Emine Erdoğan'dan dünya liderlerinin eşlerine 'Kovid-19' mektubu

Emine Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele eden dünya liderlerinin eşlerine 28 Nisan'da birer mektup gönderdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, dünya liderlerinin eşlerine mektup göndererek Kovid-19 ile gelen farkındalığın kalıcı olması adına, doğal tarım uygulamalarının yaygınlaştırıldığı, tabii kaynakların adaletli kullanımının sağlandığı, insan sağlığına bütüncül yaklaşıldığı yeni bir başlangıç için birlikte yapabilecekleri konusunda düşünmeye davet etti.

Emine Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele eden dünya liderlerinin eşlerine 28 Nisan'da birer mektup gönderdi. Mektubun gönderim tarihinin ramazan ayına denk gelmesi dolayısıyla satırlarına ramazan ayını ve bayramı tebrik ederek başlayan Emine Erdoğan, Kovid-19 nedeniyle tüm ülkelerde hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına başsağlığı dileklerini iletti.

Türkiye'de bu sürecin erken dönemde alınan tedbirler ve sağlık sisteminin güçlü altyapısıyla birçok ülkeye oranla daha az zayiatla geçirildiğini vurgulayan Emine Erdoğan, ülkelere tıbbi malzeme yardımı yapıldığını belirtti.

Emine Erdoğan, bu zor günlerde dayanışma içinde olmanın, sıkıntıları biraz olsun hafiflettiğini dile getirdi. Bir yandan bu küresel salgın ile mücadele ederken bir yandan da hayatları tamamen değiştiren bu küresel felaketi anlamaya çalışıp yaşananların muhasebesini yaptıklarını dile getiren Emine Erdoğan, "Görüyoruz ki insan eliyle inşa edilmiş tüm sistemler, ne kadar kuvvetli görünürse görünsün kumdan kalelerden farksızdır. Teknolojinin belki de altın çağını yaşadığı 21. yüzyılda ne yazık ki gözle dahi göremediğimiz bir virüs karşısında, gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak bütün devletler ve milletler çaresiz." değerlendirmesini yaptı.

Kısa süre öncesine kadar, "tüketim odaklı hayatların çevreye verdiği zarar ve iklim krizinde tehlike çanlarının çalındığı"nın tartışıldığını anımsatan Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Her yıl milyonlarca insanın ölümüne sebep olan kronik hastalıkların, kimyasallarla kuşatılmış yaşam tarzlarımızın sonucu olduğundan şikayet ediyorduk. Şimdi bir kere daha anlıyoruz ki Kovid-19 gibi henüz ne olduğu tam anlaşılamamış bir virüse karşı tek fiziksel kalkanımız, bağışıklık sistemimizin gücü. Sağlıklı ve doğal beslenen, kimyasallardan uzak kalmayı başarabilen, ruh ve beden arasında dengeli bir yaşam tesis edenler, bu doğal koruma sisteminin nimetinden faydalanabiliyorlar."

"Karantina süreci, dünyamızı ne kadar hoyratça yaşlandırdığımızı ortaya koyuyor"

Emine Erdoğan mektubunda, Kovid-19'da uygulanan kısıtlamalarla tabiatın son iki ayda şaşırtıcı bir hızla kendine gelmeye başladığına işaret ederek bilim insanlarının kirlilikte ve karbon gazı salınımında ciddi bir azalma olduğundan söz ettiğini, yavaşlayan su taşımacılığı trafiği ile de İstanbul Boğazı'nda yunusların daha sık görülmeye başlandığını anlattı.

Zorunlu karantina sürecinin doğadaki etkilerine dikkati çeken Emine Erdoğan, mektubunda şunları kaydetti:

"Bu zorunlu karantina süreci, hem dünyamızı ne kadar hoyratça yaşlandırdığımızı ortaya koyuyor hem de tercih etmemiz halinde sürdürülebilir bir geleceğin aslında mümkün olabileceğini gösteriyor. Tarih boyunca yaşanmış, diğerlerinde olduğu gibi bu salgın da mutlaka sona erecektir. Fakat önemli olan bu salgın sonunda hayata yeni bir pencereden bakabilmektir. Bu bağlamda, lider eşleri olarak sizleri, Kovid-19 ile gelen farkındalığın kalıcı olması adına doğal tarım uygulamalarının yaygınlaştırıldığı, tabii kaynakların adaletli kullanımının sağlandığı, insan sağlığına bütüncül yaklaşıldığı yeni bir başlangıç için birlikte yapabileceklerimizi düşünmeye davet ediyorum. Kovid-19 bize bir kez daha göstermiştir ki felaketler karşısında din, dil, ırk ve cinsiyet ayırt etmeksizin, tüm insanlık olarak eşit ve birbirine muhtaç durumdayız. O yüzden de ortak sorumluluk almak zorundayız. Görüyoruz ki böyle bir salgın durumunda, ülkeler arasındaki güçlü dayanışmanın getirdiği güven, aslında tüm ulusların faydasını artırıyor."

Emine Erdoğan, birçok ülkenin, bu süreçte daha içe kapalı politikalara başvurmalarının "üzücü" olduğunu belirterek "Umuyorum ki birbirimize her zaman olduğundan daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu zorlu günler, bizlere insan-sonrası dönem teorilerinin vadettiğinin aksine, hayatta kalabilmemizin en temel dayanağının, insani değerlerimiz olduğunu hatırlatır. İnanç, fedakarlık, vefa, dostluk, dayanışma ve güven gibi." değerlendirmesini yaptı.

Mevlana'nın "Ümitsizliğin ardından nice ümitler vardır. Karanlığın ardından nice güneşler vardır." sözlerine de mektubunda yer veren Emine Erdoğan, "Bu karanlık günlerin sonunda, güneşin yeniden doğacağına olan inancım ve umudum tamdır. İnanıyorum ki el ele verirsek bu krizi bir öze dönüş yolculuğu olarak tamamlayabilir ve sürdürülebilir bir geleceğe adım atabiliriz." ifadelerini kullandı.

Lider eşlerinden Emine Erdoğan'a yanıt geldi

Emine Erdoğan'ın çağrısına lider eşleri kayıtsız kalmadı.

Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın eşi Ziroat Mirziyoyeva, Malta Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının eşi Miriam Vella, Venezuela Bolivarcı Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının eşi Cilia Flores de Maduro, Singapur Cumhuriyeti Başbakanının eşi Ho Ching, Belçika Kraliçesi Mathilde, Norveç Kraliçesi Sonja, Arnavutluk Cumhuriyeti Başbakanının eşi Linda Rama, İspanya Başbakanının eşi Begona Gomez Fernandez'in de aralarında bulunduğu birçok lider eşinden mektuba yanıt geldi.

Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın eşi Mirziyoyeva, mektubunda Türkiye'nin pandemi döneminde verimli bir şekilde gerçekleştirilen çalışmalar ve modern altyapıya sahip ileri düzeyli sağlık sistemi sayesinde nispeten az kayıplarla bu süreci geçirmesini takdir ettiklerini anlatarak şunları kaydetti:

"Pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar insanoğlunun çevreye ve doğaya zararını azalttığı hakkındaki düşüncelerinize tamamıyla katılıyorum. İstanbul Boğazı'nda yunus balıklarının sık sık görünmeye başladığı elbette çok hoş bir durumdur. Bizim ülkemizde de havaya çıkan zehirli gazların miktarı iki kat azalmıştır. Bir diğer güzel haber de uzak zamandır Aral Gölü bölgesini terk eden ve son yıllarda ülkemize yeniden geri dönmeye başlayan cazibeli flamingolar da bu yıl ilkbaharda Moynak Ovası'nı yine doldurdu. Onların sayısı 5 bini geçti. Bunların hepsi insanoğlu kendini korumaya çalışırken doğayı da koruyabileceğinin bir ispatıdır. Doğru vurguladığınız gibi halklarımız kendilerinin çok asırlık tarihinde çeşitli ağır sınavlar ve güç dönemlerden geçmiş ve birlik beraberlik ile mertçe hepsinin üstesinden gelmiştir. İnancım tam ki ülkelerimiz Kovid-19 pandemisi sınavını başarıyla atlatacak, büyük tarihe sahip halklarımız da kendi metaneti ve sabrını bir daha ortaya koyacaktır."

Türkiye'nin Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından pandemi ile mücadele kapsamında Özbekistan'a gönderilen tıbbi cihazlar için de şükranlarını sunan Mirziyoyeva, "Pandemi sona erdikten sonra tarım çalışmalarını geniş kapsamda yürütmek, doğanın nimetlerinde akilane istifade etmek, insan sağlığına bir bütün olarak yaklaşımı ileri süren yeni girişimler için ortaklaşa yapılabileceğimiz çalışmaları değerlendirme konusundaki teklifinizi destekliyorum." değerlendirmesini yaptı.

"Destekler ve cömert yardımlarınız, Singapur'da uzunca bir süre hatırlanacaktır"

Singapur Cumhuriyeti Başbakanının eşi Ho Ching de mektubunda, "Bize dünyayı koruma ve doğa ile birlikte yaşama sorumluluğumuzu hatırlatmakta haklısınız." ifadelerine yer verdi.

İstanbul Boğazı'nda yunusların yeniden oyun oynadıklarının görüldüğünü okumanın iç açıcı olduğunu dile getiren Ho Ching, Singapur'da da dev kaplumbağaların yumurtalarını bırakmak için plajlara geldiğini bunun da keyif ve bir heyecan verici olduğunu bilgisini paylaştı. Türkiye'nin dünyanın dört bir yanındaki insanlara yardım ve destek sağlayarak tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Ho Ching, "Zamanlıca verdiğiniz destekler ve cömert yardımlarınız Singapur'da uzunca bir süre hatırlanacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Singapur'da, herkes güvende olana kadar kimsenin güvende olmadığına olan inançlarını dile getiren Ho Ching, şunları kaydetti:

"Bu arada, bilim insanları ve sağlık personelinin, hükümetler ve şirketlerin, bireyler ve STK'lerin hep birlikte ilaç ve aşı üretimi için yarıştıklarını görmek oldukça ümit verici. Kovid-19'a yakın zamanda çözüm bulabileceğimiz konusunda ihtiyatlı bir şekilde umutluyuz ancak birkaç yıl veya daha uzun bir süre bizimle birlikte olabileceği konusunda da hazırlıklı olmalıyız."

AA