Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti’nin afyonkarahisar’da gerçekleşen istişare kampında belediye ve teşkilatlardaki değişim süreçleri ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, bin 244 gün sonra katıldığı 26. AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda ilk kez “Cumhurbaşanı ve Parti Genel Başkanı” sıfatıyla partililere hitap etti. En son Mayıs 2014’teki toplantıya katıldığı hatırlatan Erdoğan, “Bin 275 kişilik bir aile olarak tekrar bir aradayız” dedi. Erdoğan, şunları söyledi:
SADECE DAĞ SİHA’YI KONUŞMUYOR: Savunma ve havacılık cirosunu 1 milyar dolardan geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara, 66 olan proje sayısını 543’e yükselttik. Savunma sanayisinde dışa bağımlılık oranını yüzde 80’den yüzde 35 seviyesine kadar çektik. bugün terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarımızda tarihi başarılara imza atmamızı savunma sanayinde kat ettiğimiz bu mesafeye borçluyuz. Bütün teröristlerin aralarındaki telsiz görüşmelerinde bunlar konuşuluyor. Bak, artık sadece dağ SİHA’yı konuşmuyor, parlamentodaki uzantıları, ana muhalefet de dahil olmak üzere onlar da silahlı insansız hava aracını konuşuyor. Ne diyor? ‘Onlar piknik yapmaya gelmişlerdi’. Evet, ‘piknik yapmaya gelmiş olan teröristler’. Ana muhalefetin başındaki zat bizzat yanlarına gidip orada silah var mı, yok mu sanki onu incelemiş. O dağlarda dedik ya bunların inine dahi gireceğiz. Mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz.
YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM: En büyük yatırım özellikle gönülleri fethetmektir, gönüllere girmektir. Bunu halletmemiz lazım. Biz değişimin, reformun, yeniliğin partisi olarak milletimizin gönlünde yer ettik. Bundan sonra da milletimizin nezdindeki gücümüzü aynı çizgimizi sürdürerek artıracağız. (Mevlana’nın, ‘Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım’ dizelerini okuyarak) Biz milletimize her alanda hep yeni şeyler söyledik.
BU MİLLETİMİZİN TALEBİDİR: Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. İşte bu gerçekten hareketle bir süredir teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde yenilenme ihtiyacımız bulunduğunu söyledim, söylüyorum. Kongre süreci vesilesiyle teşkilatlarımızı önemli ölçüde yeniliyoruz. Belediyelerde de şimdiden benzer adımları atmanın hazırlıkları içindeyiz. Bu benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği bir yöntem değildir. Aslında bu milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak sandıkta milletimiz yapar. Ona fırsat vermeden bu işi kendimiz çözmemiz gerekir.
MİLLETLE ZITLAŞMA OLMAZ: siyaset çöplüğünde kaybolup gitmiş pek çok partinin en büyük yanlışı, milletin değişim talebine kulak vermek yerine kendi iç kavgalarının, kendi iç dengelerinin, kendi iç hesaplarının arkasından yürümeyi tercih etmeleridir. Biz asla böyle bir yanlışa düşmeyeceğiz. En barizi 7 Haziran olmak üzere milletimiz bu yönde net mesajlar vermiştir. Ziyaret ettiği tüm illerde çeşitli vesilelerle milletle, kanaat önderleriyle yaptığım temaslarda da bu gerçeği çıplaklığı ile gördüm. Altını çiziyorum, milletle zıtlaşma olmaz. Hele hele milletle kavga, hiç olmaz. Biz siyasi varlığımızı, hatta 15 Temmuz’da olduğu gibi hayatımızı, milletimizin bize olan desteğine, güvenine, itimadına borçluyuz. Eğer o gece milletimizin o desteği olmamış olsaydı, biz bugün yoktuk. Menderes idam edildiği zaman sokaklara kimse dökülmedi, izlediler. Biz, bu ülkede artık aynı yanlışlara düşemeyiz.
ELBETTE YENİLEYECEĞİZ: Milletime güvendiğim, inandığım, onun arkasından gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım. Bu hareket, bu davaya güvenen kardeşlerimin hiçbiri de pişman olmadı. 2019 Mart ve Kasım seçimleri bizim ve ülkemiz için hayati öneme sahiptir; öyleyse yapacağımız iş, yine milletimize bakmaktır. Milletimiz bize ne diyor? Değişim, yenilenme, reform diyor. ‘Değişim’ demek, asla geçmişle bağları tümüyle koparmak demek değildir. ‘Yenilenme’ demek, asla kadroları tümüyle tafiye etmek demek değildir. ‘Reform’ demek, asla mevcudu tamamen kaldırıp bir kenara atmak demek değildir. ‘Daha büyük hedefler’ demek, asla devam eden çalışmaları aksatmak demek değildir. Teşkilatlarımızın bir kısmının yenilenmesi gerekiyorsa elbette yenileyeceğiz. Belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde değerlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Kimsenin alınmaması gerekir.
taarruz gücü artmalı: Partimizi ne için kurduğumuzu, bunca mücadeleyi ne için verdiğimizi, ülkemizi ve milletimizi nereye ulaştırmayı hedeflediğimizi unutmayalım. İnanın bana, gerisi çok kolaydır. Dünya değişirken Türkiye’nin yerinde saymasını beklemek ne kadar yanlışsa Türkiye değişirken Ak Parti’nin de olduğu gibi kalmasını beklemek o kadar yanlıştır. Esasen biz, kurulduğumuz günden beri yenilenme sürecinden hiç kopmadık. Bugün bu meseleyi çok fazla konuşuyor olmamızın sebebi, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartların çetinliğidir. Unutmayınız ki çetin yollar, yorgun bedenlerle aşılamaz. Artık sadece savunma değil aynı zamanda taarruz gücümüzü de artırmamız gerekiyor.
EVET MİLLİYETÇİYİZ: Yol haritamızın çerçevesi; tek millet, tek bayrak, tek Vatan ve tek devlet. Biz bunu unutmayacağız. Hiçbir ayrım yapmadan ‘tek millet’ dedik. Bayrağımız bellidir. Birileri bize, ‘Ak Parti kayma yapıyor, milliyetçilik dilini kullanıyor’ diyebilir. Tek millet demek eğer milliyetçilikse, evet milliyetçiyiz. Tek bayrak demek, milliyetçilikse milliyetçiyiz. 780 bin kilometre kareyle tek vatan demek, tek devlet demek eğer milliyetçilikse, evet milliyetçiyiz. Bu ne kadar ucuz bir yaklaşım tarzı. Almışsın köşende eline bir kalem, oradan sallayıp duruyorsun. Böyle bir şey yok. Milli ve yerli projelerle yola devam ettik. 2053’te Fatih, 2071’de de Alparslan var. Milli ve yerli, bu bir asil ecdat ruhudur. Bu ruhu biz sahiplendik, sahipleniyoruz, sahipleneceğiz. Biz ecdadımızla, eserleriyle övünüyoruz. Bize şanlı şerefli bir tarihle övünme imkanını sağladılar. İşte bu 4 temel direği ve uygulama programımızı sağlama almadan ne özgürlüğümüzü koruyabiliriz ne umutlarımızı canlı tutabiliriz.
HESABİ DEĞİL HASBİ: Yalan yanlış haberlerle Ak Parti kalesinden taş düşürdüklerini sananların heveslerini kursaklarında bırakmayı sürdüreceğiz. Kurulduğumuz günden beri her seçim öncesi Ak Parti’ye yönelik bu tarz kampanyalar yapılır. Bu defa biraz erken başladılar. İnşallah netice daha öncekilerden farklı olmayacak. Hesabi değil hasbi hareket ettiğini bildiğimiz bu kadroya güveniyorum.
‘Eskişehir seyircisini alkışlıyorum’
Lisanslı sporcu sayısını 228 binden 7 milyon 880 bine çıkardık. Dün akşam milli takımımız 3-0 mağlup oldu. Üzüntülüyüz ama 3-0 mağlubiyete rağmen Eskişehir seyircisinin sonuna kadar tezahürattan kopmamasını, milli takımımıza sahip çıkmasını takdirle karşılıyorum, kendilerini alkışlıyorum.
‘Görev istenmez, verilir’
Bizim siyasi terbiyemizde ‘görev istenmez, verilir’ anlayışı vardır. Sandıkla gelen elbette sandıkla gider ama o sandığa kadar olan süreci de kimse göz ardı edemez, kusura bakmasınlar. Yine siyasi geleneğimizde ihanet etmediği sürece görevden çekilmiş olanı yeniden değerlendirme yolu açıktır. Gizlimiz saklımız yok. Elbette kapalı kapılar ardında yapmamız gereken istişarelerimiz, müzakerelerimiz, değerlendirmelerimiz vardır.
Çipli kimlik
Salona katılımcılar tek kapıdan alınırken katılımcılara çipli kimlikler de verildi. Kurulan elektronik sistemle salona girişlerde davetliler çipli kimlikler sayesinde otomatik olarak tanınıp adını ekrana yansıttı. Bu sistem nedeniyle katılımcılarda imza alınmazken oturumlara imlerin katılıp katılmadığı da takip edilmiş oldu.
‘Kadınlar ve gençler istihdama katıldığı için işsizlik düşmedi’
en yüksek rakam “2003’te 21 milyon 350 bin olan istihdam sayımız, bu yılın haziranı itibariyle 28 milyon 700 bini bularak tarihimizin en yüksek rakamına ulaştı. Bu büyük artışa rağmen işsizlik oranlarında ciddi düşüş yakalayamadık. Tek sebebi kadınların ve gençlerin istihdama katılımının fevkalade yükselmiş olmasıdır. Daha iyi olmamız lazım.”
MÜFREDATTA SIKINTI VAR: eğitim öğretimin alt yapısını güçlendirmekle beraber içeriği ve niteliği konusunda zayıf kaldığımızı hep söylüyorum. Müfredatta sıkıntılarımız var. İnşallah önümüzdeki dönemde tüm gücümüzü, dikkatimizi bu alana teksif ederek, müfredatın veya müfredattan ders kitabına, öğretmen kalitesinden değerler eğitimine kadar her alanda eksiklerimizi tamamlayacağız.
KANAL İstanbul ÇOK ÖNEMLİ: Kanal İstanbul projesi çok önemli. Dünyada Süveyş Kanalı nasıl anılıyorsa Panama Kanalı nasıl anılıyorsa ki bunlar bizimle mukayese edilecek ülkeler değil, biz de şu anda Kanal İstanbul ile dünyaya aslında yeni bir marka olarak ses vereceğiz. İnşallah bunun da adımını çok kısa zamanda atıyoruz, atacağız.
Askerimiz henüz orada değil!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İdlib’e harekât başlatıldığını ve bunun devam edeceğini bildirdi. Erdoğan Ak Parti’nin Afyonkarahisar Kampı’nda şunları söyledi:
CİDDİ HAREKâT VAR: Suriye’deki güvenlik krizinin geldiği nokta ortada. Ülkemizi dışlamaya yönelik tüm çabalara rağmen bu meselenin bizim milli güvenliğimizle yakından ilgili olduğunu defaatle söyledik. Fırat Kalkanı ile kendimize bölgemizde açtığımız alanı, şimdi İdlib’in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz. Bugün İdlib’de ciddi bir harekât var. Ve bu devam edecek.”
‘Boksta yumruk sayılmaz’
Erdoğan, gazetecilerin İdlib harekâtına ilişkin sorularını da yanıtladı. Erdoğan, “Askerler orada mı şu anda” sorusuna “Şu anda ÖSO yürütüyor, henüz askerimiz orada değil” dedi. İdlib’deki insanların güvenliği noktasında Türkiye ve Rusya’nın beraber hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, İdlib’in içinin Türkiye tarafından korunacağını, dış tarafı ve sınırının korunmasının ise Rusya tarafından sağlanacağını söyledi. Gazetecilerin “Bölgeden bir göç olur mu?” sorusu üzerine Erdoğan, her türlü tedbirin alındığını ve hazırlıkların yapıldığını bildirdi.
Gazetecilerin “Fırat Kalkanı Harekâtı’ndaki gibi mi bir ilerleme olacak?” sorusuna Erdoğan, “Karıştırma orasını. Biliyorsunuz boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz” dedi.
Macron’la görüştü
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Görüşmede, başta Irak ve Suriye olmak üzere bölgedeki son gelişmeler değerlendirildi. İki cumhurbaşkanı, gerek Irak gerekse Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasının önemini vurguladı. Erdoğan daha sonra, AzerbaycanCumhurbaşkanı İlham Aliyev ile telefonda görüştü. Görüşmede, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldı.
Kaynak: K.EL/MİLLİYET