Son dönemde Türkiye ve ABD arasındaki en derin görüş ayrılığı, PKK'nın Suriye kolu PYD ve onun silahli kanadı YPG konusunda yaşanıyor.
Trump yönetimi, YPG'nin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne daha ağir silahlar verilmesini kararlaştırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinin hemen öncesinde atılan bu adım, Ankara’nın tepkisini çekti. Washington ise, Türkiye’nin endişelerini gidereceği mesajı verdi.
ABD Savunma Bakanı James Mattis, "Güney sınırının güvenliği için Türkiye ile yakın işbirliğinde olacağız. Türkiye'nin sınırı, Avrupa'nın güney sınırıdır, yakın irtibatta olacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, ABD'nin YPG'ye ağır silahlar vermesine tepki göstererek, "Terör örgütünü ABD'nin yanına yakıştıramıyoruz" açıklaması yaptı.
ABD’ye göre YPG’ye verilen silah desteği Rakka operasyonunun başarısını garantilemek amacını taşıyor. Washington, DAEŞ'e karşı mücadelesinde YPG'yi kara gücü olarak kullanıyor ve PYD'yi de terör örgütü olarak görmediğini vurguluyor.
Oysa Türkiye'nin bu konudaki tavrı net. Ankara, PYD'yi PKK ile eş tutuyor. Türkiye'nin PYD için kırmızı çizgisi, örgütün Fırat'ın batısına geçmesini engellemek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda şu görüşü dile getirmişti: "Menbiç YPG'nin değildir ama buradan Araplar boşaltıldı, PYD yerleştirildi. Bizim sizden bir isteğimiz vardı. Bunları Fırat'ın doğusuna göndermenizdir. Söz verdiler, göndereceğiz, endişe etmeyin diye. ne yazık ki gönderilmediler."
Ankara, ABD askerlerinin YPG'lilerle fotoğraflarından da rahatsız. Pentagon ise Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyonlarıyla ilgili kaygılarını belirtiyor.
Türkiye ve ABD, Esad konusundaysa aynı cephede yer alıyor. Özellikle İdlib'teki kimyasal saldırısı sonrasında Trump yönetimi Esad'a karşı tutumunu sertleştirdi.
Trump, "Esad'a karşı tutumum değişti. Masum çocukları ölümcül bir kimyasal gazla öldürürseniz bu pekçok kırmızı çizgiyi geçer" demişti..
ABD, kimyasal saldırıya misilleme olarak Suriye'de Esad yönetimine ait El Şayrat Hava Üssü'nü vurdu.
Ankara bu hava operasyonunu "olumlu ama yeterli değil" sözleriyle yorumladı.
Diğer taraftan Ankara’nın güvenli bölge ve uçuşa yasak bölge ısrarı, Obama yönetiminden karşılık alamamıştı. Ancak Trump yönetimi güvenli bölgeye daha sıcak bakıyor. Buna karşın Rusya, İran ve Türkiye’nin garantörlüğünü yaptığı çatışmasızlık protokolüne temkinli yaklaşıyor. Bunun nedeni ABD'nin İran çekincesi. ABD Savunma Bakanı James Mattis protokolde soru işaretleri olduğunu savunuyor.
FETHULLAH GÜLEN'İN İADESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yapacağı görüşmenin ana gündem maddelerinden birini de Fethullah Gülen'in iadesi oluşturuyor. Türkiye, 2014'ten bu yana Gülen'in iadesini talep ediyor.
Gülen'in iadesi 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'nin en önemli gündem maddesi haline geldi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "ABD için Usame bin Ladin ne anlam ifade ediyorsa Türkiye devleti için de Fethullah Gülen o anlamı ifade ediyor" açıklaması yapmıştı.
Türkiye, geçtiğimiz yıl 20 Temmuz'da resmi iade talebinde bulundu. Adalet Bakanı Bozdağ, "Bugün itibariyle, Başbakanamızın da ifade ettiği gibi, dört ayrı dosyadan iadesi ABDd'den istenmiştir" demişti.
Geçtiğimiz 2 Ağustos'ta Meclis Dış İlişkiler Komisyonu ABD'ye gitti. Heyet, FETÖ'nün darbe girişimindeki rolünü ABD'li yetkililere anlattı. Aynı gün Türkiye, yeni belgelerle, iade başvurusu karara bağlanana kadar Gülen'in tutuklanmasını istedi.
22 Ağustos'ta bu kez ABD Adalet Bakanlığı'ndan bir heyet Ankara'ya geldi. Bunu, ABD Başkan yardımcısı Joe Biden'ın ziyareti izledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmeler sonrası yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Er ya da geç ABD de bir tercih yapacaktır. Ya Türkiye ya FETÖ."
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz yıl 20 Eylül'de BM Genel Kurul toplantılarına katılmak için New York'a gitti.
Gülen'in iadesi yine gündeme geldi. Ancak ABD seçim sürecine girdiği için Obama yönetimi konuyu ağırdan almaya başladı.
8 Kasım başkanlık seçimlerinden bir gün önce, Donald Trump'ın daha sonra Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atayacağı Michael Flynn'den açıklama geldi. Flynn, "Gülen için güvenli liman olmamalıyız" ifadesini kullandı.
Ancak iade yönünde güçlü bir sinyal veren Flynn, Trump başkanlık koltuğuna oturduktan kısa bir süre sonra görevden alındı.
Ankara şimdi ABD Başkanı Donald Trump'ın Fethullah Gülen konusunda atacağı adımı bekliyor./ NTV HABER