Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Gezi Parkı olaylarında gelinen noktayla ilgili olarak, "Burada hükümete hem de Türkiye’ye karşı olan güçler, 'Dostumun düşmanı benim de düşmanımdır' anlayışıyla hareket etmişler, Türkiye Cumhuriyeti'ni ortak düşman belirlemişlerdir. Burada Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı hıncı, kini, garezi olanlar, bu topraklarda emeli olanlar, Türkiye’nin büyümesini, istikrarını ve bölgesel güç haline gelmesini istemeyenler ve yabancı güçler devreye girmişlerdir." dedi.
Destici, yaptığı açıklama ile Gezi Parkı olaylarında gelinen noktayı değerlendirdi. Destici, ajanların ve provokatörlerin iş başında olduğunu bu sürecin kötü niyetli kurgulayıcılarını ve onların taşeronlarını bir an önce yakalayıp adalete teslim edilmesi gerektiğini söyledi. İstanbul, Ankara, Eskişehir’de yapılan eylemler ve sonrası polis operasyonuyla yapılan gözaltılara değinen Destici, “Taksim Gezi Parkı meselesi Gezi Parkı meselesi olmaktan çıkmıştır. Bu olay tamamen Türkiye’nin içini karıştırmak ve kaos ortamı yaratmaktır. Bu olay Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu belli bir ölçüde başarılmıştır. Burada hükümete hem de Türkiye’ye karşı olan güçler, 'Dostumun düşmanı benim de düşmanımdır' anlayışıyla hareket etmişler, Türkiye Cumhuriyetini ortak düşman belirlemişlerdir. Burada Türkiye Cumhuriyetine karşı hıncı, kini, garezi olanlar, bu topraklarda emeli olanlar, Türkiye’nin büyümesini, istikrarını ve bölgesel güç haline gelmesini istemeyenler ve yabancı güçler devreye girmişlerdir” diye konuştu.
“HEPSİNİN ORTAK DÜŞMANI HÜKÜMET VE TC DEVLETİ”
Komşu ülkelerden bile bunu fırsat bilip karıştırmak isteyenlerin olduğunu kaydeden Destici, şu ifadeleri kullandı: “Komşu ülkelerin ajanları, provokatörleri iş başındadır. Türkiye de bu marjinal gruplar, muhalefetteki bazı partiler, Ergenekon ve onun uzantıları ve bu zamana kadar sandık ile siyasi bir yere gelemeyenler artık sandıktan ümidini kesince ve tabii ki hükümeti değişik yollar ile iç karışıklar, kaos ortamları ile değişeceği ümidiyle hepsi bir araya gelmişlerdir ve ortak bir noktada buluşmuşlardır. Hepsinin ortak düşmanı bir yönüyle hükümet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletidir. Dolayısıyla sokaklardaki hadiseleri masum görmemiz mümkün değildir.”
Hükümetin tüm toplumun kesimlerinin taleplerini karşılaması gerektiğine de işaret eden Destici, “Elbette ki herkes demokratik bir şekilde taleplerini dile getirmelidir. Açıklamalar ve eylemler yapmalıdır. Ama asla şiddete ve teröre başvurmamalıdır. Bizler demokrasi içerisinde hakkın aranmasında yanayız. Bizler her türlü talebin yanındayız. Her türlü protestonun, gösterinin yanındayız. Ama bunun yanında bazı sınırlarımızda vardır. Sınırımız şiddet, toplumu ayrıştıran bölen, kamplaştıran, vatandaşlarımızın malına, canına zarar veren, vatandaşın huzurunu bozan ve kendi hakkını ararken diğer insanların hakkına tecavüz eden hiçbir eylemi de masum görmemiz mümkün değildir. Eylem yapılan bölgelerde en büyük zararı esnafımız görmüştür. İş yerlerini açamaz ve iş yapamaz konuma gelmişlerdir. Kiralarını ve personel maaşlarını ödeyemez hale gelmişlerdir. Bunlar esnaflarımızı dinledi mi? Taleplerini sordu mu? Oralarda ikamet eden eylemler olduğu için ve sokaklar karıştığı için her gece ve gündüz korku içinde yaşayan, huzurlu bir şekilde hayatını sürdüremeyen, uyuyamayan, işine gidemeyen, evinin dışına çıkamayan ve geceleri uyurken evlerinin camı kırılan, molotof kokteyl atılan, gaz bombaları atılan masum vatandaşlarımız dinlendi mi acaba. Toplumun herkesimin görüşü alınmalı. Toplumun huzurunu bozacak davranışlardan da uzak durulması lazım.” şeklinde konuştu.
“BUNLARIN AMACI TÜRKİYE’Yİ KAOSA SOKMAK”
Meclis'te bulunan siyasi parti liderlerine de seslenen Destici, sözlerini şöyle tamamladı: “Hükümet, Meclis'teki siyasi partiler toplumu ayrıştıracak, kamplaştıracak sözleri kullanmaması gerekir. Liderler grup konuşmalarındaki sözleriyle milleti bölmeye, ayrıştırmaya devam ediyor. Amaçları siyasi rant elde etmek. Artık siyasi rant elde edecek sözlerden vazgeçip milletin birliğini beraberliğini kardeşliğini tesis edecek, milletin problemlerini çözecek, ülkeyi aydınlık yarınlara taşıyacak projeler ile milletin ve vatandaşın önüne çıkın. Bu gezi eyleminde gerçekten mağdur olduklarını dile getirmeye çalışan vatandaşlarımıza da seslenmek istiyorum. Bu marjinaller, ülke ve millet düşmanları ile milli ve manevi değerlerimizin düşmanları ile aranıza bir mesafe koyun. Eğer siz gerçekten hak talep edecekseniz ayrı meydanlara ve sokaklarda demokrasi içersinde ayrı yöntemler ile hakkınızı aramaya devam edin. Biran evvel bu eylemlerin sonlandırılmasını ve herkesin evine gitmesini istiyoruz. Gerekli mesajı almışlardır. Artık millet istemez ise Taksim Gezi Parkı'na bir yapılaşma olacağını düşünmüyorum. Bundan sonra böyle kararlar alınırken hükümetin daha dikkatli olacağını yoğurdu da üfleyerek yiyeceğini düşünüyorum. Eğer iyi niyetliyseniz başka amaçlarınız yok ise, dış güçlerin maşası değilseniz bazı iç grupların, marjinallerin ve iç mihrakların uzantısı değilseniz mesaj alınmıştır.”
CİHAN