Erdoğandan idam açıklaması

Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan idam cezasına ilişkin açıklamalarda bulundu. "Bu işin geciktirilmesi doğru olmaz" dedi.

Konuşmasında 15 Temmuz vurgusu yapan Erdoğan, "15 Temmuz'da şehit olanlar İstiklal Marşı'nı tam manasıyla ruhuna sindirmişti. Bu milletin mensubu olmaktan gurur duymalıyız. Ben milletimle gurur duyuyorum. Ne mutlu bizlere ki Rabbim bizleri bu vatanın evladı olarak yarattı" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk'ün "Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım, o esaret ve zillet kabul etmez" sözünü hatırlatarak "Gazi, önce Allah'a, sonra da karakterine esaret yakıştıramadığı bu millete güveniyordu" dedi.

Erdoğan şöyle konuştu:

Hiçbir kazanımımız kolay olmadı. Hiçbir zafer bizlere altın tepside sunulmadı. 29 Ekim 1923'te ilan ettiğimiz Cumhuriyetimizde Kurtuluş Savaşı boyunca genci yaşlısı, kadını erkeği ile toprağa düşenlerin eseridir. Cumhuriyeti bir kopuş olarak değil devamlılık olarak görmeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti'ni, Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldızdaki anlamını bulan devlet geleneğimizin, bu topraklardaki 1000 yıllık varlığımızın son halkası olarak değerlendiriyorum. Aziz milletimin meselenin vatan olduğu her durumda, tıpkı Çanakkale ve istiklal harbinde olduğu gibi canını feda etmeye hazır olduğunu biliyorum.

"15 Temmuz'da şehit olanlar İstiklal Marşı'nı tam manasıyla ruhuna sindirmişti. Bu milletin mensubu olmaktan gurur duymalıyız. Ben milletimle gurur duyuyorum. Ne mutlu bizlere ki Rabbim bizleri bu vatanın evladı olarak yarattı"

"DEMOKRASİNİN KAYMAĞINI YİYENLER..."

"Bu ülkede çobanla sanatçının, amirle memurun, zenginle fakirin oyunun niçin eşit olduğunu o gece herkesin idrak ettiğine inanıyorum. Milletimizin irfanının genişliğine hep birlikte şahit olduk. Milletimizin yıllarca göbeğini kaşıyan adam örneğine olduğu gibi ötekileştirmeye çalışılan kesiminin toplumun asıl omurgasını teşkil ettiğini 15 Temmuz'da anlayamayanın kalp gözü mühürlenmiştir. Demokrasinin lafını edip kaymağını yiyenler ortada yokken milletin bu kesimi demokrasiye sahip çıktı"

'GAZİ, ÖNCE ALLAH'A SONRA BU MİLLETE İNANIYORDU'

"En büyük gücümüz milletimizdir. Bu durum 100 yıl önce de, 93 yıl önce de böyleydi. Gazi Mustafa Kemal, karamsarlığın adeta bir karabulut gibi ülkeye çöreklendiği dönemde ne diyor? 'Milletimiz çok büyüktür, hiç korkmayalım. O esaret ve zillet kabul etmez'. Evet, dünyanın en güçlü ordularına karşı Kurtuluş Savaşı'nı başlattığında en büyük güven kaynağı ne top, ne tank ne cephaneydi. Gazi, önce Allah'a, sonra da karakterine esaret yakıştıramadığı bu millete güveniyordu"

"KİMSEDEN TALİMAT ALMAYA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK"

"Bizim için tehdit unsuru olan, kimseden talimat almaya asla ihtiyacımız yok, tahammülümüz de yok. Herkes konumunu iyi bilecek. Her an Irak ve Suriye'den bizlere tehdit olacak, biz de ses çıkarmayacağız. Yok böyle bir şey. Bu milletin karakterinde böyle bir şey yoktur, bundan sonra da olmayacaktır."

"TÜM KAHRAMANLARI YAD EDİYORUM"

"Bu ülke ve millet her türlü badireyi aşacak güce ve dirayete sahiptir. Bu duygularla Gazi Mustafa Kemal olmak üzere İstiklal ve istikbal mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmetle yad ediyorum. Bin yıldır bu toprakların vatanımız olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan gazi ve şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Nice bayramlarda Rabbim bize geleceğe yürümeyi nasip etsin"

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLIYOR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Külliye'deki 29 Ekim resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Şii milislerin Telafer'e doğru yürüdüğü kesinlikle doğru değildir. Telafer ve Sincar bizim için hassas hedefler.

Haşdi Şabi Musul'un 80 kilometre güneyinde.

Başkanlık sistemi halka giderse benim milletim gereğini yapacaktır.

RAKKA'YA OPERASYON

PYD olursa biz olmayız dedik

Bahçeli'ye kendim ve milletim adına teşekkür ediyorum.

(İdam cezası) Bu işin geciktirilmesi doğru olmaz. Benim şehitlerimin hesabını Avrupa Birliği mi verecek?