlantıyla gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, Türkiye olarak meseleye ilk günden itibaren "Dost kara günde belli olur." anlayışıyla yaklaştıklarını söyledi.
"Biz yönetim sistemini 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' prensibi üzerine bina eden bir milletiz." diyen Erdoğan, "İnancımıza göre de insan eşrefi mahlukattır yani yaratılmışların en şereflisi, en hürmete layık olanıdır. İnsana hizmet etmeyen, insana huzur, esenlik ve değer vermeyen, adaleti ve güvenliği sağlamayan bir sistemin başarı şansı yoktur. Hırs, tahakküm, adaletsizlik ve rant üzerine kurulu mevcut küresel ekonomik mimarinin ne insanı ne de tabiatı koruması mümkündür." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, dünya genelinde 1,5 milyona doğru giden can kaybını, yalnızca Kovid-19 virüsünün ölümcül etkisine bağlamanın sığ bir yaklaşım olacağına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu vahim tablonun oluşmasında küresel sistemin artık çözüm yerine sorun üreten, sorunları derinleştiren çarpık yapısının da payı vardır. Salgın hem mevcut düzenin bu çarpıklıklarını gözler önüne sermiş hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Birlemiş Milletler kürsüsünden defalarca yaptığımız 'Dünya beşten büyüktür.' çağrımızın ne kadar isabetli olduğu daha iyi anlaşılmıştır. Aynı şekilde Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Dağlık Karabağ'a, Irak'tan Filistin'e kadar farklı cephelerde yürüttüğümüz hak, özgürlük ve adalet mücadelesinin önemi ortaya çıkmıştır."
"Asla yayılmacı bir anlayışla hareket etmiyoruz"
Türkiye'nin hak ve adalet eksenli attığı adımlar dolayısıyla eleştiriye hatta itibar suikastlerine maruz kalmasını, "haksızlık" olarak değerlendiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ülkemizi ve şahsımızı hedef alan bu çirkin kampanyaların, kimler tarafından niçin yürütüldüğünü elbette biz biliyoruz. Ancak yine de burada bir hususu ifade etmekte fayda görüyorum; Türkiye olarak bölgemizdeki sorunlarla ilgilenirken küresel sistemin adaletsizliklerini dillendirirken veya krizlere müdahale ederken asla yayılmacı bir anlayışla hareket etmiyoruz.
Daha önce farklı vesilelerle dile getirdiğim üzere bizim kimsenin, hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, içişlerinde gözümüz yoktur. Biz sadece kendi milli güvenliğimizi, kendi vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini sağlamaya, ardından da bölgemizin ve gönül coğrafyamızın istikrar, huzur ve iç barışına katkı sunmaya çalıyoruz. Bu anlayışla uluslararası toplumun yüzleştiği yeni meydan okumalar karşısında önemli sorumluluklar üstleniyoruz."
Erdoğan, terör tehdidinin bertaraf edilmesi, bölgesel ihtilafların önlenmesi ve istikrarın güçlendirilmesi noktasında ellerinden gelen çabayı gösterdiklerini ifade etti.
Suriye'de DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışan tek NATO ülkesinin Türkiye olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'nin tek başına bırakılmasına rağmen bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladığını ve ülkelerine gönderdiğini kaydetti.
Erdoğan, "Çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğunu tespit ettiğimiz 100 bine yakın kişiye, ülkemize giriş yasağı koyduk. Ülkemiz üzerinden çatışma bölgelerine geçişleri engellemek için olağanüstü çaba harcadık. Bizim gönderdiğimiz terör bağlantılı kişileri ciddiyetle takip edemeyen kimi ülkeler, kendi topraklarında gerçekleşen eylemlere mani olamadılar. Üstelik bunun suçunu da İslam'a ve Müslümanlara yıkmaya kalktılar." diye konuştu.
Bir dönem teröristlerin cirit attığı bölgeleri güvenli hale getirerek, 411 bini aşkın Suriyelinin memleketlerine geri dönmesinin sağlandığını bildiren Erdoğan, "İdlib'deki mevcudiyetimizle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. İşte son olarak, dün özellikle bunu ifade etmek istiyorum, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 17 terörist sızma harekatına kalkıştı ve bunlar kahraman komandolarımız tarafından öldürüldü. Komandolarımızı, milletim adına gözlerinden öpüyorum. Bu yiğitçe attıkları adım, ilk değil, inşallah son da olmayacak." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Suriye'de hızlı ve hakkaniyetli bir çözümü sağlayacak her adıma destek vermeye hazır olduklarını vurguladı.
"Daima sabırlı ve soğukkanlı davranıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Milli Mutabakat Hükümeti'ne sağladıkları eğitim ve danışmanlık desteğiyle ülkenin daha fazla iç savaşa sürüklenmesinin engellendiğine işaret ederek, "Birleşmiş Milletler öncülüğündeki siyasi sürecin önü de böylece açılmış oldu." diye konuştu.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin provokasyonlarına rağmen Doğu Akdeniz meselesinde daima sabırlı ve soğukkanlı davranıldığını belirten Erdoğan, "Ama ne yazık ki bizim bu soğukkanlı, sabırlı davranışımıza rağmen işte en son yine bir sivil gemimize, Libya'ya insani ihtiyaçları karşılayacak mal götüren sivil gemimize saldırı oldu. Bunun uluslararası deniz hukukunda yeri yok. Bunun da kaptanı bir Yunan. Gemiye girdikten sonra oradaki sivil mürettebatı da bunlar maalesef taciz ettiler. Bütün bunlar video kayıtlarıyla tespit edilmiş vaziyette. Tabii ki bunlar gerekli yerlere de gönderildi, gönderilecek." değerlendirmesini yaptı.
"Dile getirdikleri rahatsızlıkların hiçbir kıymeti yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dağlık Karabağ'da 30 yıllık adaletsizliğin son bulmasına katkı sunduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Ülkemizin desteği sayesinde Azerbaycan toprağı olan Karabağ'daki Ermeni işgali sona ermiş, kalıcı çözüme yönelik umutlar ilk defa artmıştır. Daha düne kadar ortalıkta görünmeyen, hatta bu konuda açıkça Ermenilere destek veren Minsk Grubu eş başkanı bazı ülkelerin anlaşmayla ilgili dile getirdikleri rahatsızlıkların hiçbir kıymeti yoktur.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile dün akşam bu konuları etraflıca görüşme fırsatı bulduk. Bu görüşmeyle birlikte bu süreç içerisinde ne gibi adımlar atabiliriz, bunları konuştuk. İnanıyorum ki Sayın Putin ile yaptığımız bu görüşmelerle birlikte, özellikle Rusya-Türkiye-Azerbaycan olarak bu süreç içerisinde bölgeye barışı egemen kılmanın adımlarını atmış oluyoruz. Bunu daha da genişletme, geliştirme şansımız da var. Bu genişletme, geliştirme çalışmalarını da yine Sayın Putin ile görüştük. 3 ülkenin dışında, bölge ülkeleri içerisinden dördüncü, beşinci ülkeleri de buna katmak suretiyle buradaki süreci çok daha farklı bir konuma getirebiliriz. Ulaşımda gerek demir yolu gerek kara yolu noktasında batıdan doğuya, kuzeyden güneye ulaşım sürecini de halledecek ve böylece Azeri kardeşlerimizin bir an önce topraklarına dönme imkanını da sağlamış olacağız."
"Kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz"
Erdoğan, "Ekonomide yeni bir yatırım, üretim, ihracat, istihdam seferberliği başlatıyoruz. Bütçe görüşmelerinin ardından bu doğrultuda kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletimize sözümüz olan İnsan Hakları Eylem Planını ekonominin temeli olan güven iklimini de arttıracak şekilde genişleterek en kısa sürede son halini vereceğiz. Bu çerçevede yapılan hazırlıkların insan haklarıyla ilgili tüm kesimler yanında ekonomi yönetimi ve iş dünyasıyla da istişare ederek grubumuz vasıtasıyla Meclisin takdirine sunacağız."
"Reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz"
Erdoğan, Cumhur ittifakına ilişkin, "Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi, bu ittifak asla gizli veya açık pazarlıklar üzerine kurulu değildir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki hukuki ve ekonomik reform gündemini de yine Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, "Bu millete özellikle barış için geldik. Nerde terör, terörist varsa bunların başını ezmek için varız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"Hadi yeminli Türkiye düşmanlarını anladık, hadi CHP gibi onların içindeki tetikçilerini de anladık. Peki yıllarca bu mücadeleyi birlikte verdiğimiz kimilerinin de aynı trene binmesine ne demeli. Neymiş, filancalar filancalar niye hala hapisteymiş. Bunları herhalde ödüllendirecek halimiz yok."
Erdoğan, "Ömrümüz, insanları inançları, kökenleri, kıyafetleri, meşrepleri sebebiyle aşağılayan, hakir gören, baskıyla, zulümle değiştirmeye çalışan faşist anlayışla mücadele etmekle geçti. Bunun da bir numaralı temsilcisi CHP'dir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu teröristlerden birinin yazdığı kitabı herkesin okumasının tavsiye edilmesi hakikaten beni rencide etmiştir. Kitabını herkes okusun dediği kişi, elinde binlerce Kürt kardeşimin, askerimin, polisimin, öğretmenimin kanı olan, bölücülük peşinde koşan bir terör örgütünün siyasetçi maskesi takmış savunucusudur." diye konuştu.
Erdoğan "Kürt kardeşlerimizin en büyük düşmanının silahlı ve siyasi temsilcileriyle bölücü terör örgütü olduğu hakikatinin gölgelenmeye çalışılmasına göz yumamayız. Aksi takdirde terör örgütü tarafından evlatları zorla dağa kaçırılan göz göre göre ölümü sürüklenen tecavüze uğrayan annelerin yüzlerine bakamayız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kısır siyasi veya bireysel hesaplarla hareket edenlerin ülkenin vaktini ve enerjisini boşa harcamalarından üzüntü duyuyoruz" dedi.
Varlık Barışı çağrısı
Erdoğan "Yurt dışında ve yurt içindeki tüm vatandaşlarımızı, bu imkanı değerlendirmeye, ellerindeki parayı, dövizi, altını ve diğer sermaye araçlarını Varlık Barışı yoluyla sisteme dahil etmeye çağırıyorum." diye konuştu.
AA