Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Türkiye'de hem son günlerde kamuoyunu meşgul eden olay da dahil olmak üzere her türlü hadisede Adli Tıp Kurumu'nun, kabiliyeti ve bilgi birikimiyle her türlü bilgi bulgu üzerinde en net üstün bilgilere ulaşma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, "Adli tıp kurumumuzun bu kapasitesiyle gurur duymaktayız." dedi.
Adli Tıp Kurumu'nca, Antalya'daki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'nda "Bilimin Işığında Adalet" konulu "16. Ulusal Adli Tıp Günleri" düzenlendi.
Açılışta bir konuşma yapan Adalet Bakanı Gül, kongrenin faydalı ve verimli geçmesi temennisinde bulunarak, buradan çıkacak sonuçların adli tıp hizmetlerine ve hukuka önemli katkılar sunacağını belirtti.
Adaletin sağlanmasında, kanunların uygulanması aşamasında, delillerin tespiti, tespit edilen delillerin niteliğinin ortaya konulmasına ve analiz edilmesine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Gül, "Adil, etkin ve etkili soruşturma ve yargılamanın temelinde 'suçludan delile değil, delilden suçluya' gidiş yatmaktadır. Suçlu çok nadir hallerde, suç üstünde yakalanır. Bir kişi suç işlerken yani suç üstünde yakalandığında, onun suçlu olduğunu, delile pek gerek duyulmaksızın suçüstü hali gösterebilir. Ya da suçu itiraf etmesi beklenir. Ancak, çok büyük bir çoğunlukla suçlular, suçüstünde yakalanamazlar. Bir suçun işlendiği bilgisi oluşmadan suç işlenmiştir. Böyle bir durumda, yani bir suçun işlendiğine ilişkin bilgi adli kolluğa ve savcılığa ulaştıktan sonra soruşturma başlar. Soruşturma sonrasında olağan şüpheler ve şüpheliler hakkında delil toplanmaya başlanır. İşte tam da bu sırada delillerin niteliğini ortaya koyacak, toplanan delillerin suç ve suçluyla ilişkisini ortaya çıkaracak bir uzman kuruluşa ihtiyaç bulunmaktadır. İşte bu uzman kuruluş, 100 yılı aşkındır adalete hizmet sunan Adli Tıp Kurumu'dur. Kurum, her geçen gün kapasitesini artırarak, delillerin kesinleştirilmesinde adalet teşkilatının ayrılmaz parçası olmuştur." diye konuştu.
"Adli Tıp Kurumu'na her türlü desteği veriyoruz"
Delilden faile ulaşmada önemli bir görevin yerine getirildiğini anlatan Gül, "Bugün bilimin geldiği nokta, adalet hizmetlerini kolaylaştıracak imkanlara sahiptir. Bugün Türkiye'de hem son günlerde kamuoyunu meşgul eden olay da dahil olmak üzere her türlü hadisede Adli Tıp Kurumu, kabiliyeti ve bilgi birikimiyle her türlü bilgi bulgu üzerinde en net üstün bilgilere ulaşma kapasitesine sahiptir. Adli Tıp Kurumu'muzun bu kapasitesiyle gurur duymaktayız. Bakanlık olarak her türlü desteği vermeye hazırız ve destek vermeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Adaletin sağlanmasında önemli bir rolün bilimsel çalışmalara, adli tıp hizmetlerine düştüğünü aktaran Gül, yargılama yapanların, adaleti tesis etmek ve isabetli kararlar verebilmek için tarih boyunca tıp başta olmak üzere müspet ilimlerden yararlanıldığını hatırlattı.
Bu sebeple adli tıp ve adli ekspertiz kurumlarının adaletin vazgeçilmez unsurları haline geldiğine değinen Gül, "Hükümetlerimiz döneminde, Bakanlığımızca Adli Tıp Kurumu'nun mevcut yapısının güçlendirilerek, adli tıp hizmetlerinin yurt sathına yaygınlaştırılması, birimlerin fiziki koşullarının iyileştirilmesi, teknolojik alt yapısının güçlendirilmesi, personel desteği sağlanmasına yönelik çalışmalara hız verdik." dedi.
Gül, gelinen noktada, adli tıp hizmetlerinde artan iş yükü ve çeşitlilik dikkate alındığında farklı ihtisas alanlarını kurumsallaştırma ihtiyacı çıktığını vurgulayarak, İhtisas Kurulu sayısının 8'e çıkarıldığını, Adli Tıp Genel Kurulu'nun kaldırılarak, yerine daha spesifik üç Adli Tıp Üst Kurulu oluşturulduğunu kaydetti.
Kurumlarının dünyaya entegre olmaları kapsamında çalışmaları yakından takip ettiklerini bildiren Bakan Gül, DNA ve narkotik laboratuvarlarının akredite edildiğini bildirdi.
"Adli Tıp dünyaya akredite olacak bir kurum olacak"
"Temel politikamız, dünyada adli tıp aşamasında hangi yenilikler varsa bunun fazlasını Türkiye Adli Tıp Kurumu olarak yerine getirme noktasındaki kararlılığımızdır." diyen Gül, bu hususta hiçbir desteği esirgemediklerini, Türkiye Adli Tıp Kurumu'nun bütün dünyaya akredite edilecek bir kurum haline geleceğini anlattı.
Bilirkişilik kurullarını, bölge kurullarını oluşturduklarını belirten Gül, bilirkişilik sistemiyle ilgili hala istenilen düzeyde olunmadığını ancak olumlu sonuçlar almaya başladıklarını aktardı.
Toplantıdan, bilirkişilik müessesiyle ilgili çıkacak sonuçları takip edeceklerini vurgulayan Gül, "Meclis'imizin, bu konuyla ilgili bakanlığımızın öncülüğünde sunacağı tekliflerle beraber bilirkişilik müessesinin Türkiye'de artık sorun olmaktan çıkarak, yargılamada, dosyayı yargılamaları uzatan ya da yargılamalar konusunda şüphe uyandıran bir kurum olmaktan çıkarmak boynumuzun borcudur." ifadelerini kullandı.
"Yargıda Hedef Süre" uygulaması başladı
Gül, nerede hangi konuda aksamalar varsa bu konuları çözme kararlığında olduklarını belirterek, "Yargıda Hedef Süre" uygulamasına yeni adli yılla birlikte başladıklarını hatırlattı.
Tüm süreçle ilgili bin 457 ayrı dava ve 220 soruşturma türü için bir azami süre oluşturduklarını bildiren Gül, 1 Ocak'tan itibaren bunu bizzat davanın taraflarına bildireceklerini vurguladı.
Gül, dosyadaki gecikmeleri gerek genel gerek lokal manada çözme kararlığında olduklarına işaret ederek, geç gelen adaletin adelet olmadığını belirtti. Adaletin devletin temeli olduğunu vurgulayan Gül, insan, adaletin yerine geldiğini görünce kendisine yaşama, insanlığa ve kainata olan saygısının arttığını ifade etti.
"FETÖ'nün Adli Tıp Kurumu'na sızma girişimi çökertildi"
"Ara dönem olarak FETÖ'cülerin adli tıp kurumuna sızma girişimlerini ve bu konuda yargıyı farklı yönlendirme çabalarını da çok şükür yargımız devletimiz yine çökertmiştir, bu konuda arındırmıştır." diyen Gül, şöyle devam etti:
"Güzide kurumumuzun lekelenmemesi için her türlü desteği vermişlerdir. Hukuk çerçevesinde bilime dayalı, ideolojik cemaat taassubu içerisinde kendi ideolojilerini terör örgütünün değil, hukukun evrensel ilkeleri ışığında bugün yargılamalar, FETÖ terör örgütlerinin dijital materyalleri bu kurul çerçevesinde yapılmaktadır. Ama bir farkla, örgütün amaçları değil, evrensel hukukun ilkeleri, bilimin ışığında bu değerlendirmeler yapılmaktadır. Biz bunu değerli buluyoruz, önemli ve anlamlı buluyoruz. Hukuk, adalet herkes içindir, adaletin gözünün bağlı olduğu, kişilerin zengiliğine, fakirliğine, ırkına, mensubiyetine, aidiyetine değil, adaletin herkes için ışık olarak hüzmesini yaydığı, adalet duygusu herkes için elzemdir, zaruridir."
AA