Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' kitabında BM'nin yeniden yapılanmasına dair öneriler de yer aldı

Erdoğan, kitabında BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üye sayısının 5 yerine 20 olduğu, Genel Kurul'un yetkilerinin artırıldığı, Güvenlik Konseyi'nin tek belirleyici olmadığı bir yapı önerdi.

Ankara

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin daimi üye sayısının 5 yerine 20 olduğu, Genel Kurul'un yetkilerinin artırıldığı, Güvenlik Konseyi'nin tek belirleyici olmadığı bir yapı önerdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kitabında Birleşmiş Milletlerin (BM) yapısına ilişkin reform önerilerinde bulundu.

BM reformunun, özellikle Güvenlik Konseyi'nin yapısının yeniden oluşturulmasının, elbette tüm dünya ülkelerinin uzlaşmasıyla hayata geçeceğine işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin bu çerçevedeki teklifini uzun zamandır ifade ettiklerini ve tüm ülkelerin tartışmasına açtıklarını belirtti.

Çözüm önerilerinin "Dünya beşten büyüktür" ifadesinde kendini bulan, BM Güvenlik Konseyi'nin yapısının değiştirilmesini merkeze alan bir perspektifin hayata geçirilmesi olduğunu aktaran Erdoğan, şu önerilerde bulundu:

"Konsey'in kıtaları, inançları, kökenleri ve kültürleri mümkün olan en adil şekilde temsil edecek bir yapıya kavuşturulacak şekilde yeniden düzenlenmesi çözüm ve küresel barışın tesisi için devrimsel bir adım olacaktır. Bu kapsamda, Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üye sayısının 5 yerine 20 olmasını teklif ediyoruz. Genel Kurul'un yetkilerinin artırıldığı, Güvenlik Konseyi'nin tek belirleyici olmadığı ve Genel Kurul'a hesap verebildiği bir yapıya kavuşturularak denge sağlanması gerektiğini ileri sürüyoruz. Konsey'de yer alacak 20 ülkenin Genel Kurul'dan seçilmesi de alternatif çözüm olarak öne sürülebilir. Böylece, dünyadaki tüm ülkelerin bu önemli karar mekanizmasında yer alması, alabilmesi temin edilmiş olacaktır."

Reform ve yeniden yapılandırma konusunda bir teklif türünün başarılı olabilmesinin öncelikli koşulunun mevcut şekliyle daimi üyelik paradigmasının ve üyelerin tıkanıklığın asıl nedenlerinden biri olarak ortaya çıkan veto yetkilerini kaldırmak olduğunun altını çizen Erdoğan, "Tek bir ülkenin bütün bir sistemi tıkamasının önüne geçilmesi durumunda kapsamlı bir yeniden yapılanmanın hayata geçirilmesi için büyük bir mesafe kat edilmiş olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Cumhurbaşkanı'mızın bütün dünyaya yaptığı adalet çağrısıyla gurur duyuyoruz"

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından kitaba ilişkin bir paylaşım yaptı. Altun, paylaşımında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabına ilişkin "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın Türkiye'den bütün dünyaya yaptığı adalet çağrısıyla gurur duyuyoruz. Bu eser bir başyapıttır." ifadelerini kullandı.

Fahrettin Altun, paylaşımında Yeni Şafak Kitap Eki için kaleme aldığı yazıyı da yer verdi.

Yazısında, merhametini yitirmiş bir dünyanın insanlığın hiçbir derdine derman olamayacağını, aksine acıların büyümesine ve derinleşmesine neden olacağını belirten Altun, "Eğer bizler hakkı, hakikati ve adaleti savunmazsak zulmün dünyaya hakim olmasına seyirci kalırız." ifadesini kullandı.

Dünyanın günden güne küçüldüğünü, hemen hemen bütün coğrafyalarda kalp ve vicdan sahibi herkesi ilgilendirmesi gereken trajediler yaşandığını anlatan Altun, şöyle devam etti:

"Yerel çözümler ancak günü kurtarma amacına hizmet ediyor. Uluslararası kuruluşlar haklının güçlü olduğu değil güçlünün haklı göründüğü ve mazlumların haklarını gasbettiği bir yapıya bürünmüş durumdalar. İşte böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın müstakil olarak kaleme aldığı 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' kitabı tüm nesillere ve çağlara yapılmış bir çağrı olarak yankılanıyor. Bu kitap bütün bireyleri, toplumları, devletleri ve uluslararası mekanizmaları yaşanan yerel ve küresel krizlere çözüm aramak için tarihi sorumluluklarını yerine getirmeye davet eden bir manifestodur."

"Somut reform önerisi getirmektedir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kitabında, küreselleşen dünyada hiç kimsenin bir başkasının sorununa bigane kalamayacağını anlattığını ve dünyanın geleceğini ilgilendiren meselelerde ikiyüzlü bir tavır sergileyen uluslararası kuruluşların meşruiyetlerini kaybettiğini vurguladığını aktaran Altun, yazısında şunlara yer verdi:

"Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği gibi 'Dünya bir avuç ülkenin kendi hatalarının ve bunalımlarının faturasını Müslümanlara ve diğer mazlum topluluklara kesmeye çalışmasına daha fazla tahammül edemez.' Küresel barışın temin edilmesini sağlamak için dünyanın çok kültürlülüğünü ve çok kutupluluğunu yansıtan adil bir uluslararası sistemin kurulması zaruridir. 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' bu sistemin nasıl kurulabileceğine dair somut bir reform önerisi getirmektedir. Cumhurbaşkanı'mız bu kitabında günümüzde tüm insanlığı ilgilendiren iklim, Müslüman düşmanlığı, mülteciler, uluslararası terörizm sorunu gibi temel meseleleri tahlil ediyor ve bunların çözülmesi için tekliflerde bulunuyor. Kitapta veciz bir biçimde ifade edildiği gibi 'Acının rengi yoktur.' Terörün ve şiddetin bu denli yaygınlaştığı bir dünyada bunları istikrarsızlaştırma vasıtası olarak kullanan odaklar dahil hiç kimse güvende değildir."

Dünya sisteminin çözümün parçası olmak bir yana bizzat kendisinin sorun teşkil eden bir varlığa büründüğünü ifade eden Altun, uzun yıllar evrensel ahlaki değerlerin temsilcisi ve yılmaz bekçisi olma hayali kuran hakim güçlerin bugün lafta bile olsa bu değerleri savunamayacak duruma düştüğünü bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun yazısında şunları kaydetti:

"Karşı karşıya olduğumuz manzara küresel yönetişimin eski yöntemlerle çözülmesi mümkün olmayan bir çöküş halinde olduğumuzun ispatıdır. Dünya barışını tesis etmek üzere kurulan mekanizmaların kaderi belli sayıda ülkenin ellerine teslim edilmiş; savaşların ve çatışmaların seyircisi haline getirilmiştir. Cumhurbaşkanı'mız bu kitabında da altını çizdiği gibi 'Zalimi değil mazlumu koruyan bir sistem inşa edilene kadar her fırsatta, Dünya beşten büyüktür, demeye' devam etmektedir. Daha Adil Bir Dünya Mümkün, bütün insanlığa yapılmış bir merhamet çağrısıdır. Yine Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifadesiyle 'Merhametini yitirmiş bir çağda bizlere adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olma sorumluluğu düşmektedir.' Bu kitap bu sorumluluğun bir eseridir."

AA