İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, geçen gün katıldığı radyo programında çok önemli açıklamalarda bulundu. Kocaoğlu hem kendi hem de son icraatlarını İzmirlilerle paylaştı.
Egeli Etkihaber olarak, Kocaoğlu'nun söylemlerinden bir derleme yaparak sizlere aktarmayı görev bildim. Gerçekten de Aziz beyin anlattıkları kentin için oldukça önemli. İşte Kocaoğlu'nun aynı anda 3 radyoya verdiği röportajda başa çıkarılması gereken söylemleri...
Başkan Kocaoğlu, İzban'da hayata geçirilen 'gittiğin kadar öde' sisteminin dünyada ve Türkiye'nin farklı illerinde uygulandığını belirterek "İzmir'de her iş gibi bu da olay oldu. Üzerinde uzun müddet tartıştığımız, oturması gereken bir sistem. Ben şunu isterdim ki, bu işi kimse politik malzeme yapmasın. Eksik varsa hızlı bir şekilde takviye ediyoruz. Bloke edilen ücret inişte iade ediliyor. Bu bir şehir efsanesine dönüştü. Eğer, '136 km'nin tamamı 2,86 TL'ye gidilsin, bu haktır, adaletlidir' deniliyorsa, o zaman düşünmek gerekir. Çok kısa zamanda İzmir'in 1 9 ilçesinde de 'gittiğin kadar öde' sistemi uygulanacak, uygulanmak zorunda. Uygulanmazsa haksızlıkla karşı karşıya kalıyor hemşehrilerimiz" diye konuştu. Başkan Aziz Kocaoğlu, ilçelerde çift biletle yolculuk yapılan hatlarda kısa mesafeli yolculukların çok daha ekonomik hale getirileceğini söyledi.
"KALKAN OLARAK KOYAMAM"
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile TCDD'nin yüzde 50 ortaklığıyla kurulup yönetilen İZBAN'daki 'gittiğin kadar öde sistemi' konusundaki eleştirilerin sadece belediye kanadına yöneltilmesinden rahatsızlık duyup duymadığı konusundaki bir soruyu da yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, "Herkesin bildiği bir konuda bizim bir polemiğe girmemiz, siyasi malzeme çıkarmamız bana yakışmaz. Gerisi arkadaşların takdiridir. İZBAN yüzde 50 ortaklıkla kurulmuştur. Ben ortağımı şikayet etmem. Başka problemlerimiz de var. Ben buna inandığım için yaptım. İnandığım bir konuda ortağımı da önüme kalkan olarak koymamın ne bana ne TCDD'ye faydası yok. Bunu kullanmak isteyenlerin düşüncesi yanlıştır" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin TCDD'ye yıllık 25 milyon TL civarında hak kirası ödediğini belirten Başkan Aziz Kocaoğlu, şöyle devam etti:
"İlk yıllarda tahsil etiğimiz cirodan daha fazla TCDD'ye hat kirası ödememiz söz konusuydu. Ama biz ortağız. İzban'ı hat kirası yükünden kurtarıp İzmir'e hizmet edecek, yatırımlarını yapabilecek, ayakta durabilecek bir şirket haline getirmenin önündeki engelleri TCDD'nin kaldırması gerekiyor. 300-350 bin yolcu taşıyoruz. Halbuki bizim potansiyelimiz en az 700 bin. Seferleri artırabilsek, İzban Türkiye'nin en fazla yolcu taşıyan kurumu olacak. Bölge trenlerinin çekilmemesi, sinyalizasyonun yapılmaması, yük trenlerinin gece çalışması gibi sadece TCDD yönetiminin iki dudağı arasındaki işlerin yapılmaması, hem İzmir'e hem Türkiye'ye zarar verir."
"SİSTEME DAHİL OLACAKLAR!"
Çevre ilçelerde hizmet veren kooperatif ve birliklere bağlı minibüsçülerin Büyükşehir Belediyesi'nin toplu ulaşım sistemine dahil edilmesi konusundaki çalışmaların da sürdüğünü vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Sınırlar büyüdü, İzmir Büyükşehir Belediyesi tüm kentin ulaşımından sorumlu oldu. Çevre ilçelerden, beldelerden ulaşım talebi var. Biz de bunu gücümüz ölçüsünde başlattık. 600 civarındaki köyümüz var, 200-250 civarında köyden otobüslerimiz geçiyor. Ama pratik gösterdi ki, her bölgede ulaşım kooperatifleri var. Artık bir sistem kurmak, tüm birlik ve kooperatifleri tek çatı altına almak gerekiyor. Bizim otobüslerimize genellikle ücretsiz ve indirimli yolcular biniyor. Diğerlerinde bu olana k yok. Bugün biz bir ihale açsak, gerçek anlamda toplu taşıma yapan kooperatif ve birlikler giremiyor. Bunun için yasal düzenlemeye ihtiyaç var" diye konuştu.
Önümüzdeki günlerde uygulamanın pilot olarak başlayacağını dile getiren Başkan Kocaoğlu, "İlerleyen süreçte bu sistem şehir içi dolmuşlara da yansıyacak. 1700 dolmuş da düzen altına alınacak, bizim kontrolümüzde çalışacak" dedi.
İKİNCİ ÇEVRE YOLU ŞART
İzmir’de trafik yoğunluğunun artmasına ilişkin bir soruya da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, “Sadece aldığı göçten dolayı İzmir’de trafik artmıyor. Trafiğe ciddi araç giriyor ve kentin merkezinde ve çevre yolunda trafik sabah akşam kilitleniyor. Bir defa ikinci bir çevre yolu yapmak zorunlu oldu. Bizim yolları genişletmemiz gerek. Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi buna en güzel örneklerden biri. İlçe içerisinde yaptığımız Dostluk Bulvarı, Doğuş Bulvarı, Homeros Bulvarı da kentin trafik yükünü alan akslar. Kent merkezinde bu kadar raylı sistemi çalıştırdıktan sonra ‘Merkeze arabamla geleceğim, evimin dükkanımın önüne arabamı park edeceğim’ diye bir şey dünyanın hiçbir yerinde yok İzmir’de de hiçbir zaman olmayacak. Kural koymak kolay ama kuralı uygulamak lazım&rdqu o; dedi ve şöyle devam etti:
"Siz bir raylı sistem ağıyla kenti donatıyorsanız; 11 km’den 179 km.’ye çıkarıyorsanız; Alsancak’a, Konak’a bir taraftan tramvayı bir taraftan metroyu getirdiyseniz, Kuzey’den Güney’e İZBAN’ı getirdiyseniz, o zaman diyeceksiniz ki ‘Kusura bakma.’ Evka 3’te, Gaziemir’de, Üçkuyular’da otopark var. 'Arabanı orada park et, raylı sisteme bin ve gel.' Ayrıca Alsancak'ta uyguladığımız "Park Et Devam Et" sistemini yaygınlaştıracağız."
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Ankara'daki otopark ücretlerinin 1 TL'ye düşürülmesinin, özel araçla merkeze gelmeyi teşvik edeceğini ve bunun doğru olmadığını da belirterek, "Dünyadaki büyük şehirlerde merkeze araçla gelinmemesi için otopark fiyatları yükseltiliyor" hatırlatmasında bulundu.
"BELEDİYE BAŞKANLIĞINI SEVİYORUM"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yıllardır dile getirilen “İzmir Aziz’dir Aziz kalacak" sloganını 2009 seçimleri öncesinde ilk kez Kemalpaşa’da bir çiftçinin dile ortaya attığını belirterek, "Sonra o slogan oturdu. Biz hiçbir zaman 'İzmir Aziz’dir, Aziz kalacak' lafı etmeyiz, olmaz da. Bir siyasetçi kendini ön plana çıkarmayıp, şov yapmayıp, resmini sağda solda her gazetede vermeyip felsefesini öyle belirlerse, kurumunu ön plana çıkarmaya çalışırsa işinde başarılı olur. Bu durumu İzmir Büyükşehir Belediyesi de, başkanı da mükemmel bir biçim de yapmaktadır. Bu bizim politikamızdır. Benim 14 yıldır yoğurt yiyişim bellidir. Bu felsefeyle de yoluma devam edeceğim” şeklinde konuştu.
Genel siyaseti hayatı boyunca düşünmediğinin altını çizen Başkan Kocaoğlu, şöyle devam etti:
“Ben laf üretmeyi değil çalışmayı seven bir adamım. Böyle hizmet edebileceğime inanıyorum. İnsanın ne zaman nereye savrulacağı belli değil. Büyük konuşmamakla birlikte, ben genel siyaseti, milletvekilliğini sevmiyorum. Herkes sevecek diye bir şey yok. Belediye başkanlığını seviyorum, severek de yapıyorum. Bu yaştan sonra 'bu görevi bitirdik, şimdi de şuraya geçelim' diye bir durum söz konusu olmaz."
"VATANDAŞLA İTTİFAK YAPIYORUM"
2019 yılındaki yerel seçimlere yönelik ittifak çalışmaları olup olmayacağı sorularını da yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “İttifakı ben değil, Genel Merkez belirler. Aday belirleme gibi yetkim bile yok. Bugüne kadar tabanda vatandaşla, seçmenle ittifak yapıp seçilebilecek oyu alıyorum. Herkese eşit, hakkaniyetli davranarak problemleri çözmeye çalışıyorum. Bu duruş karşısında da her partiden de oy alabilme şansımız var. Yine aday olursak halkın arasındaki ittifakı, şahsımızla mutabakatı sağlayabileceğimizi düşünüyoruz. Partiler arasındaki ittifak ise benim belirleyebileceğim bir konu değil” dedi.
"ARAMIZDA GÜVEN BAĞI VAR"
Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, özellikle kentin kırsal bölgelerinde kendisine ayrı bir teveccüh bulunduğunun hatırlatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"Tarımda ihtiyaç öyle bir şey ki, birinin bal dolum tesisine, diğerinin arıya, bir diğerinin istiridye mantarına, koyun keçiye, kestane üreticisinin dal kanserinin giderilmesine ihtiyacı var. Bir tarafta organik tarıma, bir tarafta sulamaya, bir tarafta paketlemeye, satışa ihtiyaç var. Var da var... Nerede ne lazımsa ona el uzatıyoruz. Şu anda da Bayındır ve Menderes’te iki tane 50-60 dönüm arazide oranın ihtiyacına göre paketleme ve soğuk hava tesisi kurarak, hem hayvancılık hem de tarımda pazarlama faaliyetlerini geliştirmek için her şeyi yapacağız. Diğer taraftan da örgütlenmeyi, pazarlama faaliyetlerini yapacağımız yatırımlarla hayata geçireceğiz. Örneğin salatalık, patlıcan, biber üretimi yapıyoruz. Bir tonun pazarlaması ayrı bir şey, 100 tonun ayrı bir şey. Biz 100 ton bir yere gelsin, orada paketlensin istiyoruz . Toptancının, market zincirinin yanında üreticimizin de bir miktar pazarlık gücü olsun istiyoruz. Bunun için de altyapı hazırlığı yapıyoruz."
Tarım Bakanlığı'nın "üreticilere 300'er hayvan" projesiyle ilgili soruyu da cevaplayan Başkan Kocaoğlu,"Türkiye Cumhuriyeti’nde 300 koyuna bakacak 500 çoban yok. 300 koyun dağıtılmaz. Ben gariban bütçemle 5-6 tane veriyorum, siz 15 koyun verirsiniz. Bir hanım ve bey kafa kafaya verdiğinde, baktığında bir asgari ücret veya daha fazlasını kazanır. Köy yerinde ciddi bir para bu. Ülkedeki hayvan üretimi artar ve tarım sürdürülebilir olur. Çiftçilik aile işidir. Buradan Kiraz’a gidin, her evin damında 10-30 koyun-keçi var. Önemli olan bunun sürdürülmesidir” diye konuştu.
"KISKANANLAR ÇOK ÇALIŞACAK"
Programda son olarak belediye başkanlığına adaylığı ile ilgili de soruya yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Seçimlere bir sene kaldı. 3. dönemimin sonu. Kimseye sorulmuyor? Niye bize soruluyor? Kıskananlar çok çalışacak. Onların da olacak. Benim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevim devam ediyor. Zamanı geldiğinde konuşulur. Bugün ne adayım, ne adayım değilim demem söz konusu değil. Ancak aday adayı olabilirim. Parti büyüklerimiz uygun görürse olur. Şu anda aday adayı olmaya da karar vermiş değilim. 14 sene önceki gibi Bornova’dan çıkıp gelen başkanınızım. Sadece saçlarım beyazladı. Az biraz yaşlandım. Ama aynı iyi niyet, aynı insan sevgisi ile kentin problemlerini, sizin problemlerinizi çözmek için çalışıyor, hemşehrilerime laik olmaya çalıyorum. Size inanıyor, güveniyorum. Siz de bana inanıyor, güveniyorsun uz. Daha iyi şeyler yapmak üzere çalışacağız. Allah herkesin gönlüne göre versin.”
'EGENİN İMBATI ÜZERİNİZE OLSUN!...'