TÜRKİYE ‘CUMHUR’ UNU SEÇECEK AMA…
HALKALI’DA GALAKSİ GÖRÜLDÜ!
-CEP TELEFONU SKANDALI'NDA İŞTE BENİM SORULARIM-
Bir önceki yazımıza seçim analizi ile başlamış, AK Parti ile onun Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın her seçimde sandıktan nasıl başarı ile çıktığını irdelemiştik. Bu haftaki yazıma da, yine bir seçim analizi ile girmek istiyorum. Ama bu seçim diğerlerinden oldukça farklı bir seçim. Halkın oylarıyla belirlenecek Cumhurbaşkanlığı secimi. Ağustos ayındaki seçimi dünyanın birçok ülkesi takip ederken Türk Halkı da kendi oyuyla ülkenin ‘Cumhur’ unu seçmenin keyfini yaşayacak. Yani bana göre tam bir demokrasi şöleni yaşanacak. Hemen burada durup bir düşünelim. Bu noktaya yani ülkemiz insanının Cumhurbaşkanını kendi oyuyla seçeceği sürece nasıl geldik.
-Genelkurmay ve Cumhurbaşkanlığı-
Cemal GÜRSEL’le start verip Cevdet SUNAY’la devam eden Genelkurmay Başkanlığı’ndan Cumhurbaşkanlığına geçiş süreci Faruk GÜRLER ile devam edecekken; TBMM'de Grubu olan partiler bu gidişata son verdiler. Peki padişahlık uygulaması gibi devam eden bu sürece nasıl nokta koyuldu derseniz onu da açıklayalım.
Faruk GÜRLER önce Genelkurmay Başkanlığı’ndan istifa etti. Cumhurbaşkanı SUNAY tarafından da kontenjan senatörü yapıldı. Sonra da Cumhurbaşkanlığına aday oldu. Hemen ardından da doğal olarak TBMM’de turlara da başlandı. Sonuçta, Gürler askerin her türlü baskısına rağmen seçilecek oyu alamadı. O döneme damga vuran ve Cumhurbaşkanlığı seçimini polemikten kurtaran söz ise Kara Kuvvetleri Komutanı'ndan geldi. Millete ve tabiki siyasetçilere ‘oh’ dedirten sözler gazetecilere yapıldı. Açıklama ise aynen şöyleydi:
"Gazeteci arkadaşlar tabii Faruk GÜRLER arkadaşımız değerli bir komutandır ama Türk Silahlı Kuvvetleri Faruk GÜRLER'in ordusu değil TÜRK Milleti’nin ordusudur." Bu sözlerle rahatlayan siyaset, Adalet Partisi’nin Cumhuriyet Halk Partisi ile anlaşarak kontenjan senatörü eski oramiral Fahri KORUTÜRK’ü seçmesiyle daha da derin bir nefes aldı.
Ülke kaosa gidiyordu..
Ülkenin kaosa gitmesinin önü açıldı. Ya Gürler’e ondan sonraki süreçte ne olduğunu soracak olursanız onu da anlatayım.Ankara’yı bilenler bilir Büyük Ankara Oteli vardı ve onun yanında da MİLKA pastanesi vardı. Gürler’i ne zaman Milka’ya gitsem orada görürdüm. Adeta hayata küsmüştü Gürler. Çevresine kendisine bu süreçte arkadan hançerleyenlerin olduğunu dile getiriyordu sık sık. Fahri KORUTÜRK’ten sonra bir türlü Cumhurbaşkanı seçemedik. Sonunda adeta fırsat kollayan askeri cunta ile yani 12 EYLÜL İhtilali ile karşı karşıya kaldık. Kenan EVREN kendini DEVLET BAŞKANI ilan etti. Daha sonraki dönemde rahmetli Turgut ÖZAL halkın içinden çıkan ilk Cumhurbaşkanı oldu. Tabii Özal’ı zamansız kaybetmemizle bu sefer köşke DEMİREL çıktı. Ardından da Ahmet Necdet SEZER. Sezer aktif siyasetin içine pek girmedi. Tabiri caizse fazla etliye sütlüye karışmadı ama onun döneminde fırlatılan Anayasa kitapçığı ise ülkede çok ciddi bir krizin çıkmasına neden oldu. AK PARTİ köşk adayı olarak Sayın Abdullah GÜL’ün adını açıklamasıyla başkent Ankara’da toz dumana karıştı.
Ayak oyunları...
Hemen araya şimdilerde de ayak oyunlarını sık sık gördüğümüz bazı güçler çıktı. Memleketi karıştıracaklar ya, 367 diye bir sav ortaya atıp TBMM 367 olmadan toplanamaz deyiverdiler. ANAP’tan Erkan MUMCU’nun ve DYP’den Mehmet AĞAR’ın partileri meclise geldiler ancak ve genel kurul salonuna girmeyerek GÜL’ün seçimini engellediler. Adalet ve Kalkınma PARTİSİ ise güçlü bir şekilde meclise geldi. Mumcu ile Ağar birleşeceğiz derken meclis dışında kaldılar sonunda ise MHP Genel Kurul’a girerek 367 krizi çözüldü. Abdullah GÜL Cumhurbaşkanı seçildi. Bunca yaşanan sıkıntıdan sonra, AK PARTİ Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ile ilgili mecliste değişiklere giderek Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi kararını çıkartılar. İşte o dönemden bu sürece böyle gelindi.
Seçim nasıl yapılacak?
Bu uygulama önümüzdeki Ağustos ayında yapılacak. Peki, diyeceksiniz ki seçim nasıl olacak onunda detaylarını sizler için araştırdım. En az 20 milletvekilinin teklifiyle aday olunabiliyor. Bu şartları taşıyan adaylar, önümüzdeki günlerde bir bir ortaya çıkacaklar. Aday olacak olanlar halkın karşısına geçecekler ve neler yapacaklarını anlatacaklar ve doğal olarak bizlerden oy isteyecekler. Finalde de aralarından biri seçilerek halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olacak!!
Gelelim madalyonun diğer tarafına.. Şimdi sizlere soruyorum sevgili okurlar, CUMHURBAŞKANI'NIN HALK TARAFINDAN SEÇİLMESİ doğru mudur? Siz ne dersiniz bilmiyorum ama bence sonuna kadar doğru. Amaaaa bence büyük asıl sorun halkın seçtiği Cumhurbaşkanının görevleri ne olacak? Yani yine Çankaya’da etliye sütlüye dokunmayıp oturacak mı? Cumhurbaşkanı seçilecek kişi, halk tarafından seçiliyor ama görev ve yetkilerinde bir değişiklik yok. Yani halk tarafından seçilecek kişi yarı başkanlık veya başkanlık yetkileriyle donatılmalı bana göre yoksa Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin bir önemi kalır mı?
Gelelim bizim gümrüğe...
Gelelim bu haftaki gümrük konularımıza….. Bu sefer öncelik sırası Halkalı Gümrüğü’nde.. İşte bu gümrüğümüzün denetimindeki bir antrepodan yapılan cep telefonu ithalatlarıyla ilgili bir takım iddiaları bundan önceki yazımda sizlere belirtmişim. Bu konuyla ilgili olarak, bana İstanbul’dan bir takım evraklar gönderildi. Evrakları tek tek inceledim. Ancak asıl aradığım soruların cevabını ne yazık ki bulamadım. Kafamda hala cevabını bekleyen sorular var. İşte o sorulardan bazılarını sizler için şöyle sıraladım.
Resmi evraklardan.. Evrakta şöyle diyor:
14341300AN049..9 nolu 27.03.2014 onaylı antrepo beyannamesinde alıcısı ……… olduğu 1450 adet Samsung Gt-i9300GALAXYS3 298.700.700 USD kıymetle ve tanesi 206 USD den beyan edilirken, hemen bir gün sonra bu antrepo beyannamesine bağlı 2 adet ithalat beyannamesi açılıyor. 14341300IM06..90 31.03.2014 saat 14.56.08’de gümrükte onaylanan bu beyannamede 725 adet Samsung Gt-i9300 GALAXYS3 beyan edilirken (bu beyanname muayene memurunca 01.04.2014’de kapanmıştır) 14341300IM06..78 31.03.2014 saat 14.56.30’da gümrükte onaylanan bu beyannamede de 725 adet Samsung Gt-i9300 GALAXYS3 beyan edilmiştir (bu beyanname muayene memurunca 03.04.2014’de kapanmıştır.)
SORULAR:
1-) İki beyannamenin de alıcıları gideceği yer kıymetler adetler kısacası her şeyi aynı ama antrepo beyannamesinde beyan edilen 1450 adet telefon ikiye ayrılıyor ve iki beyanname açılıyor. Bu iki beyannamelerin muayene memurunca kapanmaları ve de antrepodan çıkışları arasında iki gün fark var!
2-) Alıcısı menşeleri GTİP kıymetleri kısacası her şeyi ile birbirinin aynı olan ve Hatta Gümrükte Aynı Dakikada Onaylanan iki serbest dolaşım beyannamesinin muayene memurunca kapanma süreleri arasında neden iki gün fark mevcuttur?
3-) Birbirinin aynı iki ithalat beyannamesinin sunulması, ilk ithalatı yapılıp antrepodan çıktığı iddia edilen eşyaların aslında beyan edilen eşyalar olmayabileceği şüphesini doğuruyor. Herhangi bir sorunla karşılaşılması durumunda sunulacak 725 adet telefon her daim hazır bulundurulmuş olabileceği akla geliyor!.
4-) Bu cep telefonlarının (antrepoda kalış süresi bir hafta bile değildir) Şimdi diyelim ki, bu iki beyanname her şeyiyle doğru benim yukarıda sıraladığım iddialarda doğru değil! Tamam, peki SAMSUNG şirketinin 21.03.2014 tarihinde T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na gönderdiği fiyat listesinde adedinin minimum kıymeti 505 TL olmasına rağmen, bu beyannamelerde kıymetler neden bu kıymetlere yükseltilmemiştir?
Samsung şirketinden daha ucuza Samsung marka bir telefonu, başka hiçbir firmanın getiremeyeceği düşünülürse bu düşük kıymetin nedeni açıklanamaz.Adedinin 505 TL olarak hesaplanması durumunda beyanname başına 4.531TL ÖTV 815TL KDV olmak üzere 5.346 vergi farkı bulunmaktadır. İki beyannamede bu fark toplandığında 10.692TL gibi bir vergi kaybı söz konusu. Bu tip ithalatları gerçekleştirenlerin sığındığı Müsteşar Ziya ALTUNYALDIZ'ın imzaladığı 13.08.2012 tarihli genelge bu genelgenin de gözden geçirilmesinde çok fayda var.
Yine Halkalı
İstanbul HALKALI GÜMRÜĞÜ denetimindeki antrepolardan yapılan cep telefonu ithalatlarıyla ilgili son dakika yorumu..
“14341300AN04..14 nolu 18.03.2014 onaylı antrepo beyannamesinde alıcısının “H........ Teknolojileri Ürünleri.... ” olduğu 1800 adet SAMSUNG GT-I8190 GALAXY S3 MİNİ 219.600 usd kıymetle ve tanesi 122 usd den beyan edilirken, hemen bir gün sonra bu antrepo beyannamesine bağlı 2 adet ithalat beyannamesi açılıyor; (BU ANTREPO BEYANNAMESİNİN MUAYENESİ KIRMIZI HATTA SÖZ KONUSU MUAYENE MEMURUNCA GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR)
14341300IM05..54; 18.03.2014 saat 15:54:30 da gümrükte
onaylanan bu beyannamede 900 adet SAMSUNG GT-I8190
GALAXY S3MİNİ beyan edilirken (bu beyanname muayene
memurunca 19.03.2014 de kapanmıştır)
14341300IM05..66; 18.03.2014 saat 15:53:24 da gümrükte
onaylanan bu beyannamede de 900 adet SAMSUNG GT-I8190
GALAXY S3 MİNİ beyan edilmiştir (bu beyanname muayene
memurunca 20.03.2014 de kapanmıştır)
1-) İki beyannameninde alıcıları, gideceği yer, kıymetler, adetler
kısacası herşeyi aynı, ama antrepo beyannamesinde beyan edilen
1800 adet telefon ikiye ayrılıyor ve 2 beyanname açılıyor.
2-) Alıcısı, menşeleri, gtipleri kıymetleri kısacası her şeyi ile
birbirinin aynı olan VE HATTA GÜMRÜKTE AYNI
DAKİKADA ONAYLANAN 2 adet serbest dolaşım
beyannamesinin muayene memurunca kapanma süreleri arasında
neden 1 gün fark mevcuttur.
Bu iki beyannamenin muayene memurunca kapanmaları ve de
antrepodan çıkışları arasında 1gün fark var. Halbuki bu
eşyaların muayenesi antrepo beyannamesi aşamasında zaten
yapılmıştı.
3-) Birbirinin aynı iki ithalat beyannamesinin sunulması, ilk
ithalatı yapılıp antrepodan çıktığı iddia edilen eşyaların aslında
beyan edilen eşyalar olmayabileceği şüphesini doğruruyor.
Herhangi bir sorunla karşılaşılması durumunda sunulacak 900
adet telefon her daim hazır bulundurulmuş olabileceği akla
geliyor.
Bir diğer örnek ise; 11.03.2014 tarih onaylı
14341300AN03..46 nolu
ANTREPO beyannamesi;
bu beyanmaye bağlı yine aynı şekilde 14341300IM05..08 ve
14341300IM05..59 nolu beyannameler açılıyor aynı şekilde
bunlarda telefon beyannamesi ve size daha önce anlattığım
örneklerde olduğu gibi
ANTREPO BEYANNAMELERİ KIRMIZI HATTA AYNI
MUAYENE MEMURUNCA MUAYENE EDİLİP
KAPANMASINA VE AYNI DAKİKADA İTHALAT
BEYANNAMELERİ AÇILMASINA RAĞMEN, BU
BEYANNAMELERİN AYNI MUAYENE MEMURUNCA
KAPANMALARI VE ANTREPODAN ÇIKIŞLARI ARASINDA
1 GÜNLÜK BİR FARK MEVCUT! (bu seferki örnekte
antrepo beyannamesi 4 kalem ithalatlar ise 2 şer kalem şeklinde)
AYRICA SON VERİLEN ÖRNEKTE, EŞYA BAŞKA BİR
ANTREPOYA İNMİŞ VE ORADA İTHALAT İŞLEMLERİ
OLMUŞTUR. NE HİKMETSE O ZAMANDA AYNI
MUAYENE MEMURU O ANTREPODA GÖREVLİ İDİ.
VE DE MART AYI BOYUNCA H........ FİRMASININ TÜM
TÜRKİYE'DE SADECE 3 ADET ANTREPO VE 6 ADET
İTHALAT BEYANNAMESİ OLUYOR VE BUNLARIN
HEPSİ FARKLI ANTREPOLARDA (2 ANTREPO) VE
FARKLI ZAMAN DİLİMLERİNDE OLMASINA RAĞMEN
NE HİKMETSE AYNI MUAYENE MEMURUNA DENK
GELİYOR,
BU FİRMANIN SON 6 AYDA BAHSETTİĞİM
İTHALATLARI DIŞINDA SADECE 1 ANTREPO
BEYANNAMESİ VE ONA BAĞLI
3 İTHALAT BEYANNAMESİ OLUYOR Kİ, ŞUBAT
AYINDA TESCİLLİ BU BEYANNAMELERDE
KIYMETLER BAŞKA BİR MUAYENE MEMURU
TARAFINDAN DÜŞÜK BULUNDUĞUNDAN
YÜKSELTİLİYOR.”
-YAZARIN SON DAKİKA FLAŞ İSTANBUL NOTUDUR-
‘SERAMİK KARO’ DİYE BEYAN ETTİLER, KONTEYNIRIN İÇİNDEN TÜFEKLER TABANCALAR ÇIKTI!
K….. turizm firmasının Ambarlı Gümrüğü’nün 30795 nolu 14.02.2014 tescilli beyanı seramik karo konteynırında, 500 adet tüfek - 10 tane mega tüfek - 400 tane saka marka tüfek - 600 adet sera marka tüfek - 3.000 adet tabanca çıktı. Yetkililer bu olayla ilgili olarak geniş çaplı soruşturma başlattı. Konuyla ilgili köşe yazım ise, bilgi ve belgeleriyle çok yakında yine bu sütunlarda olacak. Bekleyin!..
-YAZARIN NOTLARI-
1-) T.Ö. Halkalı’nın neresinde çalışıyor?
2-) Halkalı Gümrüğü’nün denetimindeki bazı antrepolardan, telefon aksam ve parçaları bunun yanı sıra marka çakma eşyaların ithalatlarının yapıldığı iddia edilmektedir. Elimde zaten bu konuyla ilgili olarak somut bilgi ve belgeler mevcut olup, yetkilerin biran evvel harekete geçmesini bekliyorum. Buradan duyurulur!..
3-) Ege Gümrük Ticaret Bölge Müdürlüğü İzmir Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin, bir antrepoya ve bir işyerine yaptıkları operasyon sonucunda tam 1 MİLYONLUK alkollü içki ele geçirdiler. Bundan sonraki yazımda, bu operasyonun tüm ayrıntılarını birer birer açıklayacağım.
4-) Ambarlı Gümrüğü’nde başarılı bir çalışma neticesinde, bir konteynırda yaklaşık olarak 800.000TL’lik kalem ele geçirildi.
5-) Aman dikkat!! Halkalı Gümrüğü yetkileri sahte teminat mektuplarıyla çekilmek istenen İstanbul Mali Şube ve Dönemin Büyükçekmece Kaçakçılık Savcısı Mustafa Kemal GÜL’ün el konulması kararı alınan kumaşları antrepolardan değiştirildiği iddiasına dikkati çekmek isterim.
6-) Ambarlı Gümrüğü’nde ele geçirilen binlerce ünlü marka saatlerin polisçe operasyon yapılacağının bilgisini alan başta AMBARLI TAHTAKALE Ve SİRKECİ’DEKİ organizatörler kendilerini ihbar etmişlerdir. Bu saatlerle ilgili önemli bir iddia ise, bu saatleri TASİŞ AMBARINDAN DEĞİŞTİRİLECEĞİDİR…