Galatasaray Kulübü, Fildişi Sahilli futbolcuları Didier Drogba ve Emmanuel Eboue'yi, vefat eden eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela için Elazığspor maçında tişörtlerinde yer alan mesajlar nedeniyle Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na (PFDK) sevk eden Türkiye Futbol Federasyonu'nu (TFF) sert bir şekilde eleştirdi.
Kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, "Kulübümüz, en yetkili ağızdan, bir yıl önce, bugünkü TFF yönetiminin görevini tarafsız ve de en önemlisi ülkemizin marka değerini yüceltecek bir anlayışla yapamadığını beyan ile, Türk futbolunun standartlarının her gün biraz daha tahribata uğrama riski ile karşı karşıya olduğunu belirtmiş, acilen bu konuya vaziyet edilmesi gereği konusunda kamuoyunu uyarmıştı" denilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Bugün gelinen noktada, maalesef bu endişelerimiz gerçekleşmiş, sadece futbolumuz kaosa sürüklenmekle kalmamış, TFF'nin şike olaylarındaki umursamaz tutumuna bir de tüm insanlığın reddettiği ırkçılık konusundaki utanç verici davranışı eklenmiştir. Nitekim, bu ayıba uluslararası spor medyasının cevabı gecikmemiş, TFF başkanımız 'dünyanın en kötü spor yöneticisi' olarak ilan edilmiştir."
Açıklamada, sarı-kırmızılı futbolcular Drogba ve Eboue'nin Elazığspor maçında Mandela'yı anmak için formalarının altına giydikleri tişörtler nedeniyle PFDK'ya sevk edildikleri hatırlatılarak, şöyle denildi:
"Galatasaray oyuncuları Didier Drogba ve Emmanuel Eboue, ırkçılığa karşı mücadelenin sembolü ve 170'ten fazla ülkenin altına imza koyduğu 'Irkçılığın Önlenmesi ve Cezalandırılması' anlaşmasının yapılma sebebi olan Nelson Mandela için yas tutmak ve de ırkçılığı protesto etmek amacı ile içlerine giydikleri, tamamen teamüllere uygun tişörtler sebebi ile PFDK'ya sevk edildiler. Bu konuda karşımıza çıkacak dış sorunlar konusunda TFF'ye uyarıda bulunan bir yöneticimiz ise süratle 60 günlük hak mahrumiyetine ve 44.000 TL para cezasına çarptırıldı.
Bu davranışı, TFF'nin, son iki yıldır kulübümüze karşı sistematik olarak uyguladığı, taraflı ve haksız uygulamalardan bir tanesi daha diyerek gülüp geçmemiz bu defa beklenmemelidir. Olay yalnız futbolumuzun değil, topyekun Türk milletinin üzerine titrediği, ülkemizin marka değerini düşürecek önem ve boyuttadır. Ülkemizin ve hangi renklere gönül vermiş olsa da hiçbir insanımızın hak etmediği bu köhnemiş ve hastalıklı unsurlardan ve de UEFA ve FIFA'nın ana iki ilkesi olan 'ırkçılık' ve 'şike' sınavlarından sınıfta kalmış bu yapıdan, hangi kalkanın arkasına sığınırlarsa sığınsınlar, gecikmeden ve ivedilikle kurtulmamızın hepimiz için bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyoruz."