TOLGA Şardan bugünkü yazısında, uyuşturucu kaçakçılarıyla beraber suç örgütü içinde yer alan Edirne Emniyet Müdür Yardımcısı Zeki Ağsakal hakkında hazırlanan iddianamenin ayrıntılarını aktarmaya devam etti. Yazıda, uyuşturucu taşıyan aracın yakalanmasından önce yaşananlar anlatıldı.
Yazının ilgili kısımları şöyle:
Uyuşturucuyu aracında ülkeye sokmaya çalıştığı için tutuklanan Birol Eroğlu, Savcı Gencay Akçay'a şu bilgiyi verdi:
"Pazarkule'ye geldim. Sonra yakalandım. Beni Kapıkule'ye sevk ettiler. Hangarda depoda beklerken sivil giyimli, esmer 1.70 - 1.75 boylarında bir görevli geldi. Yanıma yaklaşıp sessiz bir şekilde 'bunlar Alzheimer ilacı diye söyle, ancak öyle kurtulursun' dedi. Ben orada şok oldum ve korktum. O yüzden bildiklerimi anlatmadım.
27 Aralık 2022 günü saat 10.00'da Serkan Bey açık görüşmeye geldi. Sarıldık. Geçmiş olsun, 'ben seni kurtaracağım, aileni sıkıntı etme, ben ailenin başındayım, gözün arkada kalmasın, elimden geleni yapacağım, seni de kurtaracağım, Zeki Bey'in selamı var' dedi. 'Zeki Bey Saraçlar'ın kamera kaydını duymuş' dedi. Bu nedenle biraz tedirgin, 'bizi ihbar ettin mi?' diye sordu.
"SENİ GÜMRÜKTE KURTARACAKTIK"
"'Ben kimseyi ihbar etmedim, edecek olsam ilk başta buraya girmezdim, araba ile sizi yakalatırdım. Savcı beni serbest bırakırdı' dedim. Anladığım kadarı ile ikna oldu. Ayrıca bana 'senin mahkemeni bekliyoruz, ilk mahkemeye kadar tedirginiz, ilk duruşmada dosyayı gördükten sonra işlere tekrar başlayacağız' dedi. 'Şu an biraz tedirginiz' dedi. 'Sana yurtdışından 60-70 dosyası olan bir uyuşturucu baronunu bulacağız, sana söylediğimiz şekilde savcıya ifade verip onun adını vereceksin, senin cezan azalacak. Elimizden gelen en az cezayı aldıracağız' dedi.
'Biz seni o akşam gümrükte kurtaracaktık. O koşarak gelip bagajıma bakan gümrük memurunu kastederek 'o memur inat olmasaydı, o polisle seni oradan aldıracaktık. Sivil ekip arabası orada bekliyordu' dedi. O polis, bir önceki ifademde bahsettiğim uzun saçlı, yanaktaki sakalları kısaltılmış, yanakları çökük, esmer sivil polisti."
ARAÇTA UYUŞTURUCUYU YAKALAYAN GÜMRÜKÇÜ ANLATIYOR
Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte, içinde uyuşturucu bulunan araçta inceleme yapan ve zula olarak adlandırılan gizli bölmede esrar paketlerini ortaya çıkaran gümrük muhafaza görevlisi A.B. o geceyi savcılığa şöyle anlattı:
"Ben Pazarkule Gümrük Müdürlüğü'nde gümrük muhafaza memuru olarak görev yapmaktayım. Ben daha önce Habur Gümrüğü'nde çalıştım. Oraya çok zula yapılmış araba geldiği için tecrübeliyim. Olay tarihinde gümrük muhafaza memuru P.O., suça konu aracın bagajını kontrol etmiş. Ben o sırada Yunanistan tarafından geri çevrilen bir kişi ile ilgilendiğimden P.'nin aracı kontrol ettiğini görmedim.
"HABUR'DAN TECRÜBELİ OLDUĞUM İÇİN ARACIN ALTINA YATTIM"
"Bu işleri yaparken aracında bulunan Birol Eroğlu ile göz göze geldim. Göz göze gelince, el kaldırıp 'bekle' dedim. Aracının yanına gittim. 'Beni aradılar' dedi. Ben de şakasına 'onlar sahte gümrükçü bir de ben arayacağım' dedim. Habur'dan tecrübeli olduğum için aracın altına yattım. Aracın altında bir metal profil gördüm. Bunun üzerine araca zula yapıldığını anladım. Bagajı açtım. Aracın bagaj havuzunu tutan vidaları sökünce orada uyuşturucu olduğunu anladık.
Vidaları, o gün telefon kayıt ücreti yükseleceği için yurtdışından telefon kaydettirmeye geldiği için tesadüfen orada olan adını bilmediğim bir polis memuru ile açtık. Bende kelepçe olmadığı için gümrük pasaport polisi olan soy ismini bilmediğim ancak M. olduğunu düşündüğüm, M. isimli ve soyadını bilmediğim Y. isimli polis memurundan kelepçe alıp Birol'u kelepçeledim. Bu olaylar tahminimce 21.30 - 22.00 civarlarında oldu."
"SİZ KİMSİNİZ DİYE SORDUM; 'NARKOTİKTENİZ' DEDİLER"
"Ben Birol'u kelepçeledim. İçeriye teslim ettim. Vatandaşların görmemesi için aracı kenarda bir yere çektim. Tahminimce 22.00 civarlarında narkotikten olduğunu söyleyen kişiler geldi. Kendilerine kimlik sormadık. Normalde narkotik ihbarlı aracı olduğunda bazen gelir bizimle bekler. Bazen de plakayı bildirir. Araç gelince gelir. Bu olay ile ilgili bize bir ihbar çekmediler. Zaten ihbar çekseler kapıda ilk kontrolünde ihbarı gözükür. X-Ray için Kapıkule'ye sevk edilirdi.
Narkotikten uzun saçlı, sakallı, Cizreli Mehmet olarak bildiğim bir kişi, bir de gözlüklü daha sonra adının V. olduğunu öğrendiğim bir kişi geldi ama kendisi ile hiç muhabbet etmedik. Gelip araca baktılar. Ben 'kimsiniz ?' diye sordum. 'Narkotikteniz' dediler. Ben dosyayı bizden alıp tahkikatını kendileri yapmaya çalışacaklar sandım. O yüzden 'ben işimi tamamlayıp adli birime teslim ederim, dosyayı kimin yapacağına savcılık karar verir' dedim. O sırada V., arkada 'komiserim' diye hitap ettiği bir kişi ile telefonda görüşüyordu. 'Aracı aldılar, şu anda açıyorlar' diyordu. Biz aracı ararken, bizim başımızda beklediler."
ŞOFÖRÜ ARAYAN GALERİCİ!
"Ben Birol'un telefonunu aldığımda sürekli "Galerici" diye biri arıyordu. Ben de sessize aldım. Telefon daha sonra yine çalarken Cizreli Mehmet geldi. 'Telefona bir bakabilir miyim?' dedi. Ekrana baktı. 'Yabancı numara bu zaten tespiti yapılamaz' dedi. Bana geri verdi. Ben bu sırada yanından ayrılmadım. Telefona bir şey yapmadığını biliyorum. Galerici diye kayıtlı kişi sürekli WhatsApp'tan arıyordu.
Bizim işimizin bitmesine yakın M. ile V. yanımdaydı. Biz esrarı çıkarıp poşetledikten sonra gitmeye başladılar. O sırada vatandaşlar da aracı izliyordu. Çok fazla kalabalık olunca ben 'herkes aracının başına gitsin, burada film çekmiyoruz' dedim. Diğerleri gitti, ancak sarı / turuncu - siyah montlu olan kamera araştırma ve inceleme tutanağında görüntü 43-44-45-46'da gözüken kişi gitmedi. 'Ben niye gitmiyorsun?' dedim. O, 'polis memuruyum' dedi. Ben de 'fark etmez iş yapıyoruz. Aracının başına geç' dedim.
Bunun üzerine benim yanıma hiç gelmeyen bir kişi eli ile 'gel, gel' dedi. 'İş bizden çıktı' anlamında der gibi bir hareket yaptı. Ben bu kişiyi tam görmediğim için tarif edemiyorum. Benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir."
NARKOTİK SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRÜ: "MEMUR, MÜDÜRÜ ARAMAZ"
Savcılık, olayın içinde Edirne'de uyuşturucu suçlarıyla mücadele etmekle sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Zeki Ağsakal olması nedeniyle Edirne Emniyeti bünyesinde görev yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürü O.T.'nin "bilgi sahibi" sıfatıyla ifadesine başvurdu. O.T.'nin dosyanın sanığı Ağsakal'a bağlı olarak görev yaptığını hatırlatayım.
İfade, iddianamede şöyle yer aldı:
"Soruldu: 18/11/2022 tarihinde Birol Eroğlu'nu aracında yapılan yakalamada şubeniz polis memurları neden gümrükteydi?
Cevaben: Şu an Suriye'de geçici görevli olarak bulunan Polis Memuru B.A. eleman kaynaklı olarak Dacia bir araçta Yunanistan'dan uyuşturucu geleceğini öğrenmiş. Suriye'ye giderken yerine devrettiği kişi Polis Memuru E.S.'ye bilgi vermiş. E., Komiser N.'ye bu durumu aktarmış. Komiser N. de bana söyledi. Ancak aracın plakasını bilmiyorduk. Analiz çalışmalarında Dacia markalı iki adet aracın plakasını belirledik. Olay gününden birkaç gün önce araç Pazarkule'den çıktığı için plakayı belirledik. Pazarkule'deki PTS'ye bu araç düşünce ekipleri çıkardık, ekipler Pazarkule'ye gitti.
Ekipler gidene kadar gümrükte çalışan gümrük muhafaza memuru araçtaki uyuşturucuyu kendisi bulmuştu. Biz de 'gümrük'e ihbar çekmeyip aracı gümrükten çıkınca dışarıda alırız. O şekilde ararız' diye düşündüğümüz için bu yakalamayı gümrük yapmış oldu.
Soruldu: B.A. ihbar aldığında doğrudan sizi ya da Zeki Ağsakal'ı arar mı?
Cevaben: Doğrudan beni ya da Zeki Müdür'ü aramaz. Ya bağlı olduğu N. Komiser'i ya da ekip arkadaşı E.'yi arar. Bizim işleyişimizde polis memuru bir bilgi aldığında bunu öncelikle büro amirine söyler. Rütbeleri itibariyle B.'nin Zeki Müdür ile doğrudan bir temas kurması usule uygun değildir. O yüzden mantıklı da değildir."
SURİYE'DEN GELEN İHBAR
Soruşturma savcısı Akçay, Suriye'de görev yapan B.A. adlı polis memurunun uyuşturucu kaçakçılığı ihbarını aktardığı meslektaşı E.S.'nin de bilgi sahibi olarak ifadesini aldı. Polis Memuru E.S. şu bilgileri verdi:
"Bana bahsettiginiz olayı hatırladım. 15/11/2022'de şu an Suriye'de görev yapan, öncesinde uzun süre birlikte çalıştığımız Polis Memuru B.A. beni aradı. Yakın zaman içinde yani 2-3 gün içerisinde Pazarkule Sınır Kapısı'ndan 34 plakalı, plakanın devamını bilmediği bir Dacia aracın uyuşturucu getirebileceğini söyledi. Şoförün ismini ya da aracı bilmiyordu. Ben bu bilgiyi, Komiserim N.E.'ye ve analizde çalışan Polis Memuru D.Y.'ye verdim. Biz Pazarkule'den geçen araçları analiz ettik. Eski TIR şoförü ve yakın zamanda giriş çıkış yapan 34 plaka bir Dacia araç bulduk.
Araç şoförünün 5607'den kaydı vardı. Beklediğimiz aracın bu olabileceğini değerlendirdik. Aracı sistem üzerinden izlemeye aldık. Biz bu aracı B.'den ihbarı aldığım gün tespit etmiş olduk. Tespit ettiğimiz esnada araç Türkiye'deydi. Aracın Yunanistan'a çıkış yapmasını bekledik. Ayın 17'sinde araç Yunanistan'a geçti. Biz de geri dönüşünü beklemeye başladık. Ayın 18'inde geldiği zaman önce PTS'ye düştü. Pazarkule'den araçların geçişi hızlı olduğu için hemen ekipleri çıkardık.
Aracı Pazarkule'nin çıkışında almak için Pazarkule'nin dışında uygulama noktasında bekledik. Araç gümrükten çıkış yapmayınca bizim ekiplerimiz gümrüğe girip kontrolde bulundu. Aracı Gümrük Muhafaza'nın çevirdiği ve uyuşturucu maddeyi bulduğunu öğrendik. Bizde aracın net bilgileri olmadığı için tespit ettiğimiz araç olduğundan emin değildik. O yüzden araç yurtdışına çıktığında tekrar döndüğünde kontrol etmeye karar verdik."
SURİYE'DEKİ POLİS MEMURUYLA YAPILAN GÖRÜŞME
Soruşturmanın kilit isimlerinden birisi Suriye'de görev yapan narkotik polisi B.A. idi. Vereceği bilgilerin önemi olması nedeniyle 13 Mart 2023 günü Savcı Akçay'ın odasında polis memurları E.S. ve M.V.K. varken Suriye'deki B.A. arandı. Yapılan görüşmenin içeriği savcı ve iki polis memurunun imzasıyla özel tutanak haline getirilerek dosyaya konuldu.
Görüşmede polis B.A., yaşananları şöyle anlattı:
"13/03/2023 tarihinde Polis Memuru E.S. ve M.V.K. ile Cumhuriyet Savcısı Gencay Akçay'ın odasında görüşüldüğü sırada E.S.'nin 0553 XXXXXXX numaralı cep telefonundan WhatsApp uygulaması üzerinden Suriye'de görev yapan B.A.'nın kullanmakta olduğu 0505 XXXXXXX numaralı hat aranmış, yapılan görüşmede B.A.'ye 18/11/2022 tarihli yakalamaya ilişkin ihbarı kiminle paylaştığı sorulmuş, B.A., ihbarı E.S. ve Komiser N.E., ile paylaştığını, ancak aracın plakasını ya da şoförün adını bilmediğini, Dacia bir araç olduğunu söylediğini, 'araç tespit edildikten sonra gümrüke ihbar çekin' dediğini ancak o dönem Gümrük Muhafaza ile Emniyet arasında sıkıntı olduğundan gümrüke ihbar çekilmeden aracın dışarıda beklendiğini...
GÜMRÜKE İLETİLMEYEN İHBAR!
"Gümrük Muhafaza, aracı kendisi tespit edince dosya Gümrük tarafından yapıldığından "ben size demiştim, ihbar çekseniz dosya bizde kalırdı" diye sitemde bulunduğunu, yakalama olan gün Zeki Ağsakal'ı arayarak 'bu akşam bir yakalama olabilir' dediğini, ancak Zeki Ağsakal'a aracın markası dahil olmak üzere hiçbir bilgi vermediğini, araç Gümrük'te yakalandıktan sonra da Zeki Ağsakal'ı aradığını, "Neden Gümrük'e ihbar çekilmedi, böyle olunca ben muhbirime karşı kötü durumda kaldım" dediğini, kendisinin şu an Suriye'de olduğunu ve Türkiye'ye geçişinin zor olduğunu, üstleri ile konuşarak bu hafta içerisinde ifade vermek üzere Türkiye'ye geçmeye çalışacağını beyan etmiş, bunun üzerine telefon görüşmesi sonlandırılmış olup, görüşmeye ilişkin tutanak imza altına alınmıştır."
YAZININ DEVAMI İÇİN;