Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Türkçe Olimpiyatları’nın sadece lisan anlamındaki bir dil hareketi olmadığını, aynı zamanda gönül manasındaki bir dil hareketi olduğunu belirterek, "Olimpiyatlar 100 yıl önce parçalanan gönül coğrafyamızı da birleştirdi." dedi.
Görmez, Türkçe Olimpiyatları İl Etkinliği'ne katılan 27 ülkeden 190 öğrencinin Sakarya'da onur konuğu oldu. Elmas Otel’de öğrencilerle kahvaltı yapan Görmez ve il protokolüne öğrenciler sürpriz yaparak sahne performanslarından kesitler sundu. Görmez, burada yaptığı konuşmada, Coğrafyayı çeşitli vechelerine göre taksim ederken başka bir ifade kullandığını ifade ederek, "Bir siyasi ve beşeri coğrafya var. Fakat bir de gönül coğrafyamız var. Son 100 yılda bu gönül coğrafyası parçalanmıştı. Gönlümüz, kalbimiz parçalanmıştı. Doğrusu bu hareket, bu gençler,bu çocuklar parçalanan kalbimizi yeniden birleştiriyorlar. Parçalara ayrılan gönül coğrafyamız arasında o kadar güçlü köprüler oluşturuyorlar ki, inşallah bu gönül coğrafyamız Asya’sı ile Afrika’sı ile ABD si ile inşallah bir daha hiç parçalara ayrılmayacak şekilde kenetlenecektir diye umut ediyorum. Bu sebeple buna öncülük yapan bütün dostlarımıza, hassaten bu gençlere gönül veren hocalarımıza, öğretmenlerimize en kalbi şükranlarımızı arz ediyorum." diye konuştu.
"KALP DİLİNE DE HİTAP EDİYLORLAR"
Kadim dilimizde dilin iki manası olduğunu vurgulayan Görmez, bu mananın birisinin lisan, ikincisinin ise kalp olduğunu, ikisinin de dil anlamına geldiğini dile getirdi. Olimpiyatlara ‘Dil ve Kültür Şöleni’ ismi konulduğunu, ancak bunun sadece lisan anlamındaki bir dil hareketi olmadığını vurgulayan Görmez şunları kaydetti: "Aynı zamanda gönül manasındaki bir dil hareketi. O yönünün daha çok zenginleştirilmesini ben dostlarımdan temenni ediyorum. Geçen sene bu gençlerden bir grup beni başkanlıkta ziyaret ettiler. İçlerinden birisi ayağa katlı elinde bir tomar kağıt 'ben sizin doktora tezinizi okudum. Sizin bu tezinizi ise arzetmek istiyorum' dedi. Benim doktora tezimin adı ‘Sünnet ve Hadisin Anlaşılması ve Yorumlanmasında Metedoloji Sorunu’ bazı ilahiyatçı dostlarımızın bile bir kısmı çok çetin bir tez diyerek okumak istemezler doğrusu. Ben önce şaşırdım ve ne anladıklarını sordum. Başladı birinci bölümde şunu anlatmışınız, ikinci bölümde şunu anlatmışınız. Gerçekten hayran kaldım. Bir de bu yönü var. Her ülkeden bazı gençler Türkçe yazılmış bazı kitapları okuyorlar, sonra gelip onu yazarıyla paylaşıyorlar. Bu hakikaten çok büyük bir mutluluk vesilesi olmuştu. Allah vesile olanlardan razı olsun. Allah muvaffak kılsın."
"GÖNÜL DİLİ SINIR TANIMAZ"
Görmez, bir Alman filozofunun, ‘Sınırlar dilinizin konuşulduğu yer kadardır. Diliniz ve sınırlarınız aynıdır’ dediğini hatırlatarak “Bende diyorum ki bir dil var ki hiç sınır tanımaz. Bütün sınırlar, bütün ülkeler, bütün çoğrafyalar sizin olur. Bu lisan anlamındaki dil değil, gönül anlamındaki dildir. Biz gönül diline sahip olursak bütün dünya bizim olur. Çünkü bütün diller bir dilin tercümanı olabilir. O dilde kalptir.” ifadelerini kullandı.
"BU HİZMETİN İÇİNDE OLAN HERKESE ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ"
Sakarya Valisi Mustafa Büyük’te milletin değerlerini, inançlarını, kültürünü, şiirini, şarkısını, güzel Türkçemizi tüm dünyaya gösteren, öğreten, eğiten, anlatan sevdiren bu harekete teşekkür borçlu olduklarını söyledi. Büyük, "Bu hizmetin içinde olan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Biz dünyaya bir şeyler götürdüğümüzü, eğitim çalışmamızı yaptığımızı, bir iyilik yapmaya çalıştığımızı bu çalışmalarla düşünüyoruz belki. Evet bu tarafı var ama asıl büyük tarafı kendimize büyük bir iyilik yapıyoruz. Gördük ki, bazı şeyleri hatırlattı ki millet olarak büyüklüğümüzü, tarihimizi, barış dili ile herkese uzanan ortak bir anlayışımızla geçmişimizle bir bağ kurarak bazı şeyleri bize hatırlattı. Asıl büyük iyiliği kendimize yapmış olduk. Çünkü ülke olarak sadece kendi içimizde yaptığımız çalışmalarla dünya sahnesinde önemli bir millet haline gelmemiz, tarihte olduğu gibi hayırlı güzel notalara gitmemiz mümkün değildi. Bu hareket, bu hizmet hane hane yayıldı. Her kesimi, her gurubu, her kişiyi kapsadı. Herkes bir şeyler kazandı istifade etti. O nedenle kendimize ve dünyaya yapılan bu güzellikler bu iyilikler dolayısıyla da teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu.
"SELİMİYE AYAKTAYSA BİR GÜN KAVUŞACAĞIZ DİYE DUA EDERDİK"
Büyük, Türkiye’den çok büyük beklenti olduğunu, bu beklentiyi anlatmak için Edirne Valiliği yaptığı sırada yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: "Batı Trakya’dan telefonla arandığımı söylediler. Telefonu bağladılar karşımda bir Batı Trakyalı Türk vardı. ‘Sayın valim Selimiye Camisi’nin kubbesinin ışıkları yanmıyor, biz onu görmek istiyoruz’ dediler. Sonra bir hikayeyi anlattılar, dediler ki ‘Biz sınırların kapalı, görüşmenin imkanı olmadığı zamanlarda Batı Trakya’dan diğer taraftan Bulgaristan’dan araçlarımıza biner Edirne sınırına 9-10 kilometre gelinceye kadar yaklaşır, orada Selimiye’nin ışıklarını görür, ona karşı dua eder ve Selimiye ayaktaysa bir gün kavuşacağız diye dua ederdik beklerdik. Bu ışıkları bizden esirgemeyin dediler. Şimdi bu güzellikleri paylaşıyoruz, görüyoruz. Onun için dışarıya bakmayı, içeriden dışarıyı görmeyi de bu çalışmalar bize öğretti, müteşekkiriz."
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Büyükşehir belediyesi olarak bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu olimpiyatların bir destekçisi, bir paydaşı olmaya devam edeceklerini kaydetti. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ta, bunun bir gönül işi olduğunu, yurt dışındaki seyahatlerinde bunu açıkça gördüğünü anlattı. Elmas, "Olimpiyatlar morale ihtiyacımız olduğu bir atmosferde imdada yetişti." şeklinde konuştu.
CİHAN