Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Biz sadece halep'in değil bütün mazlumların acısını yüreğimizde hissediyoruz. Dünya görmeyebilir ama biz göreceğiz. Dünya susabilir ama biz susmayacağız. Biz bu duygularla Türkiye'yi muktedir kılmaya çalışıyoruz. Suriye'deki gelişmeler ulusal güvenliğimizi tehdit eder duruma dönüşmüş durumda. Rusya muhalif gruplara ve sivillere saldırıyor. Rus uçaklarının vurduğu Tel Rıfat ve Azez'in resimlerini gösterdiler. Bomba düşmemiş boş bir alan yok. Bre insafsızlar, ne istersiniz bu topraklardan.
"ENVANTERİNDEKİ BOMBALARI TÜKETMEK İSTİYOR"
Şunu söyleyeyim Rus uçakları akıllı bomba kullanmıyor. Bombaları yükleyip bütün bombaları tüketiyorlar, nereye attıklarını hesap etmiyorlar. Azez gibi küçük bir kasabaya 200 sorti yaptılar. Bunu neden yapıyorlar, envanterlerindeki zamanı geçmiş bombaları tüketmek istiyorlar.
"ADİCE VE İNSANLIK DIŞI"
Hem sivilleri öldürüyorlar hem muhalifleri öldürüyorlar hem de rejime destek oluyorlar. Hem de süresi dolmuş mühimmatı kendi ülkelerinde imha etmek yerine Suriye'de imha etmiş oluyorlar. Bu kadar adice ve insanlık dışı bir plan içindeler.
Rusya, Esad ve PYD işbirliği halinde yardım koridorunu kapatmak için yoğun bir bombardıman yapıyorlar. Rusya ve Esad PYD'yi kullanarak Suriye'nin kuzeyinde etnik yapıyı değiştirmek istiyor. Rusya DEAŞ'a tek bir saldırı gerçekleştirmedi.
Bu barbar uçaklar sivil, çocuk ve yaşlı ayrımı yapmadan 8 bin sorti yaptılar. Ateşkes sağlanmadan önce Türkiye'nin Halep'e olan koridoru kapansın ve Halep açlığa mahkum kalsın istiyorlar. En son Rusya'nın hava desteğiyle PYD Minnağ Havalimanı'nı ele geçirerek Türkiye sınırına çok yakın Azez'e saldırıya başladı.
"MUKABELEDE BULUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
Türkiye'ye yeni bir mülteci akınına karşı cumartesi gününden itibaren YPG/PYD'ye hedeflerine mukabelede bulunuyoruz ve bulunmaya devam edeceğiz. Bu son saldırıların Türkiye'yi hedef aldığı açıktır. Yoğun bir mülteci akınına neden olan olayların Avrupa'yı da tehdit ettiği açıktır.
"DÜNYA DEDİĞİMİZ YERE GELİYOR"
Sayın Merkel dün yıllarca söylediğimiz bir teklifin haklığını teyit ederek Suriye'de uçuşa yasak bölge olması gerektiğini ifade etti. 3 yıl önce bu gerçek kabul edilseydi onlarca can kurtulacaktı. Dünya bizim dediğimiz yere geliyor ama bu arada nice canlar feda ediliyor.
"KİM OLURSA OLSUN..."
Türkiye gerekli gördüğü şekilde gerekli zaman mukabele etmeye devam edecektir. Türkiye Azez'e yönelik saldırılara kesinlikle engel olacak ve mukabelede bulunacaktır. Yeni bir mülteci akını oluşturulmasına ve katliama asla izin vermeyeceğiz. Türkiye'nin sınır güvenliğini tehdit eden kim olursa olsun aynı tavrı göstereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın!
"RUSYA'NIN PARALI ASKERLERİ"
DEAŞ ile mücadele ettiği söylenen YPG ve PYD ile Rusya DEAŞ ile mücadehele etmiyor. Onlar DEAŞ ile savaşan muhalif unsurları arkadan hançerliyor. PYD özellikle Rusya-Türkiye arasında yaşanan gerilimden sonra, Rusya'nın bölgesel planlarının lejyoneri, paralı askeri haline gelerek, Türkiye'ye zarar vermeyi öncelik haline getirmiş durumda. YPG, PYD kesinlikle Kürtlerin temsilcisi değil, Suriye'nin temsilcisi değil, Rusya'nın lejyoner, paralı askerleridir. PYD'nin DEAŞ'ın olmadığı Azez'de ne işi var? Şu anda DEAŞ bahane edilerek rejim yanlısı olmayanlar etnik bir kıyıma tutuluyor.
"ALÇAK RUS UÇAKLARI..."
Rusya oradaki sivilleri bombalarken Türkiye'yi kendi sınırlarını korduğu için BM Güvenlik Konseyi'ne şikayet etti. Bu ne arsız hırsız. Kendisi BMGK'nın daimi üyesi, onun için biz dünya 5'ten büyüktür diye haykırıyoruz. İşin ilginç tarafı, Rusya'nın bu suçunu eleştirmesi gereken ABD ve Batı, bombardımanı yapanları kınıyoruz. Kim yaptı bu bombardımanı. Utangaç ifadelerle kim yaptıysa yapmasın deniliyor. Biz söylüyoruz, bu bombardımanı alçak Rus uçakları yaptı. Bu insanlık dışı kıyıma karşı açık ve net bir tavır gösterilmesini istiyoruz.
"ALGI OPERASYONU YAPILIYOR"
Yaptığımız operasyon neticesinde YPG unsurları Azez'de ilerleyemiyor. Bölgedeki havalanı sivillere karşı kullanılmak istenirse o havaalanını kullanılmaz hale getiririz. Aldığımız tedbirleri artırarak sürdürmeye devam edeceğiz. Rusya'nın Halep'i ve Azez'i bombaladığı görülmüyor, Türkiye Kürt bölgesini bombalıyor diye bir algı operasyonu yapılıyor. Bizmi dış politikamız hiçbir zaman etnik temelli olmadı ve olmayacak. Kürtlerin bir devleti vardır o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Kimse Kürtleri bu topraklardan uzaklaştıramaz. Kobani'de DEAŞ saldırdığında Kürt kardeşlerimizi alan kim? Kobani'den gelen kardeşlerimize sormak lazım, sizi kim bağrına bastı? Kütleri kimse istismar etmeye çalışmasın, Kürtlerin devleti de hamisi de koruyucusu da Türkiye Cumhuriyeti'dir. PYD ve YPG'yi Kürt örgütü olarak değil, terör örgütü olarak görüyoruz. PYD ve YPG PKK'nın Suriye koludur, Rusya'nın kuklasıdır. Rusya ve Esad rejimi adına sayısız katliam yapmaktadır."