DİN VE TÜRBAN
Türkiye’nin değişmeyen ve değişmeyecek konusu nedir sizce?
Ben hemen söyleyeyim; “DİN VE TÜRBAN”
Bunu nasıl anlıyoruz?
Bunun yanıtını da hemen vereyim sizlere..
Siyasetçi sıkışınca neyi kullanır “DİN ve TÜRBAN” konusunu.. Günümüz siyasetinde vatandaş tavlamanın en kestirme yolu artık..
Elbette siyasete, siyasetçiye bu kadar yüklenirken; bizim medyayı da unutmuyorum. Çuvaldızı kendimize de batırmamız gerekiyor. Haber programları konu bulamayınca uzun uzadıya neyi konuşur “DİN ve TÜRBAN” konusunu.. Haber sıkıntısı çekmiyoruz. Aslında bu konu birçok kesim için ekmek kapısı haline gelmiş bile.
Farkında mısınız yıllardır bu konu üzerinden herkes yorumlar yapıyor; bir şeyler söylüyor ama sonuç hep aynı, hep aynı (!)
Yıllardır “Din ve Türban” konusu değişmedi değişemedi...
Eski Meclis Başkanımız Sayın Bülent Arınç bir ara, “laiklik yeniden yorumlanmalı” dedi. Meclis Başkanının bunu söylemesi ne kadar doğruydu bunun yorumunu sizlere bırakıyorum. Ben elbette her şeyin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum ama bu laiklik gibi Cumhuriyetimizin temelini oluşturan kavramları sorgulayarak yapılamaz!.Başa geçen her partinin kendine has yorumlarıyla şekillenmesi kabul edilemez.Çünkü her gelen hükümet, Atatürk İlkelerini kendi bildiği gibi şekillendirmek isteyecektir ve o zaman bu ülkenin hali ne olur lütfen bir düşünün.
Bu ülke kurulurken hangi temeller atıldı? Belli inkılâplar niye yapıldı?
Atatürk ilkelerinin anlamını bilen bir siyasetçi görmek istiyorum dersem sizce saçma mı olur?
Biz büyük zorluklarla yoktan var olan bu ülkenin en büyük miraslarından birini belki de en önemlisi olan Laiklik kavramının anlamını biliyor muyuz? Laiklik kavramının tanımını artık ilköğretim düzeyindeki çocuklar bile biliyor iken, ben belli bir düzeye gelmiş birçok kişinin bu kavramın anlamını unutmuş olabileceğini düşünür oldum. O nedenle, Laiklik kavramının sözlük anlamını paylaşarak bu tanımı unutanlara hatırlatmak istiyorum.
Laiklik, din ve devlet işlerinin ayrılığı,devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensiptir.
Ve Büyük Önder ATATÜRK’ ün Laiklik ile ilgili açıklaması;
“Türkiye Cumhuriyetinde, her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatı ile ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi durumlara artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.”
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK bile ibadetin belli bir düzen içinde yapılmasını, dinin özellikle siyasi gösteri şeklinde yapılmamasını ve genel adaba aykırı olmamasını dile getirmişken bu başıboşluk nereden geliyor anlam veremiyorum.
Siyaset arenasındaki birçok siyasetçimizin ağzında neden hala “Din ve Türban” konusunu duyuyorum?
Neden çarşaf açılımına gidiliyor ve neden kuran kursu açılımına ihtiyaç duyuluyor?
Siyasetin olmazsa olmazı Türban ...(!)
Siyasiler için oy deposu Din ve Türban(!)
Yıllardır miting alanlarında siyasetçilerin dilinde bu konu . 30 yılı aşkın bir süredir ortalıkta konuşuldu; insanların manevi duyguları sömürüldü, hala sömürülmeye devam ediliyor ama çözüm bir türlü bulunamadı. ‘Ya çözün artık ya da susun (!)’ diyesi geliyor insanın içinden.
Siyaset her isteyenin dini sömürebileceği bir arena mı? Yoksa siyaset kimliği içinde dokunulmazlık zırhına bürünerek işlerini daha kolay yapmak isteyenlerin kendilerini kamuflaj etmeye çalıştıkları bir alan mı oldu? Ben bunu gerçekten çok merak ediyorum.
Anlamadığım, anlam veremediğim bir şey daha var ki, türban kimi ilgilendiriyor “Türk Kadınını” yasak olsa da, serbest olsa da erkeklerin söz sahibi olması, söz söylemeye çalışması tuhaf geliyor bana. Kadınlarımız bile bu konuda erkekler kadar fikir beyan etmediler bugüne kadar. Ne başı açık bir kadından, ne de başı kapalı bir kadından bu kadar yüksek ses duymadım ben.
Bunu özellikler kadınlarımıza söylüyorum; Unutmayın bu konuda tek söz sahibi biz kadınlarız(!)
Kendi adıma, laik ve demokratik bir düzen içinde hak ve özgürlüklerimi bana veren Ulu Önder Atatürk’e bize bıraktığı Cumhuriyet için teşekkürü her zaman bir borç bilirim.
Günün Sözü:
“Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin; o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.”