Kalkınma Bakanlığı, “Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi (2014-2023)” taslağını tamamlayarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerine sundu.
İklim Değişikliği ve Çevre
Strateji taslağına göre, önümüzdeki yıllarda dünya ölçeğinde gıda ve çevre krizleri yaşanabilecek.Gıda fiyatlarının 2007-2008 yıllarındaki ani yükselişinin ekonomik büyüme ve yoksullar üzerinde etkili olduğuna dikkat çekilen taslakta, hızlı gıda talebi artışı ve arz yönündeki kısıtlar nedeniyle gelecekte daha kalıcı sorunların ortaya çıkabileceği uyarısı yapıldı.
Şehirler Büyüyecek!
Çalışmaya göre iklim değişikliği, çevre sorunları ve alternatif kullanımlarla birlikte suda kıtlık yaşanabilecek. Bakanlık, su ve çevre sorunlarının önlenebilmesi için etkili çevre politikalarının hızla uygulamaya konulmasını istedi. Yapılan tespitlere göre önümüzdeki dönemde hem Türkiye hem dünyada kır nüfusu azalırken şehir nüfusunda ciddi artışlar olacak!..
Fırsatlar Doğabilir!
Türkiye’de şehirlerde yaşayan nüfus 2050 yılında 80 milyonu bulacak. Şehirlerin aşırı büyümesi tüm dünyada hem gıda ve su hem çevreyle ilgili kriz riskini daha da derinleşmesine yol açacak. Yine taslakta, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan son siyasi gelişmelerin Türkiye’ye etkisine değinildi. Bu ülkelerde gerçekleşen gerginlikler, çatışmalar ve rejim değişiklikleri Türkiye’nin yakın bölgelerinde istikrarı olumsuz yönde etkiliyor. Ancak, taslakta bu konuda şöyle denildi:
“Bu ülkelerde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla paralel şekilde ekonomik ve ticari ilişkilerin gelişme koşulları da sağlanabilirse, Türkiye’nin bölgesinde daha etkili bir güç olması yönünde fırsatlar doğabilecek. Bu bölgelere mal ve hizmet ihracı ile sınır ötesi işbirlikleri açısından fırsatlar ortaya çıkacak.”
Türkiye'ye İşçi Göçü Bekleniyor..
Yaşlanma ve uluslararası göç hareketlerinin Türkiye açısından giderek daha fazla önem kazanacak. Gelişmiş ülke nüfuslarının giderek yaşlanması nedeniyle nitelikli ve genç işgücü taleplerinin artacağı belirtilirken, Türkiye ekonomisinin büyüme performansı, gelişen ulaşım ve iletişim imkanlarıyla birlikte, başta metropoller olmak üzere, sanayi ve turizm kentlerinin, özellikle çevre ülkelerden küresel dış göç hareketleri için daha cazip hale geleceği belirtildi. Taslakta, bunun iyi analiz edilmesi ve tedbirler düşünülmesi de istendi.
(Bugün)