GÜLDEN BACI İLE MARMARALI GÜMRÜKÇÜ...
TURPUN BÜYÜĞÜ GERÇEKTEN DE HEYBEDE!
- GÜMRÜKTEN ÇAY, MUZ VE SİGARA HİKAYELERİ -
Nasıl yazacağım sizlere süregeleni yada nasıl anlatacağım o düzenin hala devam ettiğini... Kafam bulanık, duygularım aynı sevgili Zerrin Özer'in o müthiş tonlamasıyla söylediği gibi 'Karmakarışık' 'Gerçekten de duygularım Karmakarışık'.. Hani bazen keşke diyorum, keşke bulaşmasaydım şu yazarlık, gazetecilik işine. Hiç önüme gelmeseydi soygunlar, hırsızlıklar, adam kayırmalar, haramdan servet kazananlar.. Sonra da Nazım'ın o müthiş mısraları dolaşıyor beynimde; 'Sen susarsan ben susarsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' diye. Sonra geçiyorum klavyenin başına biraz üzgün, biraz karamsar ama dünden daha güçlü ve yazmak zorunda olduğumu iliklerime kadar hissederek..
KİM DUR DİYECEK BU DÜZENE?
Memleket insanı iki ayrı portreden söz edeceğim sizlere. Biri işçi Gülden diğeri adı, bende saklı bir devlet görevlisi, bir gümrük memurundan. Gülden Görmez.. Vasfı... İşçi... Gülden Hanım Yalova Üniversitesi'nde güvenlik görevlisi olarak çalışıyor. Allah cümlemizinkini bağışlasın iki de evladı var ellerinizden öper. Şöyle diyor Gülden bacı katıldığı asgari ücret tespit komisyonunda verdiği beyanında; 'Çocuklarımın birini üniversitede okutuyorum. Diğeri maalesef lise ikinci sınıfta bırakmak zorunda kaldı. Bu maaşla olmuyor. Hani geçiniyorsak, ölmüyorsak kredi kartlarının sayesinde. Ha onlarda limiti doldurursa ne yaparım bilmiyorum' Devam ediyor yüreği yanık ana; 'Hiç olmasa asgari ücreti 2 bin lira yapsanız'.. İçimi acıtıyor Gülden hanımın sözleri.. Önce sofradan kalkıyorum sonra balkonda biraz kendimi toparlamaya çalışıyorum gözümden akan yaşı silerek..
GÜLDEN KARDEŞİM VE O MEMURLAR
Sonra.. o dosya ve içeriği geliyor aklıma.. Tüylerimi diken, diken eden Gürbulak dosyası. O dosyadaki kişilerle karşılaştırıyorum Gülden kardeşimin yaşantısını bu sefer daha çok ah ediyorum. Bakın Gülden bacım asgari ücret komisyonunda kendi yaşantısından nasıl kesit veriyor, bir de o dosya içerisindeki muhteremler. Bilen bilir gümrük çalışanları devletin ödediği maaşın dışında yolluk ve mesai alırlar. Bu ödemeler bölgelerin çalışma durumlarına göre değişiklik gösterir. Bu rakam genelde Gülden kardeşimin aldığı asgari ücretin dört katı olabilir.
Bir de şöyle bir durum vardır. Bu durumu da anlatmak için size bir hatırlatma yapayım. 26 Kasım 2018 günlü 'Gümrüklerde bul papazı al parayı' başlıklı yazımın yazar notunda önemli bir bilgiyi sizlerle paylaşmıştım. Demiştim ki 'Hangi gümrükte 8 tır ayçekirdeği olarak beyan edilen eşya ne çıktı? Söz konusu 8 tırı mahrece iade etmek istediler mi?' Biliyorum kimse den cevap gelmeyecekti. Ama ben hazırlığımı yaptım. O soruların cevaplarına ulaştım.
Önce şunu belirtelim 8 tırın geldiği gümrük Gürbulak ya olay nedir? Olay devletin bazı kurumlarının haberdar olmasıyla ortaya çıkar. 8 tır ayçiçeği yerine ne hikmetse tırlardan kaçak çay ve sigara çıkmıştır. Hal böyle olunca tırların acele yurtdışı mahreç işlemi yapılmaya başlanmış ama bazı helal süt emmiş yöneticiler bunu yememişlerdir. Olay sonrası, kızılca kıyamette kopar tabiiki. Başta Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü ve 18 personel açığa alınır. Rezalet ayçiçeği, çay, sigara ile de bitmez. Bir de muz vardır işin içinde. Ekvator'dan Mersin Serbest Bölge'ye muzlar gönderilir. Oradan da muzlar transit olarak Gürbulak üzerinden İran'a gönderilir. Ekvatordan gelen muzlara referans kıymeti uygulanıyor mu?
Durun onu da açıklayayım. 09.08.2016 tarih ve 17860866 sayılı yazıda CFR teslim şekli ile gerçekleştirilen muz ithalatlarında referans kıymeti FOB cinsinden yayınlanmakta olduğu belirtilerek, sigorta ve navlun giderlerine ilişkin şüphe hasıl olması durumlarında 2012/29 sayılı genelge hükümleri uyarınca söz konusu kıymetlerin araştırılmasına gidilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yani kısacası Ekvator'dan gelen muzlardan ton başına FOB 420 Dolar uygulanması yazıda belirtiliyor. Tabii işin içerisine navlun da girince tonda alınması gereken miktar 470 dolar oluyor. Şimdi bu anlattıklarım çerçevesinde, herşey normal seyrinde gidiyor. Ancak sevgili okurlarım, kazın ayağı hiç de öyle değil! Ya nasıl derseniz? Bu muz yüklü tırlar, kısa bir süre sonra İran'dan Gürbulak Gümrüğü'ne geri gelir. Sahi neden hep Gürbulak'a gelir? Neyse devam edelim. Oradan iç gümrükten tonuna (buraya dikkat lütfen) 70 dolar ödenerek ithal işlemi gerçekleştirilir. Ah Gülden bacım ah işte böyle... Yekün ver Aykut Bey yekün derseniz onu da yazayım. İddiaya göre, bu şekilde işlem yapılan tır sayısı 1000'in üzerindedir.
TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE HİKAYESİ..
Yazımın sonuna Sevgili Süleyman Demirel'den bir anlatımla girmek istiyorum. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in renkli kişiliğini ve hazır cevap mizacını bilmeyenimiz yoktur. Rahmetle andığım Sayın Demirel'den Aydın'da çok kullanılan bir deyimi anlatırmış sık sık etrafına.. Köylü Aydın pazarında turp satıyormuş. Müşteri gelince, önce ufak turpları çıkarıyormuş. Müşterinin biri 'bu turp büyük' diye yüzünü buruşturup yürüyünce köylü arkasından seslenmiş: 'HELE DUR BEY TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE'
Elbette alnının teriyle işini yapıp, evine helal lokma götüren gümrükçü kardeşlerimi ayrı tutuyorum bu hikayeden. Yukarıda dedik ya, bu yazımızda Gülden bacımızla bazı memurların hayatlarından kesit vereceğiz diye. Bakın şimdi hani muz tırlarının uçtuğu dönemde görev yapan bir görevli, şimdilerde Marmara'ya demirlemiş! Bir eli yağda, bir eli muzda, aman baldaymış bu haramzadenin. Bak burasını iyi oku Gülden bacım. Bu haramzadenin mal varlığı aynen şöyleymiş:
1-) İSTANBUL AVRUPA KONUTLARINDA DAİRE (KAYINPEDER - KAYINVALİDE ÜZERİNDE)
2-) SAKARYA'DA 55 DÖNÜM ÇİFTLİK
3-) EŞİNİN KULLANDIĞI AUDİ MARKA LÜKS OTOMOBİL
4-) HALKALI'DA ELİT SİTESİ'NDE 550.000 TL. DEĞERİNDE DAİRE
5-) İSTANBUL KARTAL'DA 600.000 TL. DEĞERİNDE DAİRE
6-) ANKARA İKİ DÜKKAN
Ha birde yakınlarının üzerine YILDIZLI BİR OTEL. Dedik ya 'TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE' diye.
Okudun herhalde Gülden bacım. Ne diyeyim.. Allah yardımcın olsun.. Allah doğrunun yanında olsun..
- YAZARDAN SON DAKİKA NOTU -
BAKANLIK TARAFINDAN, GÜRBULAK GÜMRÜK VE TİCARET BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ'NE VEKALETEN İSTANBUL HAYDARPAŞA GÜMRÜK MÜDÜRÜ KADRİ KARAKUŞ GÖREVLENDİRİLDİ.
- YAZARDAN ANKARA KULİS BİLGİLERİDİR -
1-) TİCARET BAKANLIĞI BAKAN YARDIMCISI GÜNEY KORELİ MEVKİDAŞINI TÜRKİYE'YE DAVET EDİYOR AMA TOPLANTIYA KATILMIYOR. YERİNE O ANDA İSTANBUL'DA BULUNAN RİSK YÖNETİMİ VE KONTROL GENEL MÜDÜRÜ HACI HASAN MURAT ÖZSOY KATILIYOR.. KATILMASINA AMA KONUK BAKAN TOPLANTI BAŞLAMADAN O YERİ TERK EDİYOR!
2-) MAKAMI BIRAKTI AMA OTOMOBİLİ BIRAKMADI. BU GENEL MÜDÜR KİM?
3-) OKURLARIMDAN GELEN MAİLLERDE, BAKANLIKTA ÜÇ BÖLGELİ SİSTEMLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMA OLUP OLMADIĞI, GÜMRÜK MUHAFAZA İÇİN SİLAH TAZMİNATI, EK GÖSTERGE GİBİ BİR ÇALIŞMANIN OLUP OLMADIĞI SORULUYOR.. ALDIĞIM DUYUMLARA GÖRE, BÖLGELERLE İLGİLİ BİR ÇALIŞMADAN SÖZ EDİLİYOR AMA DİĞER KONULARLA İLGİLİ HERHANGİ BİR ÇALIŞMANIN OLMADIĞI YÖNÜNDE.. BU KONULARLA İLGİLİ AYRICA BİR ANEKDOTU DA PAYLAŞMAK İSTİYORUM: GEÇEN KASIM AYININ SON İKİ HAFTASINDA GÜNÜMÜN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜ TBMM'DE HEM İKTİDARA MENSUP, HEM DE MUHALEFETE MENSUP DEĞERLİ MİLLETVEKİLİ ARKADAŞLARIMLA GEÇİRDİM. ORADA GÖRDÜĞÜM BİR MANZARAYI DA SİZLERE AKTARMAK İSTERİM.
BAKANLIĞIN BÖLGE MÜDÜRÜ, BÖLGE MÜDÜR YARDIMCISI, GÜMRÜK MÜDÜRÜ, GÜMRÜK MÜDÜR YARDIMCISI, GÜMRÜK MUHAFAZA BÖLGE AMİRİ VE MEMURLARI DÜZEYİNDE BİRÇOK KİŞİ GÖRDÜM. YUKARIDA BAHSETTİĞİM KONULARLA İLGİLİ MECLİSE GELEN BU GÖREVLİLER, KENDİ SORUNLARINI AKTARACAKLARINA KURUMUN GENEL SORUNLARINI DA AKTARSALAR ÇOK DAHA GÜZEL OLMAZ MIYDI? (HEPSİ EN İYİ YERLERE TAYİNLERİNİ İSTİYORLAR EE NE DEMEK İSTEDİĞİM ANLAŞILMIŞTIR HERHALDE)