HALKIN ÜZERİNDEKİ KENE.. BELEDİYELER (2) NASIL SOYUYORLAR?

Ufuk TÜRKYILMAZ

Halkın üzerindeki kenelerin en büyüğü olan belediyelerde yaşanan hukuksuzlukları, zenginleşmeyi ve bizlerin yani bu ülkede yaşayan vatandaşların nasıl fakirleştiğini, vergilerimizin nerelere  harcandığını sizlere birinci yazımızda maddeler halinde yazdım.  Aynı yazımda harcanan bu paralar nedeniyle kasaları boşalan ve borç batağına düşen, emekçisinin maaşını veremeyen belediyelerin borçlarını da devletin verileri ile kalem kalem paylaştım. 

'ÖRNEKLER VERECEĞİM' DEMİŞTİM 

Birinci yazımın sonuna belediyelerin vatandaşı, devleti nasıl soyduklarına kamunun paralarını nasıl hiç ettiklerine örnekler de vereceğim demiştim. Belediyelerdeki haksız menfaatler, zenginleşmelere birinci örnek olarak konser, şenlik ve doğrudan mal alımlarını örnek göstermiş ve şöyle demiştik ;

  1) İhaleler, doğrudan teminler , şenlik harcamaları. İhalelerde rüşvet payının yüzde 30'a kadar çıktığı söylenmektedir.  Özellikle konser ve şenliklerde sahne alan sanatçılara ödenen meblağlar ile kesilen faturalar arasındaki dağlar kadar büyük farklar oluşmaktadır. Ve bu farkın açıklanmaması rüşvetin karinesidir. 

Örnekleyecek olursak...

2 saatlik sahne performansı için belediye kasasından ya da en doğru tabiri ile cebimizden çıkan para şöyle:

Tarkan konserine 23 milyon 121 bin TL, Gülşen konserine 10 milyon, Sertab Erener konserine 8 milyon, Kenan Doğulu konserine 12 milyon (BU arada organizatör yani iş verilen firma aynı firma). Devam edelim Kıraç konserine 1 milyon, Bu rakamları veren daha doğrusu saçan İzmir Büyükşehir Belediyesi. Ve bunlar sadece 30 konserden size verdiğim 3-4 örnek. E şimdi İzmir Büyükşehir Belediyesi yapar da ilçe belediyesi durur mu? Bakın İzmir'de küçük bir ilçenin çoğumuzun tanımadığı Sinan Akçıl'a verdiği para tam 4 milyon lira. Aynı belediyenin 1 yıl içerisinde Sibel Can, Funda Arar, Gülben, İbrahim Tatlıses, Linet, Seda Sayan, Hadise Ümit Besen, Kolpa, Sertap Erener, Kibariye, Arif Susam, Cengiz Kurtoğlu, Murat Boz, Şafak Sezer, Suzan Kardeş vs verdiği kamu parası 112 milyon lira. Arşivime göre İzmir'de 31 belediyenin 5 yıl içerisinde düzenlediği konser sayısı ise 133. Ve bu 133 konserin tamamı vatandaşın yani devletin kasasından ödenmiş devasa paralar. Bu hiçbir hesabı sorulmayan, hoyratça harcanan, çoğu ceplete indirilen para trafiğini abartısız söylüyorum günlerce, aylarca yazabilirim sizlere.

İKİNCİ ÖRNEĞİMİZE GELECEK OLURSAK

Yani belediyelerin yaptığı doğrudan alımlara. Bakın Allah aşkına bir devlet kamunun parasının çalınması için böyle bir ihale maddesi çıkarır mı? Nedir biliyor musunuz Doğrudan alım yada doğrudan temin yöntemi. Şöyle tanımlamışlar hırsızlar vatandaşın parasını yesin diye ' 

Doğrudan temin yöntemi, Kamu İhale Kanunu'nun, 22. maddesine göre ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın, Kanun'un öngördüğü parasal sınırı aşmadan, onay alınarak ve piyasa fiyat araştırması yapılarak gerçekleştirilen bir satın alma işlemidir.

Hemen bir örnek verelim doğrudan götürenlere.  İzmir'de gecekondu ve gariban vatandaşların oturduğu küçük bir ilçe belediyesinin Sayıştay müfettişlerince incelenmesi sonrasında hazırlanan rapor şöyle diyor.

Yapılan incelemede; a) Toplam tutarı 1.888.175,91 TL olan araç kiralama hizmeti için, çeşitli işlerde T.C. Sayıştay Başkanlığı İzmir Çiğli Belediyesi 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu 32 kullanılmak üzere 5 tanesi kamyon, 1 tanesi minibüs, 15 tanesi kamyonet ve 6 tanesi de binek araç olmak üzere toplam 27 aracın beş ayrı firmadan on dört parçaya bölünmek suretiyle açık ihale yapılmaksızın pazarlık usulü ile birlikte doğrudan temin yöntemiyle alındığı, b) Toplam tutarı 1.992.350,00 TL olan çeşitli evsafta eldiven alımının dört firmadan altı parçaya bölünmek suretiyle doğrudan temin yöntemiyle alındığı, c) Toplam tutarı 1.281.313,56 TL olan klima alımlarının üç firmadan yedi parçaya bölünmek suretiyle açık ihale yapılmaksızın pazarlık usulü ile birlikte doğrudan temin yöntemiyle alındığı, d) Toplam tutarı 1.153.606,80 TL olan spor malzemesi alımlarının iki firmadan üç parçaya bölünmek suretiyle doğrudan temin yöntemiyle alındığı, tespit edilmiştir.     

İzmir'de küçüçük bir ilçe belediyesi bunu yapıyorsa daha büyük ilçe belediyeleri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin doğrudan temin de verdiği kamu paralarını siz düşünün artık. 

Yukarıda da dediğim gibi halkın üzerine kene gibi yapışmış, hiç bir hesap sorulmayan, A partisinin de B partisinin de belediye başkanı ve tabiki beraberinde çalışan üst düzey görevlilerin  yaptığı bu işlerin maliyeti bizlere, vatandaşlara, çocuklarımıza hatta ve hatta daha doğmamış çocuklarımızın üzerine çıkıyor. Onlar zevk içerisinde ve hızla zenginleşirken bizler her geçen gün yoksullaşıyoruz. 

Tekrar söylemek isterim. Bu verdiğim örneklerden günlerce, aylarca yazabilirim size. Sizlerde nasıl soyulduğunuzu, evlatlarınızın geleceğinin nasıl çalındığını öğrenmek istiyorsanız çok basit. Devleti soyanları denetleyen devlet kurumu (ne acıdır) Sayıştay'ın web sayfasına girin bilgilenin...

YAZAR NOT: Belediyelerdeki harcamalar ile ilgili Ankara'dan öğrendiğim çok önemli kulis bilgilerini önümüzdeki yazımda yazacağım sizlere..