Güneşten Enerji Üretmek İçin 659 Başvuru Yapıldı, 418i Onay Aldı

Güneş Enerjisi Santralleri (GES) ile ilgili 10-14 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen lisans başvuruları yatırımcıların yoğun ilgisiyle sonuçlandı.

Güneş Enerjisi Santralleri (GES) ile ilgili 10-14 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen lisans başvuruları yatırımcıların yoğun ilgisiyle sonuçlandı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK)'na 5 gün içerisinde toplam 659 başvuru yapıldı. EPDK Başkanı Hasan Köktaş, güneşten lisanssız elektrik üretimi için de yapılan 418 başvurunun ‘uygun görüş’ aldığını belirterek, “İlk günlerde bu rakam çok düşüktü. Kimse nasıl başvuracağını bilmiyordu. Ama şimdi, herkes hızlı bir şekilde profesyonelleşiyor. Ortaya endüstrinin birçok paydaşları çıkıyor.” dedi.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK), güneş enerjisinden elektrik üretimine yönelik işletmeye geçen 500 kilovat (KW)’lık Türkiye’nin lisanssız güneş enerjisi üretim tesisini yerinde görmek üzere Else Enerji ve Prokon AŞ’nin Ankara-Kazan’daki tesisine bir basın gezisi düzenledi. Tesislerde güneş enerjisi ve başvurularla ilgili açıklamalarda bulunan EPDK Başkanı Köksal, lisanssız enerji üretiminde, sermayenin tabana yayılmaya başladığına ifade etti. Enerji sektörünün içinde büyük oyuncuların da küçük ölçekteki girişimcilerinde olması gerektiğini kaydeden Köktaş, “Yatırımcılara dönüştürerek sermayeyi tavandan tabana yayıyoruz. Kısa süre sonra binlerce başvuru gerçekleşecek. Artık küçük ölçekte, Anadolu’nun çeşitli girişimcilerimiz de var.” ifadelerini kullandı.

Köktaş, lisans alınmadan elektrik üretmek için şu ana kadar 980 başvuru yapıldığı bilgisini paylaşarak, bu projelerden 659’unun güneş enerjisi ile ilgili olduğunu aktardı. Köktaş, “Başvuruların toplamı 250 megavat (MW)'lık gücü buluyor. Bu ciddi bir rakama tekabül ediyor. Başvurulara bakıldığında, lisansız elektrik üretimi için dağıtım şirketlerine başvuranların 418 tanesi uygun görüş aldı. İlk günlerde bu rakam çok düşüktü. Kimse nasıl başvuracağını bilmiyordu. Ama şimdi, herkes hızlı bir şekilde profesyonelleşiyor. Ortaya endüstrinin birçok paydaşları çıkıyor.” şeklinde konuştu.

"BAŞVURUDAKİ PROJE SAYILARI AŞAĞI DÜŞECEK"

Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda değişiklik yapılarak özellikle güneş enerjisine kaynak bazında teşvik verilmesi ile alakalı yasanın çıktığına işaret eden Hasan Köktaş, bu yasanın ilgili alt yapıları gereği Mayıs ayında duyuru yaptıklarını kaydetti. Duyurudan sonra, tanınan 1 yıllık sürede hazırlanan başvuru dosyaları ile Haziran ayında EPDK'ya lisans başvurusu gerçekleştiği bilgisini verdi. Bütün sürecin ayrıntılarının bu aşmadan sonra belirleneceğini kaydeden Köktaş, şöyle devam etti:

“İlan metninde tarım arazilerine başvuru yapılamayacağını belirttik. Dolayısıyla tarımsal arazilerini korumalıyız. Hali hazırda bize başvuran tüm dosyalarda, Gıda ve Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yapacakları yatırım tarım arazisinde olmadığına dair bilgilerin bulunması gerekiyor. Yaklaşık 600’e yakın proje sayısı var. Yaptığımız incelemeler sonucunda, başvurudaki bu rakamlar biraz daha aşağı düşecek. Belki 7 binlerin altına düşecek. Niye? Çünkü, kabul edilmemesi gereken dosyalar var. Bu incelemeler bittikten sonra, başvuru usul ve esasına uygun olmayan dosyaların kurula indirerek reddine karar vereceğiz. Kabul edilebilirler hemen, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nde incelemeye tabi tutulacak. Ondan sonrada bu dosyalar bize gelecek. Sonra bu dosyaları biz TEİAŞ’a yarışmaya göndereceğiz. Yarışmanın ardından tekrar dosya bize gelecek ve onaylayarak Resmi Gazete’de yayınlanacak. Onayın ardından retler yapıldıktan sonra, tüm proje adedini paylaşmış olacağız. Bu yarışmalardan sonra lisanslama başlayacak.”

“SİSTEMİN İÇİNE PROJE GELİŞTİRİCİLERİN GİRMESİ İMKANSIZ”

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan EPDK Başkanı Köktaş, yeni sistemin ‘çantacı’ diye tabir edilen kişilerin oluşmasına imkan verip vermeyeceği yönündeki bir soruya şöyle cevap verdi:

“Sistemin içine proje geliştiricilerinin girmesinin imkanı yok. Sistemin içinde proje geliştiricilerinin olacağını düşünmüyoruz. Sevindirici unsuru şu; Türkiye’de büyük enerji oyuncularının hemen hepsi bize başvuru vermiş durumda. Büyük oyuncular sistemin içinde. Bu önemli bir gösterge. Fakat benim bazı endişelerim var; ihale sırasında oyuncular heyecana kapılıyor, yüksek teklif vererek çok verimli projeleri yapılamaz hale getiriyor. Maalesef bunu birkaç projede yaşadık. Yüzde 42-43 gibi Türkiye’nin en güzel projelerini oldukça fazla teklifler neredeyse yapılamaz hale geldi. Bizim önceliğimiz öncelikle bu projelerin yapılabilir hale getirilmesidir. Belli kaynaklarımızdan enerji üretmektir. Bizim enerjiye ihtiyacımız var. Onun için hesapsız, kitapsız hareket ederek projeleri yapılamaz hale getirmek yerine rakam neyse onu teklif sahiplerine vermeleri bekliyoruz. Bu projelerin asıl amacı Türkiye’ye kazandırılmasıdır.”

“YERLİLİK ORANI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”

Hasan Köksal, bir başka soru üzerine; lisansız enerji üretiminde 500 KW için, yerli üretilmiş makine ekipman teşviklerin olduğunu belirtti. Köksal, “Toplam yüzde 100 yerli ekipman kullanılması ile birlikte yüzde 46’ılık ilave bir teşvik var. Onun içindir ki; makine ekipmanlarla ilgili ciddi bir patlama var. Mesela bu firma yüzde 20 oranında yerli ekipman kullanmış, bir başka çalışmanın ardından yüzde 40 oranında yerlilik oranını yakaladı. Sektör hızlı gelişiyor ve bu yerlilik oranı gerçekleştiriliyor.” diye konuştu.

“MAKUL TEKLİFLER VERİLSİN”

Sermayenin tabana yayılmasının nasıl gerçekleşeceğine ilişkin bir soruya da Köktaş, şöyle karşılık verdi:

“Elinde hesap makinesi olmayan psikolojik olarak kapılıyor bir rüzgara yüksek fiyatlar veriyor ve o projeler olmuyor. Halbuki hesap makinesi olanalar, projesini fizibilitesine bakıp ne kadarlık bir yatırım yapsa ne kadarının geri döneceğini hesap eder. Verilecek yüksek tekliflerle projeleri yapılmaz haline getirmek yerine bize tesis lazım. Yüksek teklif vererek güzel iş yapıldığı zannediliyor, oysa tam tersi. Onun için hesap kitap neyi kurtarıyorsa, makul teklifler versinler bize. Bu, ihalenin koşullarını hepimiz biliyoruz. Bu projeleri hayata kazandırmalıyız.”
CİHAN