GAZETECİLER ve BASIN BAYRAMI
Her mesleğin, kendine özgü bir günü vardır. Gazetecilik mesleğinin ki ise, ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olan 24 Temmuz yani bugündür. Bu gün, Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak kutlanmaktadır. Bu özel günün çıkışı ise, şu şekilde olmuştur:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılında kurulduğu zaman “gazeteciler için de bir gün belirleyelim” diyerek “İlk gazetenin çıktığı günü belirleyelim” demişlerdir. Ancak, bu esnada iki ayrı görüş ortaya atılmıştır. Türkiye’de ilk gazetenin çıkışı, esasında Osmanlı’dan sonraki Cumhuriyet döneminde kalan topraklar üzerindedir.. İlk gazetenin çıkışı kimilerine göre 1831, yani Takvim-i Vakayi’nin yayınlanışı. İlk Türkçe gazete ama onu resmi gazete olduğu için ilk gazete saymayan görüştekiler de 1861, yani Tercüman-ı Hakikat’in çıkışını ileri sürmüşlerdir.
Tabii bu anlaşmazlıktan dolayı, bu konuda bir türlü görüş birliği sağlanamamıştır. Ancak daha sonra Fatih Rıfkı Atay, Akşam gazetesinde 24 Temmuz tarihini ortaya atmıştır. 24 Temmuz bilindiği üzere, II. Meşrutiyet’te 24 Temmuz 1908’de Anayasa’nın yeniden yürürlüğe girmesinin ertesinde çıkan gazetelerin, gazeteciler tarafından sansür memurlarına verilmeden-gösterilmeden çıkarılmış olduğu bir gündür. Yani bir ‘Başkaldırı Simgesi’dir. Dolayısıyla bu özel günün tarihi, 24 Temmuz kabul edilmiş ve Basın Bayramı olarak belirlenmiştir. 24 Temmuz bir anlamda gerçek gazeteciliğin patlama yaptığı gündür. Bu nedenle, 24 Temmuz Cumhuriyet Dönemi’nde Türk basınından sansürün kaldırılması ve basın bayramı olarak ilan edilmiş; kutlamalar “geleneksel gazeteciler günü” adı altında yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’deki basın kuruluşları zaman zaman 24 Temmuz 1908 öncesini hatırlatan dönemlerden geçmişlerdir ama 24 Temmuz simge olarak hiçbir zaman önemini kaybetmemiştir.
İşte, ortaya çıkışı da bir hayli meşakkatli olan 24 Temmuz Basın Bayramı bizler için önemli ve bir o kadar anlamlı bir gündür!. Çünkü, ülke yönetimiyle milletimiz arasında çok önemli bir köprü görevi gören basınımız, Demokrasinin ve Cumhuriyetimizin kökleşmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Türk Basını, tarihin her döneminde insanımızın gözü, kulağı, sesi olma ve kamuoyunun haber alma hakkına katkıda bulunma görevini doğru, tarafsız, ilkeli, sorumlu ve araştırmacı gazetecilik anlayışı içerisinde başarıyla yerine getirmiştir. Basının hür olmadığı bir ülkede demokrasiden asla ve asla söz edilemez. Özgür basın, demokrasinin en etkili ölçüsüdür. Toplum değerlerine bağlı, hak ve özgürlükleri tarafsız olarak uygulayan bağımsız ve çok sesli basın, demokrasinin en büyük güvencesidir. Kişilerin bireysel düşüncelerini açıklayabilmeleri ve paylaşabilmeleri, ancak güçlü ve bağımsız basın kuruluşları ile mümkündür. Açıklanamayan düşünce ve olaylar insan hak ve özgürlüklerini kısıtladığı gibi, birey ve topluma da fayda sağlamaz. Özellikle altını çizmemiz gereken bir nokta var ki; basınımız, düşüncenin gelişmesine, kişiliğin oluşmasına yaşamın tüm aşamalarında yetenek ve becerilerin elde edilmesine yardımcı olarak bilgileri iletmek işlevini de daima üstlenmiştir. Bu görevlerin yerine getirilmesinde ise; gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesi, basın özgürlüğünü kısıtlayan engellerin biran önce ortadan kaldırılması ve özgür çalışma ortamının sağlanmasının yanı sıra, meslek etiğinin her şeyin üstünde tutulması ile doğru, ilkeli, nesnel, kişilik haklarına saygılı habercilik anlayışının benimsenmesi de son derece önemlidir. Dolayısıyla, bu uğurda meslek aşkıyla yaşamlarını hiçe sayan tüm basın şehitlerimizi saygıyla anıyor; birçok sıkıntıya rağmen görevlerini yerine getirmek için fedakarca çalışan basın emekçisi arkadaşlarıma meslek hayatlarında başarılar diliyor ve basın camiasının Gazeteciler ve Basın Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyorum!!