Erdoğan: Bütçeden üniversitelerimiz için ayırdığımız payı 36 milyar liraya yükselttik

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütçeden üniversitelerimiz için ayırdığımız payı 2,5 milyar liradan aldık, bu yıl itibarıyla 36 milyar liraya yükselttik." dedi.

RİZE

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Ek Binası ile Çayeli Eğitim Fakültesi Ek Binasının açılış programında konuştu.

Türkiye'nin ilk İmam Hatip Lisesi Müdürü Mahmut Celaleddin Ökten'in "Asrın ihtiyaçlarını müdrik, Doğu'yu ve Batı'yı bilen münevver, dindar görüneceğim diye mutaassıp olmayan, tavizsiz fakat müsamahakar bir gençlik." sözlerini hatırlatarak konuşmasına başlayan Erdoğan, buna ihtiyacın büyük olduğunu belirtti.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi yöneticilerini, hocalarını, misafirleri, hemşehrilerini bu anlayış ve idrak içinde gördüğünü dile getiren Erdoğan, onları alkışladığını söyledi.

Erdoğan, yaklaşık 6 aylık bir aranın ardından bugün bir kez daha ana-baba ocağı, ata yurdu Rize'de olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir süre önce bir televizyon programında 76'dan 207'ye yükseltilen üniversitelerin sayılarıyla adeta dalga geçilirken, "Bugün profesörü olmayan üniversiteler var, bunlarla mı övünüyorlar?" denildiğini aktardı. "Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'ndeki profesör sayısını rektörümüzden duyunca, bu kulakları olup da duymayanlar inşallah duymuşlardır diye temenni ediyorum." diyen Erdoğan, üniversitede 100'ün üzerinde profesörün bulunduğunu, bundan daha fazla doçentin görev yaptığını söyledi.

Rize'ye dün gece geldiklerini kaydeden Erdoğan, "Mutluyuz, hafta sonunu zor çektim. Dedim ki ne zaman perşembe olacak da Rize'ye gideceğiz? Cuma, cumartesi, pazar, pazartesi ondan sonra da Trabzon'a geçip daha sonra Ankara'ya döneceğiz." dedi.

Ankara'da da Yunus Emre Haftası vesilesiyle kongre merkezinde muhteşem bir geceye katılacaklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"İnşallah salı sabahına kadar buradayız. Cuma namazını, açılışını da gerçekleştirdiğimiz Ahmet Erdoğan Camisi'nde kıldık. Yaptıranlardan Allah razı olsun. Fatih Erdoğan, Asuman Erdoğan kardeşime teşekkür ediyorum. Rabb'im ecirlerini ziyade etsin. Yarın tabii çok daha farklı, denizin üzerinde inşa ettiğimiz Rize-Artvin Havalimanı'mızın inşaatını şöyle bir yerinde görelim istiyorum. Buradan havalimanı 25 dakika olacak. Rize merkez 20 dakika olacak. Tabii bu şimdi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin, havalimanından buraya ulaşımının nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından çok önemli. Aynı zamanda Artvin'e olan mesafenin de artık, Cankurtaran Tüneli'ni de düşündüğümüz zaman ne kadar kısaldığını düşünelim. Çünkü biz yolları kısalttık. Çünkü 'yol medeniyettir' dedik, bu adımları attık, atmaya da devam ediyoruz."

Erdoğan, fırsat bulabilirse, hava şartları da uygun düşerse Ayder Yaylası'ndaki çalışmaları da yerinde göreceğini belirterek, dağlara delerek düz ettikleri Ovit Tüneli'ndeki son durumu da yerinde görmek istediğini kaydetti.

"İftihar ettiğimiz düzeye geldi"

Yakında gövde betonu bitecek olan Yusufeli Barajı inşaatını da yakından takip ettiklerini aktaran Erdoğan, bu barajla enerjide, sulamada devasa bir adımın atılmış olacağını söyledi.

Erdoğan, pazartesi günü Rize'de, salı günü Trabzon'da il kongrelerinin olduğunu, bunlara katıldıktan sonra Ankara'ya döneceğini ifade etti.

"Rize'ye kadar gelmişken, adımızı taşıyan üniversitemizi ziyaret etmemek ve buradaki gelişmelerin heyecanını sizlerle paylaşmamak mümkün olmazdı." diyen Erdoğan, bugün hizmete alacakları Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ile Çayeli Eğitim Fakültesi'nin ek binalarının üniversiteye, şehre ve gençlere hayırlı olmasını diledi.

Bu eserlerin, üniversitelere kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür eden Erdoğan, Rize'de yaklaşık 70 yıllık geçmişi olan yüksek öğrenim noktasındaki yapılaşma altyapısını 2006'da üniversite ile taçlandırdıklarını hatırlattı.

Büyük bir kadirşinaslık örneğiyle sonradan isminin verildiği üniversiteye her türlü desteği sağladıklarının altını çizen Erdoğan, bugün artık 25 fakülte, yüksekokul, meslek yüksekokulu ve enstitüsü, 2 bini aşkın akademik ve idari kadrosu, 18 bini bulan öğrenci sayısıyla üniversitenin iftihar ettikleri bir düzeye geldiğini vurguladı.

"Her türlü hizmetkarlığı yapmaya hazırım"

Erdoğan, bu seviyeyi yeterli bulmadıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Derdimiz kemiyetten çok keyfiyet. Hele hele bunu yakaladığımız zaman Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Türkiye'de parmakla gösterilen üniversitelerden biri olacak. Üniversitemizin önce ülkemizde ilk 10'a yükselmesini, ardından dünyada ilk 500'e girmesini bekliyoruz. Ben, değerli hocalarıma bu noktada güveniyorum. Recep Tayyip Erdoğan ismini taşıyan bir üniversiteye yakışan da budur. Bu noktada her türlü hizmetkarlığı yapmaya hazırım. Ve bunu da inşallah yapacağız. İnşallah adım adım üniversitemizi buralara çıkartacağız."

Üniversiteye lojmanlarla bir başka güç, güzellik kattıklarını dile getiren Erdoğan, şu anda Türkiye'de bu imkanda bir başka üniversitenin olmadığını belirtti.

"Bunu niye yaptık? İstedik ki bu lojmanlarla tüm hocalarımızın ayağına gidelim ve yavrularımız orada okullarını, eğitimlerini, öğretimlerini alsınlar. Bu noktada herhangi bir sıkıntı çekmesinler." diyen Erdoğan, bunun dünyada örneklerinin olduğunu, "Dünyada varsa bizde de olacak" diyerek bu adımı attıklarını söyledi.

"Rahatsız oluyorlar"

Geçen günlerde Milli Uzay Programı'nı kamuoyuyla ve tüm dünya ile paylaştıklarını anımsatan Erdoğan, Türkiye'nin uzay yarışında böylesine iddialı hedefler ortaya koymasının, kalbinde azıcık ülke sevgisi olan herkesi heyecanlandırdığını dile getirdi.

"Ama maalesef bir kesim var ki ülkelerinde yaşanan her iyi, olumlu, hayırlı gelişme onların üzerine adeta kabus gibi çöküyor. Rahatsız oluyorlar." diyen Erdoğan, şunları ifade etti:

"Kimi şakaya vurarak kimi de göstere göstere husumetlerini, kinlerini, nefretlerini sergilemekten çekinmiyor. Dünyada kendi ülkesinin felaketini dileyecek ve yaşanan her felaketten haz duyacak kadar insanına yabancılaşmış başka bir kesim var mıdır bilmiyorum. Türkiye'nin ilan ettiği her hedefi, sağladığı her başarıyı, katettiği her mesafeyi kahırla karşılayan bu kesimi mazur görmek istiyoruz ama maalesef bu hüsnüniyeti bile hak etmiyorlar. Artık bu ruh hali siyasi rekabetle, ideolojik çekişmeyle, dünya görüşü farklılığıyla, hatta çıkar çatışmasıyla izah edilmeyecek bir görünüme bürünmüştür. Bölünmüş yol, otoyol yaparsınız ne diyorlar, 'buraya uçak mı inecek', havalimanı yaparsınız, 'buraya uzay mekiği mi inecek' derler. Uzay programı açıklarsınız, 'yapacak başka işiniz mi kalmadı' derler. Kurum bütçesiyle birçok farklı kurumun aynı amaç doğrultusunda yürüttükleri projelerin bütçelerinin farkını bilmeden 'bu parayla mı' diye burun kıvırırlar. Yarın öbür gün uzaya kendi aracımızı, kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde 'dünyaya mı sığmadınız' diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim. Türkiye bilimde, araştırmada ilerlesin, yetişmiş insan kaynağı gücünü artırsın diye her ilimizde üniversite kurduğumuzda, bunların nasıl feveran ettiğini unutmadık."

"Bu kör husumetin, yürütülen işlere takoz olma noktasına getirilmesine izin veremeyiz"

Yeni kurulan üniversiteler içinde, şimdiden köklü üniversiteleri geride bırakacak başarılara imza atanların olduğunu belirten Erdoğan, "Tabii bunların asıl sıkıntısı, siyasetten iş dünyasına, medyadan akademiye uzanan, devleti ve toplumu diledikleri gibi yönlendirebildikleri gizli iktidarlarının yıkılıyor olmasıdır. Gerçi tarih boyunca birileri hep değişimin, ilerlemenin, hayırda yarışın öncüsü olmuş, birileri de hep böyle oturdukları yerden lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmıştır. Kimsenin lafında, peynirinde, gemisinde elbette gözümüz yok ama bu kör husumetin, yürütülen işlere takoz olma noktasına getirilmesine de izin veremeyiz." ifadelerini kullandı.

Ömürlerini yatırım, hizmet, eser, bunları hayata geçirmek ve açılışlarını yapmakla geçirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunların ise en büyük marifeti yatırım yapmama, açılış yapmama, temel atmama. En fazlası borç bulma törenleri düzenlemek. Olmayan projeleri, olmayan kredileri ballandırarak anlatırken, kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek de icraat açıklarını kapatmaya çalışırlar. Bakınız hiçbir belediye Hazine ve Maliye Bakanlığının olurunu almadan tahvil çıkaramaz. Cumhurbaşkanı'nın onayı olmadan tahvil çıkaramaz, yurtdışından borçlanamaz. Geçenlerde ana muhalefetin başındaki zat, 'Biz şu kadar ucuz faizle yurtdışından borçlanma yaptık.' diyor. Daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığımız bunun nasıl bir yalan olduğunu belgeleriyle açıkladı. Bir şeyi öğren, öyle konuş, öyle konuş. Yalana gerek yok, dürüst ol. Ana muhalefetin başındaki bir zatsın. Bunlar yakışmıyor ama alışkanlıkları bu. Çünkü yarışa girmek güç ister, istikrar ister. Bunlarda bu yok."

"Türkiye'nin yarınını da inşallah biz inşa edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz günlerde baktım birisi, öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği koskoca İstanbul'da 40 bin tablet dağıtmakla övünüyor. Birileri de bunu allayıp pulluyor, şişirdikçe şişiriyor. Böyle allamak, pullamak olur mu?" ifadesini kullandı.

Milli Eğitim Bakanlığının bugüne kadar dağıttığı 2 milyonu aşkın tablet bir yana, sadece Şahinbey İlçe Belediyesinin dağıttığı 50 bin tabletin ise birilerince görülmediğini veya görülmek istenmediğini belirten Erdoğan, "Bu zihniyetin ülkemize kaybettirdiği vaktin ve enerjinin kıymetini, geçtiğimiz 18 yılda yine bunlara rağmen yaptığımız işlere bakınca daha iyi anlıyoruz." dedi.

Türkiye'nin, 2023 hedeflerine de ulaşacağını, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına gireceğini, uzaya gideceğini, küresel ve bölgesel lider olacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz buna inandık. İnanmak ve harekete geçmek başarmanın yarısıdır. Biz, 18 yılda Cumhuriyet tarihinde yapılanların katbekat fazlasını, bu sayede ülkemize kazandırdık. Üstadın, 'Gün doğmuş, gün batmış, ebet bizimdir' mesajına uygun şekilde, Türkiye'nin dünü ve bugününün altında imzamız olduğu gibi, inşallah yarınını da biz inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.

YÖK Anadolu Projesi tanıtım töreninde ifade ettiği, altyapıya ve insan kaynağına yaptıkları yatırımlar sayesinde Türk yükseköğretim sisteminin, bugün ileri bir seviyeye ulaştığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Üniversite sayımızı 76'dan 207'ye, öğrenci sayımızı 1 milyon 600 binden... Almanya'nın çok çok önündeyiz. Bunu Şansölye Merkel'le Almanya ziyaretimde konuşurken, 'Ne kadar var?' dediğimde, bana komik rakamları verdiğinde kendisine bizim '8 milyon 400 bin üniversite gençliğimiz var' deyince, üfledi şaşırdı. Bizim eksiğimiz nerede? Keyfiyette. Şimdi biz o keyfiyeti de başardığımız zaman bunların hepsini sollayıp geçeceğiz. Öğretim elemanı sayımız 70 binden 180 bine çıktı. Bu da bu işin en müşahhas örneği. Öğrenci sayısı itibariyle Avrupa'da üniversiteye erişim konusunda ilk sıraya çıktık. Bütçeden üniversitelerimiz için ayırdığımız payı 2,5 milyar liradan bu yıl itibariyle 36 milyar liraya yükselttik, üniversitelere verdiğimiz bütçe desteğini. Sadece sayısal değişimlerle yetinmedik, aynı zamanda kalite odaklı yapısal dönüşümler de gerçekleştirdik. Üniversitelerimiz tek tipçi, jakoben anlayıştan uzaklaştıkça farklı değerler üretir hale gelmiştir."

"Anadolu'daki üniversitelerimizin başarısız olmasını isteyenler var"

"Her ile bir üniversite projesi" ve üniversite sayısındaki artışın, elbette beraberinde bazı tartışmaları da getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu'nun ilim ve irfan yolunda kalkınma hamlesi olan her ile üniversite kurma atılımımızı, sürekli yeni projelerle, yeni programlarla destekleyerek geliştirdik. Hala Anadolu'daki üniversitelerimizin başarısız olmasını isteyenler var. Anadolu'daki üniversitelerimizin bu habis zihniyete vereceği en güzel cevap, ulusal ve uluslararası düzeyde gösterecekleri başarılar olacaktır." dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin dört bir yanındaki üniversitelerde eğitim gören 200 bini aşkın yabancı öğrencinin ülkenin dünyada en büyük başarısı olduğunu, bunun ülkenin katettiği mesafenin işareti olduğunu söyledi.

Türkiye'nin Avrupa Yükseköğretim Alanı'nı oluşturmak üzere başlatılan Bolonya Süreci'nde giderek yükselen yerinin de bir başka önemli gösterge olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Anadolu'da yeni kurulmuş olan üniversitelerimizi köklü üniversitelerle eşleştirmek suretiyle başlattığımız YÖK Anadolu Projesi'nin, bu çerçevede yeni bir atılıma vesile olmasını diliyorum. Bu vesileyle burada, bir hususta özeleştiri yapmak istiyorum. Evet, ülkemizde tarihimizin en büyük altyapı hamlesini gerçekleştirdik. Reformlarla hukuktan ekonomiye her alanda yepyeni bir Türkiye inşa ettik. Evet, ülkemizi güvenlikten diplomasiye her alanda itibarlı bir seviyeye çıkardık. Ama tüm bunları yaparken aile, eğitim ve kültür konularında arzu ettiğimiz inkişafı sağlayamadığımızı da kabul etmemiz gerekiyor. Elbette eskiden beri bu hususlarda ciddi eksikler, ciddi baskılar, ciddi saptırma gayretleri vardı. Bizden önceki neslin, bizim neslimizin ve hatta bizden sonraki ilk neslin hayatı, bu çarpılıklarla mücadele ederek geçti. Tüm baskılara rağmen, ailemize sahip çıktık, inancımıza sahip çıktık, kültürümüze, medeniyet değerlerimize sahip çıktık. Ayasofya'dan başörtüsüne, kamuya girişten iş dünyasına kadar her alanda süren bu mücadele hepimizi hem yetiştirdi, hem diri tuttu. Bugün tüm bu hususlarda çok daha ileri seviyelerde olmamız gerekirken, pek çok sıkıntılı görüntüyle karşı karşıyayız. Demek ki, bir yerlerde bir şeyleri eksik bıraktık. İnşallah önümüzdeki dönem, aileden eğitime, kültürden sanata tüm bu alanları önceliklerimizin en başına alacağız. Bu konuda en büyük desteği de üniversitelerimizden, akademi dünyamızdan bekliyoruz. Sizlere inanıyor ve güveniyorum. İlmin rehberliğinde, irfanın yüceliğinde inşallah saygıdeğer hocalarım başaracaklar. Ülkemizi her alanda geliştirirken, yine aynı rehberlikte güçlü bir toplumsal altyapı da kuracağız."

AA