Hukukçular Derneği Malatya Şube Başkanı Necati Karabay, Gezi Parkı eylemlerinin, 28 Şubat sürecinde örneklerini görülen 'Cumhuriyet' mitinglerine benzediğini belirterek, "Ağaç katliamı yapılarak inşa edilen Beykoz Konakları ile Acar Kent Siteleri’nde oturan gazetecilerin de eyleme destek vermesi, eylemin garabetini ortaya koymaktadır.” dedi.
Avukat Necati Karabay, Taksim’deki Gezi Parkı eylemlerinde kamu araçları ile ticari kuruluşlara zarar veren provokatörlere tepki gösterdi. Ağaç kesilmesine tepki olarak iyi niyetle başlayan gösterilerin amacından uzaklaştığını vurgulayan Karabay, şöyle devam etti: “Taksim’deki olaylar, iyi niyetli olabilecek insanların yeşil alanları koruma gayesiyle başlamış olup, yapılan hataların etkisiyle onlarca iş yerinin, kamu kurumlarının, polis araçlarının, belediye otobüslerinin, özel araçların yakılıp zarar verildiği kaosa dönüşmüştür. 28 Şubat sürecinde örneklerini gördüğümüz Cumhuriyet mitinglerinin benzerleri yeniden yapılmıştır. Hükümete muhalif olan medya organları da ‘Taksim’de 8 kişi öldü’ ‘2 kişinin gözü kör oldu’, ‘Dünyadan yardım istiyoruz’ gibi yalan haberler yayarak, olayların artmasına yardımcı olmuşlardır. İşin garibi bu medya organlarının yöneticileri içinde binlerce dönüm orman arazisi imha edilerek inşa edilen İstanbul Beykoz Konakları'nda, Acar Kent Sitesi'nde oturan medya mensupları da bulunmaktadır.”
Olayların büyümesinde CHP’nin de etkisi olduğunun altını çizen Karabay, “Bu olayların artmasında, sokak sokak direniş çağrısı yapan, Kadıköy mitingini iptal edip Taksim’e taşıyan ana muhalefet partisi CHP’nin de rolü unutulmamalıdır. Siyasi partiler iktidara gelmek, seçim kazanmak için, parti programlarından ümitlerini kesip sokak hareketlerinden medet umarlarsa, bundan iktidar partisi de, muhalefet partileri de ülkemiz ve vatandaş ta büyük zararlar görürler. Ana muhalefet CHP ve diğer muhalefet partileri olayları masum bir protesto gibi göstermeye çalışsalar da onlarca kamu aracına, özel araca, iş yerlerine, kamu binalarına zarar vermenin, Bezmi Alem Valide Sultan Camii’nin işgal edilip içki içilmesinin, tahrip edilmesinin, zarar verilmesinin masum halk protestosuyla ne ilişkisi vardır? Hukukçular Derneği olarak CHP’ye sesleniyoruz. Bu milletin vermediği iktidarı 3 -5 Ergenekon artığına verdirtemezsiniz. Olaylara katılan ve bu kişilere tepki duyan gençlerimize diyoruz ki; bu olayların aynısı 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde de yapılarak, seçilmiş iktidarlar, tank ve silah zoruyla iktidardan indirilerek, yönetimi askerler aldı. Sağcı solcu demeden tüm gençler de Mamak ve Diyarbakır zindanlarında, görülmemiş işkencelere maruz kalmışlardır. Bu nedenle herkesin dikkatli olmasını istiyoruz. Yine AK Parti hükümeti de, bu biriken öfkeyi dindirmenin hem kendisinin hem de memleketin hayrı için elzem olduğunu görmeli, olaylarda aşırı şiddet kullanan kötü niyetli polisleri tespit edip cezalandırmalı, sivil toplumu dinleyen, muhalefete kulak veren, uzlaşmacı bir yol tutmalıdır.” ifadelerini kullandı.
CİHAN