Erdoğan: İhracatımız %5,4 artarak 15 milyar dolara ulaştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçtiğimiz ay itibarıyla ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 artarak 15 milyar 273 milyon dolara ulaştı." dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde Türkiye İnovasyon Haftası İnovalig Ödül Töreni'ndeki konuşmasında, hafta kapsamındaki etkinliklerin ülke ve iş dünyası için hayırlara vesile olmasını diledi.

Ödül verilecek firmaları ve temsilcileri tebrik eden Erdoğan, dünyada ve Türkiye'de yenilikçilik alanında fark ortaya koymuş isimleri bir araya getiren etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere de teşekkür etti. 

Erdoğan, inovasyon konusuna değer veren sanayicileri, profesyonelleri, akademisyenleri, araştırmacıları ve medya mensuplarını buluşturan toplantının ülkenin geleceğine ışık tutacağına inandığını söyledi. 

Türklerin yapı olarak girişimciliğe, yenilikçiliğe ve üretkenliğe açık bir millet olduğunu ifade eden Erdoğan, bu hafta etkinlikleri çerçevesinde paylaşılan hikayelerin, ürünlerin milletin bu özelliğini açıkça ortaya koyduğunu, buna rağmen hedeflerin hala uzağında olunduğunu kaydetti. 

Erdoğan, en büyük sorunun sistemli, düzenli ve sabırlı çalışmayı öğrenmekte zorlanılması olduğunu dile getirerek, "Bir an önce neticeye ulaşmak istediğimiz için hep kestirme yollardan gidiyor ve bu sebeple pek çok işi yarım bırakıyoruz. Bunun için de maalesef hedeflediğimiz şeyleri gerçekleştiremiyoruz. Son yıllarda bu doğrultuda olumlu yönde ciddi mesafeler katettiğimizi görmekten memnunum." diye konuştu. 

İDEF 2019 Savunma Sanayi Fuarı'nda çok önemli ürünlerin sergilendiğini gördüğünü, diğer ülkelerin yarım asırlık çalışmayla geldiği yere Türkiye'deki firmaların ve girişimcilerin 3-5 yıllık bir gayretle ulaşabildiğini anlatan Erdoğan, aynı şekilde diplomasiden finansa kadar her alanda benzer birikimlere sahip olunduğuna dikkati çekti. 

Erdoğan, bunun için artık Türkiye olarak yaptırım hedeflerinin çok daha soğukkanlı karşılanabildiğini belirterek, "Ülkemizi hedef alan operasyonlar karşısında giderek çok daha güçlü bir duruş sergileyebiliyoruz. Eskiler, 'kötü komşu insanı hacet sahibi eder' derler. Biz de maruz kaldığımız haksızlıklar, adaletsizlikler, saldırılar, tuzaklar, tezgahlar karşısında her alanda kendi göbeğimizi kendimiz kesmeyi başardık. Bir dağ ne kadar yüce olsa dağ kenarı yol olur türküsünde olduğu gibi önümüzdeki engelleri aşacak bir yolu mutlaka buluyoruz. İnovasyona, yani yenilikçiliğe uygun yapımız, bu başarının gerisinde yatan en önemli sebeptir." değerlendirmesinde bulundu. 

"Beka mücadelesinde ön saflarında yer alıyorsunuz" 

Bugün ortaöğretimden üniversitelere, iş dünyasından kültür ve sanata kadar her alanda gözle görülür bir inovasyon heyecanına şahit olunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sizler gerek ihracatımızın artırılması ve niteliğinin yükseltilmesi, gerek diğer alanlarda ortaya koyduğunuz gayretlerle ülkemizin beka mücadelesinin en ön saflarında yer alıyorsunuz. Bunun için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ülkemiz ihracatının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi, 83 bin üyesiyle Türk ticaret diplomasisinin sahadaki en büyük gücüdür. Bugün Türkiye dünyadaki 222 ülke ve bölgede ürünleriyle bayrak gösteriyor. Geçtiğimiz ay itibarıyla ihracatımız bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 artarak 15 milyar 273 milyon dolara ulaşırken, ithalatımız yüzde 14,6 azalarak 18,1 milyar dolara geriledi. Böylece dış ticaret açığımız yüzde 57,8 azalarak 2 milyar 831 milyon dolar olarak gerçekleşti.

İhracatımızın ithalatımızı karşılama oranı ise geçen yılın nisan ayında yüzde 68,3 iken bu yıl aynı oran yüzde 84,4'e yükseldi. Bizim için artık mal ve hizmet ihracatı tek başına yeterli değildir. 2023 hedeflerimize ulaşabilmemiz için yaptığımız ihracatın katma değerini yükseltmemiz gerekiyor. Her konuda olduğu gibi ihracat hususunda da bir düğüm noktası vardır. Onu aşana kadar adeta iğneyle kuyu kazar gibi çalışmamız gerekiyor ama bu düğümü çözdüğünüzde bir anda adeta kanatlanıp uçmaya başladığınızı görürsünüz. Türkiye iğneyle kuyu kazma noktasını geride bırakmış ve kanatlanıp uçma aşamasının eşiğine gelmiş bir ülkedir." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, reel sektör ve finans sektörü ile ekonomi yönetim ve güç kaynağı olan milletle el ele verildiğinde bunun başarılacağına inandığını söyledi. 

"Girişimcilerimizin sesi olmaya çalıştık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran'la birlikte fiilen uygulamaya konulan yeni yönetim sisteminin bu konudaki en önemli fırsat olduğunu belirterek, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı boyunca gittiği her yerde mal ve hizmet ihracatçılarının, girişimcilerin sesi olmaya, onların önlerini hep açmaya çalıştıklarını kaydetti. 

Türkiye'yi çok önemli bir yere de getirdiklerini ifade eden Erdoğan, bundan sonra hep birlikte daha çok çalışılacağını, sanayicinin daha çok üreteceğini, girişimcilerin daha çok yatırım yapacağını, ihracatçıların yeni pazarlar bulacağını, böylece hep birlikte ileriye gidileceğini anlattı.

İhracatın katma değerini yükseltmek için inovasyona, tasarıma, teknolojiye, araştırma ve geliştirmeye daha çok önem vereceklerini dile getiren Erdoğan, iki yıl önceki etkinliğin kapanış töreninde Türkiye ve dünyadan verdiği örneklerle bu konuda ülkenin önünün ne kadar açık olduğunu ifade ettiğini söyledi. 

Erdoğan, üretkenlikte değil, bunu sisteme bağlayıp ticarileştirmede sıkıntı yaşandığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnşallah bu tür platformlar, en ücra köşedeki marangozumuzdan yüksek teknolojiye dayalı üretim yapan en modern tesisimize kadar her yerde bu anlayışın yerleşmesine katkıda bulunacaktır. Bu yaklaşımı yaygınlaştırdığımızda ne kaynak sıkıntısı ne de pazar sıkıntısı yaşarız. Bir de bunun üzerine bizim insanımızın çalışma azmini ve becerisini eklediğimizde, Allah'ın izniyle ulaşamayacağımız hedef yoktur. İşte göreve geldiğimizde Türkiye'nin ihracatı 36 milyar dolardı ama şimdi 169 milyar dolara ulaştık. Bu yıl inşallah bunu çok daha ilerilere taşıyacağız." 

"Cumhurbaşkanı olarak hep yanınızda yer alacağım" 

Erdoğan, giderek sertleşen rekabet ortamının üreticileri maliyetlerini aşağıya, ürün kalitesini de yukarıya doğru çekmeye zorladığının altını çizerek, bu zor denklemin çözüm yolunun da inovasyondan, yenilikçilikten geçtiğini ifade etti. 

Yapay zekanın her alanda varlığını ve etkinliğini hissettirdiği bir dönemde konvansiyonel yöntemlerle rekabette öne çıkılamayacağını vurgulayan Erdoğan, dünyanın en büyük 10 şirketine bakıldığında 8'inin teknoloji ve iletişim verilerinden oluştuğunun görüldüğünü anlattı.

Erdoğan, bu durumun verinin en az üretim kadar değerli olduğu bir dünyaya doğru gidildiğini gösterdiğini ifade ederek, dijital dönüşüme bu sebeple kritik bir politika olarak sahip çıktıklarını belirtti. 

Cumhurbaşkanlığı'nda doğrudan kendisine bağlı bir dijital dönüşüm ofisi kurarak bu işi lafta bırakmayıp icraata döktüklerini dile getiren Erdoğan, "e-devlet" uygulamalarıyla tüm kamu kurumlarında dijital dönüşümün hızlandırıldığını kaydetti. 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bununla birlikte dijital ekonominin de hızlandırıldığını aktararak, "Dünyada ve ülkemizde dijital dönüşümü gerçekleştiren devletlerin prestiji, şirketlerin de değerleri hızla artıyor. Buna karşılık hala eski düzende devam edenler ise hızla irtifa kaybediyor. Geleceğin ekonomisinin ekosistemi içinde kalmanın yolu, bu sürecin anahtar kavramı olan inovasyondan geçiyor. İhracatçılarımız, büyük sanayicilerimiz ve KOBİ'lerimiz başta olmak üzere, ülkemiz ekonomisinin tüm bileşenlerinin yeni dönemin ruhunu kavradığına inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra hep yanınızda yer alacağım." şeklinde konuştu.

"Savunma sanayisinde bu güç bize terörle mücadelede başarıyı getirdi"

Erdoğan, "Dünyaya ne kadar açılırsak, hedeflerimize o derece yaklaşırız. Her ne kadar birileri bizi kendi içimize kapanmaya zorluyorsa da bu tuzağa düşmeyeceğiz. Kendimiz için, evlatlarımızın geleceği ve umudunu bize bağlamış tüm dostlarımız için her alanda ülkemizi zirveye taşıyacağız. Bu millet bir asır önce doğudan batıdan, kuzeyden, güneyden ve hatta içeriden saldırıya uğradığı dönemde pes etmedi. Mücadeleyi bırakmadı ki şimdi ümitsizliğe düşsün." diyerek, göreve geldiklerinde savunma sanayindeki yerli üretimin yüzde 20 olduğunu ancak şu anda bu rakamın yüzde 68'e çıktığını dile getirdi. 

Erdoğan, "Savunma sanayinde yüzde 68'i yakalamamış olsaydık, terörle mücadelede şu anda ulaştığımız başarıyı sağlayamazdık. Ama savunma sanayisinde bu güç bize terörle mücadelede başarıyı getirdi." ifadelerini kullanarak, şunları kaydetti:

"Terörle mücadelede bu başarı artarak devam ederken inşallah çok kısa zamanda da terörün belini bu ülkede kıracağız, buna inancımız tam. Mesele siyasi ve diplomatik güçse, bugün Türkiye bölgesinde ve dünyada sözüne en çok kulak verilen ülkelerin başında geliyor. Mesele ekonomik güçse, 17 yılda ülkemizi üç katından fazla büyütmeyi, ihracatını 4,5 katından fazla, turizmini 4 kata artırmayı başarmış bir ülkeyiz. Mesele askeri güç ve güvenlikse, dünyanın en tehlikeli, en eli kanlı terör örgütlerini yerle yeksan etmiş bir ülkeyiz. Mesele birlik ve beraberlikse, hamdolsun vesayetle mücadeleden darbe girişimlerine kadar her konuda, tek, tek yumruk olarak hareket eden bir milletiz. 

Ecdadın çok daha kötü şartlarda, 600 yıllık bir cihan devletinin küllerinden yepyeni bir cumhuriyet kurmayı başardığı yerde, biz bu genç fidanı yeni bir çınara dönüştürmeyi haydi haydi başarırız, hiç bundan endişeniz olmasın. İstedikleri kadar birliğimize, beraberliğimize, ekonomimize, sınırlarımıza saldırsınlar, istedikleri kadar tuzaklar kursunlar, bu tür operasyonlar sadece bizim hedeflerimize ulaşma azmimizi daha da perçinler, bizi mücadelemizde daha da güçlü kılar. Çünkü Türkiye artık her üflendiğinde her çelme takıldığında yere kapaklanan o eski Türkiye değildir."

"Hani söz vermiştiniz 3 artı 3, 6 milyar avro bize ödeyecektiniz o ne oldu?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan sonraki en büyük atılımını geçilen 17 yılda yaptığını dile getirerek, "Rahmetli Menderes ile demokrasinin, rahmetli Özal ile dışarıya açılmanın tadına varan ülkemiz, AK Parti iktidarlarıyla dünyayla rekabet edecek bir öz güvene kavuşmuştur." dedi. 

Bugün diplomatlar ve iş adamları başta olmak üzere tüm vatandaşların, dünyanın her yerinde göğüslerini gererek ülkelerini temsil edebildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Arkasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünü hisseden her Türk vatandaşı hakkını aramaktan yeni girişimlere kadar tüm konularda kendini güvende hissediyor. Ülkemizin bu yükselişi, tarihi, siyasi ve ekonomik olarak rekabet içinde olduğumuz kesimleri elbette rahatsız ediyor. Tüm sorumluluklarını yerine getirdiği halde Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye yapılmamasının başka bir izahı olabilir mi? Neymiş, Avrupa Birliği'ne tam üye olmak için çok fazla büyükmüşüz. Yani şimdi bunlar böyle istiyor diye, bunların paşa keyfi öyle istiyor diye biz küçülelim mi? Herhalde ben boşuna en az 3 çocuk demiyorum. Daha büyüyeceğiz. Ne kadar büyürsek bilesiniz ki o kadar güçlü olacağız ve en büyük korkuları buradan geliyor. Bugün Avrupa ülkeleri hala huzur içinde yaşıyor olmalarını Türkiye'nin 4 milyon sığınmacıyı kendi topraklarında misafir etmesine borçludur. 

Bizimle görüştükleri zaman 'Size çok teşekkür ediyoruz. Bu kadar mülteciyi misafir ediyorsunuz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır.' Tamam iyi güzel de hani söz vermiştiniz 3 artı 3, 6 milyar avro bize ödeyecektiniz, o ne oldu? Bunlar dürüst değil, bunların hayatı yalan. Bunlar sözlerini yerine getirmese de biz Türkiye olarak şu ana kadar 35-36 milyar dolar burada harcama yaptık. Bundan sonra da yapacağız. Bazıları burada rahatsızlık duyabilir. Duyarsa duysun. Gençler unutmayın, bizim medeniyetimiz ensar ve muhacir olayını çok iyi bilir. Dolayısıyla biz şu anda bombalardan, varil bombalarından kaçan bu insanlara kapılarımızı açarak ensar görevini yerine getirdik. Aynı durum bizim de başımıza gelebilirdi. Hamdolsun böyle bir şey yok. Ama biz bu görevi yerine getirmek suretiyle tüm insanlığa bir ders verdik. Hala bu dersi veriyoruz ve vereceğiz." 

"Biz kaybeden olmayacağız, biz yine kazanan olacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu unutmayın, biz kaybeden olmayacağız, biz yine kazanan olacağız. Bu bölgenin kazananı da yine biz olacağız." diyerek, Türkiye'nin Suriye topraklarını yeniden güvenli hale getirme çabalarına da destek bulamadıklarını aktardı. 

"Geçenlerde bir Batılı yazar, hanımefendi onu söyledi, 'Hala Türkiye'ye niye çamur atıyorsunuz? Türkiye hiçbir Batı ülkesinin yapamadığını yaptı ve yapmaya devam ediyor.' The Times'da bu yazıyı kaleme aldı." ifadelerini kullanan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hala kafalarında bir Türk baharı özlemi var. Halbuki onların baharlarının girdiği her yer kapkara kışa dönmüştür. İşte buyurun, Avrupa şehirleri cayır cayır yanmaya başladı. Buna rağmen hala Türkiye'deki sosyal fay hatlarını kaşımak isteyenler, önce kendi oturdukları zeminin çürüklüğüne bir baksınlar. Daha çok yanacaksınız. Seçim sonuçları üzerinden Türkiye'nin geleceğiyle ilgili siyaset mühendisliği hesaplarına girişenlerin bakacağı yer, bizim Rabia'mızdır. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarımız etrafında sıkı sıkıya kenetlenmiş olduğunu görmeyenlere her fırsatta bunu hatırlatmaya devam edeceğiz." 

"Bu proje, tamamen Orta Doğu'yu karıştırma projesidir"

Erdoğan, Suriye'yi önce bataklık haline getirip, sonra da bundan şikayet edenlerin, Türkiye'nin sınırlarını bir terör koridoruyla kuşatmaya çalıştıklarını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100 yılın projesi diye bir şey çıkarıldığını hatırlatarak, "Bu ne biliyor musunuz? Bu proje, tamamen Orta Doğu'yu karıştırma projesidir. Böl, parçala, yut mantığının yeni bir jargonla uygulamasıdır. Türkiye olarak, biz buna da müsaade etmeyeceğiz. Suriye'de ülkemize yönelik hiçbir tehdide izin vermeyeceğiz. Münbiç ve Fırat'ın doğusu dahil tüm Suriye topraklarını buranın gerçek sahiplerine teslim edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizin savunma ihtiyaçlarına saygı durmayıp, yaptırım tehditleriyle bizi köşe sıkıştıracaklarını sananlara diyoruz ki, 'Türkiye ne Orta Doğu, ne Balkanlar ne de Güney Amerika'dır. Türkiye, binlerce yıllık devlet tecrübesi, muhteşem medeniyet geçmişi ve coğrafyasındaki bin yıllık hakimiyeti ve birikimiyle kimsenin yutamayacağı kadar büyük bir lokmadır. Bunu böyle biliniz." diye konuştu.

Türkiye'nin bağımsızlığına karşı yapılacak ekonomik ve siyasi her hamlenin başarısız kalmaya mahkum olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Sonu ölüm de olsa mücadeleden korkmayan ve kaçmayan bir milleti küçük oyunlarla teslim alabileceklerini sananlara yanıldıklarını göstermeye her zaman hazırız. Çanakkale'den 15 Temmuz'a kadar bunu hep yaptık. Gazi Mustafa Kemal ile Çanakkale'de 'hey 15'li hey 15'li' diyoruz ya, 15'lilerle biz bunlara gereken dersi orada verdik mi? Verdik. Seyit Onbaşı'yla verdik mi? Verdik. Bugün çok daha farklı bir yerdeyiz. Bu milletin istiklaline ve istikbaline göz dikip de iflah olan kimse yoktur. Biz tüm imkanlarımız ve enerjimizle 2023 hedeflerimize odaklanmış durumdayız. Hiç kimsenin bizi asıl gündemimizden kopartarak, kısır çekişmelerin, masa başında yazılmış senaryoların içine hapsetmesine izin veremeyeceğiz. İşte burada olduğu gibi hep üretimi, ihracatı, büyümeyi, gelişmeyi, kalkınmayı, inovasyonu, istihdamı, eğitimi, yatırımı, projeyi konuşacak ve bunları hayata geçireceğiz. Bu duygularla Türkiye İnovasyon Haftası'nın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu ülkenin geleceği için alın teri döken ve çaba sarf eden herkese şükranlarımı sunuyorum." 

AA