Cumhurbaşkanı Vekili ve Yardımcısı Fuat Oktay, İstanbul Airshow 2018 Uluslararası Sivil Havacılık ve Havalimanları Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada, bir dönem sivil havacılık sektöründe görev almış biri olarak fuarda bulunmaktan mutluluk duyduğunu anlattı.
İstanbul'un, TEKNOFEST'e ev sahipliği yaptığını, son derece başarılı bir organizasyon ve muhteşem bir ilgi ve katılımla sonuçlanan bu organizasyonun hemen arkasından kentin, sivil havacılıkta hem havayolları alanında, havalimanları bazında hem de havacılık endüstrisinin tedarik zincirinin oluşturulmasına yönelik iş dünyasını bir araya getiren yeni bir organizasyona ev sahiliği yaptığını belirten Oktay, sadece bir hafta öncesinde oluşan bu ilginin geçici olmadığını ve Türkiye'nin bu konuda son derece kararlı olduğu, olacağı ve sonuna kadar yürüyeceğinin en büyük göstergesi olduğunu söyledi.
Bu yıl 150'nin üzerinde firma ve 40'ın üzerinde hava aracının sergileneceği bu organizasyonun, küresel havacılık sektörünün oyuncularını bir araya getirmesi bakımından önemli bir rol oynadığını anlatan Oktay, "Uluslararası havacılık camiasının bu etkinliğe 22 yıldır verdiği destek için teşekkür ediyorum. Türk sivil havacılığının son 15 yılda gösterdiği üstün performansla birlikte İstanbul Airshow, sadece 2 uçakla düzenlediği 1996 yılından bu yana büyük bir yol katetti." ifadelerini kullandı.
Oktay, bu dönemde İstanbul'un dünyanın havacılık merkezlerinden biri olma yolunda hızla aldığı mesafenin dikkat çekici olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Havacılık sektöründe ortaya konulan çabalar meyvesini vermektedir. Tüm etaplar tamamlandığında dünyanın en büyük 3 havalimanından biri olacak İstanbul'un yeni havalimanı için geri sayım başladı. 21 Haziran'da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü havalimanımıza ilk inişini gerçekleştirmiştir. Ne kadar güvenli olduğunu bütün dünyaya göstermiştir. İnşallah 29 Ekim'de havalimanımızın ilk etabı tamamen bitmiş ve hizmete açılmış olacaktır. Yılda 90 milyon kapasiteye sahip bu önemli eser için hedefimiz, 2023'te 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşmaktır. Ayrıca yeni havalimanının ek olarak 225 bin kişiye doğrudan ve dolaylı olarak istihdam imkanı yaratacağı öngörülmektedir. Türkiye sivil havacılık sektörünün yeni merkezi ve cazibe adası haline gelecektir. Yeni havalimanımız bizim prestijimiz olmasının ötesinde markamız olacaktır. "
Oktay, etkinlikte Avrupa'dan Balkanlara, Asya'ya havacılık ve havalimanı endüstrilerindeki uzun süredir birikmiş ve yeni ortaya çıkan tecrübeleri konuşacaklarını söyledi.
"Avrasya bölgesi bu fırsattan ne kadar yararlanıyor?"
Oktay, bölgedeki diğer ülkelerden daha önce yeniden yapılandırma dönemine girmiş bir ülke olarak Türkiye'nin söz konusu pazar için mükemmel bir kıstas oluşturduğuna dikkati çekerek, "Ülkemiz Avrasya'daki havacılık ve havalimanı endüstrisi için önemli bir lider rol üstlenmektedir. Bu rolün farkında olarak olarak Airshow İstanbul'da olabildiğince yeni teknolojiler ve inovasyon tabanlı çalışmalarla zenginleştirilmiş bir platform oluşturulması hedeflenmiştir. Hava araçları, hava motorları, seyrüsefer sistem ve ekipmanları, kabin içi tasarımı, iniş takımları, hava aracı, operasyon ve uçuş hizmetleri, kargo operatörleri hakkında bir çok güncel bilgi, güncel teknoloji ve yeniliği bu organizasyonda hep birlikte takip ediyor olacağız." diye konuştu.
Aynı şekilde operatörler ve servis sağlayıcıları, yer hizmetleri, yakıt hizmetleri, güvenlik hizmetleri, havalimanı ve terminal inşaatı gibi konulardaki son gelişmelerin bu organizasyonda değerlendirme imkanı bulunacağını belirten Oktay, Avrasya havacılık sektörü açısından değerli temsilcilerle bu organizasyon kapsamında bir çok konunun ele alınacağını ifade etti.
"2017 tarifeli uçak kalkışı tüm zamanların en yükseği"
Oktay, bu konulardan en önemlisinin, yeni imkanlar ve fırsatlar olacağını belirterek, bu imkan ve ve fırsatlara baktıklarında "Avrasya bölgesi bu fırsattan ne kadar yararlanıyor veya daha fazla neler elde edebilir?" konusuna özellikle odaklanmakta fayda olacağını vurguladı.
Oktay, 2017 tarifeli uçak kalkış sayısının tüm zamanların en yükseği olarak 37 milyona ulaştığına dikkati çekerek, "Avrupa uluslarası tarifeli yolcu trafiği 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 8,1'lik bir artış, yüzde 37 payla ilk sırada yer almış durumda. Avrupa'yı yüzde 29 pay ve bir önceki yıla göre yüzde 10'a yaklaşan artışla Asya pasifik izlemiştir yüzde 9,6 ile. Bu büyük pastadan pay almak ise Avrasya bölgesinin temel amaçlarından biri olmalıdır." değerlendirmesini yaptı.
"Tek kalemde en büyük savunma sanayi ihracat kalemi"
Türkiye'nin bu yolda önemli mesafeler aldığını aktaran Oktay, şunları kaydetti:
"Sivil havacılıkla eş zamanlı olarak savunma sanayi ve askeri alanlarda havacılık anlamında büyük işler başardık. Bugün Türkiye ürettiği İHA ve SİHA'larla küresel pazara açılma yolunda ilerliyor, hem de hızla ilerliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2015'ten bu yana operasyonel olarak kullandığı Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatlarında görev yapan yerli ve milli İHA'larımızın Katar'da düzenlenen Doha Uluslarararası Deniz Savunma Fufarı ve Konferansında ilk ihracatı gerçekleştirildi. Yine askeri teknolojiler konusunda özellikle ön plana çıkan Atak taarruz helikopterimiz, Türk havacılığının gurur tablolarından biridir. Şu sıralar Pakistan için 30 adet T-129 Atak taarruz helikopteri üretiyoruz. Pakistan'la yaptığımız bu anlaşma 1,5 milyar dolarlık hacmi ile tek kalemde en büyük savunma sanayi ihracat kalemimiz olmuştur. Bunların yanı sıra devam eden Atak 2 milli muharip jet, 10 ton sınıfı özgün genel maksat helikopteri ve Hürjet gibi yerli ve milli projelerimiz, devam eden yüzlerce projelerimizden sadece bir kaçıdır."
Türkiye'nin havacılık alanındaki gelişimi ve potansiyelinin gurur verici olduğu ifade eden Oktay, şöyle devam etti:
"Türkiye, bulunduğu coğrafi mekan itibarıyla hava yolu ağları yönünden Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesişim noktasında doğal bir hub görevi üstlenmektedir. Özellikle İstanbul'a bir doğal hub olarak baktığımızda, 3 saatlik uçuş mesafesinde 40'ın üzerinde ülkeye, 5 saatlik uçuşla da 60'ın üzerinde ülkeye ulaşabiliyoruz. Türkiye'nin coğrafi ve stratejik konumu, nüfus yoğunluğu, ekonomik kabiliyetleri ve turizm imkanları açısından havacılık, önemli bir katalizördür. Bu sebeple hükümetlerimiz son 16 yılda havacılığa büyük önem vererek, bir başarı öyküsü oluşmasını sağlamıştır. İç ve dış hatlarda hızlı adımlarla serbestleşmeye gidilmiştir. Bu çerçevede THY de özelleştirilmiştir. Söz konusu serbestleştirme politikaları sonucunda 2003'ten bu yana hava yoluyla taşınan yolcu, yük ve hava trafiği yaklaşık 5 kat artmıştır. Bu vizyon doğrultusunda Türkiye hava taşımacılığı verilerinde Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü'nün (ICAO) ülkeler sıralamasında 30. sıradan 10. sıraya yükselmiştir."
Son 16 yıldaki dönüşüm ve çabalarla 2003'te 50 ülkede 60 noktaya uçan THY'nin bugün 120 ülkede 316 noktaya uçuş gerçekleştirdiğine işaret eden Oktay, "Bugün itibarıyla 170 ülke ile hava ulaştırma anlaşması bulunan ülkemiz, söz konusu ülkelerle hava yolu ile bağlanmış ve aynı zamanda bu noktaları giderek büyüyen hava yollarımızın uçuş ağına eklemiştir. Kayıtlı yolcu uçağı sayımız ise 167'den 511'e ulaşırken, 2003'teki 34 milyonluk toplam yolcu trafiği sayımız 2017'de 200 milyona ulaşmıştır. Son 16 yıldaki yenilikçi politikalarımız ve 'Her Türk vatandaşı hayatında en az 1 kez uçağa binecektir.' veya 'Hava yolu halkın yolu' hedeflerimizin gerçekleştirilmesi neticesinde, 16 milyon vatandaşımız ilk defa uçakla seyahat etmiştir. Bu tüm yurda tamamen yaygınlaşmış, artık hava yolu yolculuğu normal, sıradan bir yolculuk haline gelmiştir. Bu süreçte rekabet, bilet ücretlerinin ucuzlaması ve seyahat için hava yolu tercihinde yolculara daha fazla seçeneğin sunulması önem arz etmiştir." diye konuştu.
Oktay, büyüyen havacılığın emniyetli, rekabetçi ve üretken şekilde devam etmesi yönünde kararlı olduklarını vurgulayarak, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün denetim ve gözetim kapasitesinin artırılması için kapasite geliştirmesine önem verdiklerini ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün önemli uluslararası örgütlere üye olduğunu, önde gelen kuruluşlarla yakın ilişki içinde bulunduğunu anlattı.
THY'nin son 16 yılda takip ettiği yenilikçi ve global politikalarla küresel marka olduğunu, filosunda bulunan uçak sayısının yanında küresel marka değerini ve Türkiye'nin uluslararası ekonomi prestijini de yukarılara taşıdığını belirten Oktay, "THY, bugün Türkiye'nin dünyanın dört bir yanına, farklı coğrafyalara açılan en önemli kapısıdır. THY'nin bünyesinde barındırdığı kuruluşlar da yine THY'nin bu gelişimine ayak uydurmuş ve onlar da THY Teknik ve TURKISH DO & CO gibi kendi alanlarında önce birer marka haline gelmiştir." dedi.
"Tecrübenin paylaşılarak, başarının artacağına inanıyoruz"
Cumhurbaşkanı Vekili ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, sivil havacılık sektörünün, yaklaşık 200 bin doğrudan çalışan ve yaklaşık 20 milyar dolar cirosuyla Türkiye'yi iş dünyası ve turizm alanlarında dünyaya bağlayan en stratejik alanlardan biri olduğunu aktardı.
Türkiye'nin tecrübelerini, global sivil havacılığın faydasına olacak şekilde paylaşmak istediklerini dile getiren Oktay, "Bu vizyon doğrultusunda ICAO'nun 'No country left behind' politikasını, yani 'Geride kimse kalmayacak, kalmamalı' politikasını destekliyoruz ve bu kapsamda Afrika ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke ile sivil havacılık alanında elde dilen tecrübenin paylaşılarak, başarının artacağına inanıyoruz." dedi.
Bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye kuruluşundan beri üyesi olduğu ICAO'nun konsey üyeliğine 66 yıl sonra yeniden seçildiğini anlatan Oktay, şöyle devam etti:
"Türkiye, sürekli büyüyen ve gelişen havacılık endüstrisi ve uluslararası hava ulaştırma politikalarıyla da söz sahibi bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye'nin 2023 havacılık planlamasında büyük gövdeli uçak sayımızın 750'ye, yolcu sayımızın ise 300 milyona ulaşmasını hedeflemekteyiz. Bugün parça üretim seviyesinde yeteneği olan Türkiye, orta ölçekli yolcu uçağı üretim projesini de yine başlatmış bulunmaktadır. Tüm bu gelişmelerin yanında ülkemizin sivil havacılık sektörünün ön ayak olduğu ekonomik ve turizm faaliyetler de ivme kazanmış ve 2018 yılı ülkemizde turizm rekor yılı olmuştur. Türkiye'nin sivil havacılıkta geldiği bu noktanın İstanbul Airshow 2018 Uluslararası Sivil Havacılık ve Havalimanları Fuarı gibi uluslararası bir platformda paydaşlarımızla ve diğer ülkelerle paylaşılması, hiç kuşkusuz büyük öneme sahiptir."
Organizasyonu gerçekleştiren bakanlığa ve ilgili genel müdürlüklere teşekkür eden Oktay, "İstanbul Airshow 2018 Uluslararası Sivil Havacılık ve Havalimanları Fuarı'nın, uçuş emniyeti ve havacılık güvenliği için küresel havacılık sisteminin temel ihtiyacı olan güç birliğini güçlendirmesini arzu ediyorum. Bu organizasyonun ülkemizin havacılık endüstrisine güç katmasını, gençlerimizi havacılığın sınırsız ve güvenli dünyasına teşvik etmesini ve nice başarılı iş birliklerine vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından başlatılan Hürjet Projesi kapsamındaki Hürjet uçağını da inceleyen Oktay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan ile birlikte kokpite oturarak basın mensuplarına poz verdi.
Türkiye'nin ilk özgün tasarım helikopteri T625'i de inceleyen Oktay, daha sonra Türk Hava Yolları başta olmak üzere İstanbul Airshow kapsamında stant açan havacılık sektöründeki firmaları da gezerek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
AA