Erdoğan: Ezberlerini bozduk!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Külliye'de valilere hitap etti. Erdoğan son Sırbistan ziyaretinin dünyadaki yansımalarına işaret ederek "Ezerberleri Bozduk" dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar;

"BAĞIMSIZLIĞIMIZA LEKE SÜRDÜRMEME KARARLILIĞIMIZ RAHATSIZ EDİYOR"

Ülkemiz bir süredir tarihinin en kritik sürecini yaşamaktadır. Türkiye içerden ve dışardan kuşatılmaya çalışılıyor. Bizim alan el değil de veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur. Türkiye'nin bağımsızlığına leke sürdürmeme kararlılığı birilerini rahatsız ediyor.

"SIRBİSTAN YAKINLAŞMAMIZ ALT ÜST ETTİ!"

AB Sırbistan'ı arka kapısı olarak gördüğü için Türkiye buralara uzandı. Olmaz öyle şey diyorlar. Tedbir geliştirme anlayışındalar. Bizi Sırbistan'da Cumhurbaşkanının kabinesiyle karşılaması, Noyi Pazar'a birlikte gidişimiz birilerini tabii ki alt üst etti. Konforlarını bozdu. Türkiye kendine geldikçe, gücünün farkına vardıkça, baskılara eyvallah etmedikçe birileri emin olun ne yapacaklarını şaşırıyor.

"BU YÜKSELİŞİ ENGELLEMEK İÇİN ÇOK YÖNLÜ PLAN DEVREDE.."

Çünkü emin olun güçlü Türkiye gemek mazlumlara sahip çıkmak demektir. Hepsinden önemlisi böyle bir Türkiye diğer ülkelere emsal ve umut olan bir ülke demektir. Bu yükselişimizi engellemek için çok yönlü, çok aktörlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik var. Millet iradesini tank ve topla esir almak var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma var.

"BURASI KABİLE DEVLETİ DEĞİL! SİZE MUHTAÇ DEĞİLİZ"

İşte Amerika ile olan vize gerilimi bunun en somut göstergesidir. Bu olayı ortaya çıkaran bir büyükelçidir. ABD'nin asırlık ilişkilerimizi buna feda etmesi ise kabul edilemez. Biz bir kabile devleti değiliz. Ve talimatı verdim Onların metni netyse aynısını yaptık ve uyguladık. Biz size muhtaç değiliz ya! Bunlar bizi görmez zannediyor. Öyle alışmışlar çünkü.

"BİZ SİZE MUHTAÇ DEĞİLİZ"

Ülkemizin bu yükselişini engellemek, büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını durdurmak için çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde ekonomik tetikçilik, millet iradesin tank ve topla esir alma var. Mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar var. Terör örgütlerine sahip çıkma, teröristleri baş tacı etme var. Figüran olarak FETÖ, PKK, DEAŞ, DHKP-C, eli kanlı çeteler de var. Medya manipülasyonları, şahsıma, hükümetimize ve devletimize karşı düzenlenen itibar suikatı da var. Diplomatik teamüllerin ayaklar altına alınması da var. Amerika ile vize gerginliği bunun ifadesidir. Bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. Amerika'nın stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Biz kabile devleti değiliz. Biz size muhtaç değiliz. Biz sizden paramızla silah istediğimizde 'kongre' diyorsun ama terör örgütüne ücretsiz silah veriyorsun. Niye, "Türkiye'yi güneyden kuşatalım" diye.

Bunlar bizi herhalde görmez, sağır, böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü ama böyle bir Türkiye yok artık. Uluslararası rekabette de yerini alacak bir Türkiye'yiz. Bunun köşe taşları da sizlersiniz. Sizler dik durusanız bunlar, buralarda en ufak bir cirit atamazlar. Tüm piyonları ile yıllardır besledikleri lejyonerleri ile bunlar üzerimize geliyorlar, gelecekler ama biz sağlam duralım.

"ZULÜM 1453'TE BAŞLADI" YAZISI TESADÜF DEĞİLDİR

Türkiye asırlık bir hesaplaşma ile karşı karşıyadır. Gezi olaylarında duvarlara ne yazdılar, "Zulüm 1453'te başladı" diye yazılması, Kadıköy'de, asla tesadüfi değildir. Zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur. Bu milletin evladı olmaz.

Güney sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun amacının DEAŞ'la mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridoru sadece Türkiye'yi kuşatmaya yöneliktir. Rejim, PKK'ya oradan 'yanınızdayız', Barzani'ye 'yanınızdayız' diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi 'beraberiz' diyor.

"SİG SAUER SİLAHLARINI BUNDAN SONRA KULLANMAYACAĞIZ"

Buradan bakanımıza da söylüyorum. Sig Sauer diye silah bundan sonra emniyet teşkilatımızda kullanılmayacak. Kendi silahımızı kullanacağız. Bunlar Türk milletine diz çöktürme planlarıdır.

"BEN BU KİŞİYİ MİLLİ SAYAMAM"

Vize olayıyla ilgili ülkemizin kaybı "50 milyar lira" diye açıklama yapıyorlar. Neye göre bu hesabı yapıyorlar? Bu tarz hezayanlar, bir ülkenin ana muhalefet partisinin genel başkanından çıkıyorsa, artık bu zatı ben yerli ve milli göremeyeceğim gibi, bu ülkenin hassasiyetlerine kulak veren birisi olarak görmem de mümkün değildir. Bu zor günler aynı zamanda eleme, elenme ve ayrışma günleridir.

"KAVGADA YUMRUK SAYILMAZ! BU MİLLİ MESELEDİR"

Böyle bir yerde kavgaya girdiğiniz zaman atılan yumruk sayısı sayılmaz. Kalkacak bize karşı böyle bir tavrı takınacaklar, ondan sonra da orada şu kadar kayıp, bu kadar kayıp varmış. Öğrenci burada Amerika'ya gidemiyor, gidemeyebilir. Mesele burada vatandır, gerisi teferruattır.

Uluslararası hukukun temelinde egemen devletlerin eşitliği ilkesi vardır. Biz mevcut çarpık sistemi kabul etmedik, etmiyoruz. Bugüne kadar hiçbir ülke ile dostluğumuza halel getirecek bir tutumun içine girmedik, girmiyoruz.

"DEMOKRASİ DİYEN ÜLKELERE BAKIN"

Demokrasi demokrasi diyenlere bir bakın. Teröristleri ülkelerinde saklayan, bu ülkelerden başka ülke var mı? Bir taraftan demokrasinin ana vatanı diyeceksin, teröristi saklayacaksın, ondan sonra FETÖ ile irtibatlı olan ülkemizdeki diplomat vasfı olmayan, konsolosluğunda saklanan kişinin kendine göre hakkını arayacaksın. FETÖ ile açık net her şeyi ile ilişkili, bağı irtibatı var. Bunları koruyacaksınız. Böyle bir şey olamaz? Benim bankamın genel müdür muavinini hiçbir şey olmadan tutuklayacak, vatandaşımı yargılayıp itirafçı olarak kullanmak isteyeceksin.

"ABD'Yİ BÜYÜKELÇİ YÖNETİYORSA YAZIKLAR OLSUN"

Lafa geldi mi koskoca Amerika'sın. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanını terör örgütleri mensupları rahatsız ediyor ve bu ülkenin vatansever evlatları da orada onları engellemek isterken bizim evlatlarımızı tutukluyorsun, teröristleri birkaç gün geçince serbest bırakıyorsun, o evlatlarımız hala içeride. Adalet bu mu? Bunları kendilerine söylediğimiz zaman talimatları verdik diyor, biz de talimatları verdik. Yargı sürecinde olan değil, onun dışında olana verdik. Koskoca ABD'yi bir büyükelçi yönetiyorsa yazıklar olsun. "Sen benim stratejik müttefikime böyle diyemezsin" demeleri lazımdır. Büyükelçi "hükümetin adına bu adımı attım" diyorsa, sayın Başkan da savunuyorsa, biz de şu anda aldığımız kararın sonuna kadar arkasındayız.

"MİLLETİMİZİN SABIR TAŞI ÇATLAMAK ÜZEREDİR
BİZE HAD BİLDİRMEYE KALKANLAR KENDİLERİNE BAKSIN"

Kimsenin Türkiye'ye demokrasi dersi verme hakkı yoktur. Başkentlerini terör örgütlerine tahsis edenler, Kandil'deki terör baronlarıyla doğrudan hat kuranlar bize ders veremezler. Bakanlarımızı kendi konsolosluklarına almayanlar bize diplomasiden, demokrasiden bahsedemez. Bize had bildirmeye kalkanlar önce kendi hata kusurlarını görmelidir. Son yıllarda şahit olduğum iki yüzlülük karşısında milletimizin sabır taşı çatlamak üzeredir. Birileri yok saysa da Türkiye bir hukuk devletidir. Yargısı da bağımsızdır.

"HER ŞEY YASALAR, ANAYASA VE SÖZLEŞMELERE UYGUNDUR"

Adli süreçleri tamamen anayasa ve yasalara uygun biçimde yürütüyoruz. Diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir kişi ile ilgili hukuki süreç de yine teamüllere, anlaşmalara ve Viyana Sözleşmesi'ne uygun yürütülmüştür. Ne kendi yakınları ne avukatının herhangi bir görüşme talebi olmamıştır. Sadece dün, kendisinin bir görüşme talebinin olduğu savcılığa ulaşmıştır. Olayın aslı bana ulaştığı kadarıyla bu.

Türkiye atılan adımlar karşısında mütekabiliyet esasına göre hareket etmiştir. Sorunu büyüten asla biz değiliz.

"DEVLET KAPISI HACET KAPISIDIR"

Bence merkez valiliği valilik değildir. Onun için görevde olduğunuz noktalardaki hizmetiniz çok önemlidir. Devlet kapısı umut kapısıdır. Valilik demek sadece evrak işlerinin görüldüğü yer değildir. Bunları yapacağız. Yapmazsanız arkadaşlar kusura bakmayın ben size hakkımı helal etmem. Biz sizi buralara bunun için getirdik. Valiliğin kapısı açık olduğu sürece vatandaş sizinle arasına başkalarını sokma ihtiyacı duymaz.

"ASAYİŞTEKİ GEVŞEMEYİ GİDERMELİYİZ"

Asayişteki, gevşeme mi diyeyim, işin ucunu kaçırmak mı diyeyim, namussuz katillerin çoğalması katlanır bir şey değil. Bunların caddelerde yürüyen bir kadına omuz atıp ondan sonra tekmelemek yumruklamak, bu tür ahlaksız, adi kişilerin bu toplumun içinde yer almasını ben hazmedemiyorum.

SABAH