‘HAYALİ İHRACAT’ HORTLADI!!
Sevgili okuyucularım; son yazılarımda sizlerin dikkatini TASİŞ'te meydana gelen usulsüzlüklere çekmiştim. Devletin önemli kurumlarından biri olan TASİŞ'te kimlerin, nasıl haksız kazanç elde ettiklerini belgeleriyle gözler önüne sermiştim. Şimdi izin verirseniz, size bir süredir anonsunu yaptığımız başka bir önemli soruşturma dosyasını daha aktarmak istiyorum. Ama merak etmeyin!.. TASİŞ ile ilgili yazılarıma ve araştırmalarıma son vermiş değilim. Bu kurumla ilgili tüm iddiaları, basın meslek ilkelerine uyarak tabiî ki dile getirmeye devam edeceğim.
Kumport'ta hayali ihracat ürünü var!!
Şimdi gelelim Ambarlı Gümrüğü'nde 7.2 şiddetinde depreme yol açan hayali ihracat dosyasına.. Günlerden 08.01.2010. Saat 16.05. Gümrüklerden Sorumlu Bakan Hayati Yazıcı'nın büyük önem verdiği ve açılışını yaptığı Alo 136 Gümrük Hattı'nın telefonları acı acı çalar. Telefonu arayan erkek kişi, görevli memura çok önemli şeyler anlatmaktadır. İhbarcı telefonda, Ambarlı Kumport Limanı'nda bulunun GLDU207463-6 nolu konteynırların içerisinde hayali ihracat yükü olduğunu iddia eder.
İhbarcı, Ambarlı Gümrüğü'nden 'kapı ihraç ediyorum' diye beyanda bulunan şirketin aslında kapı değil; 'peçete kâğıdı' ihraç ettiğini de sözlerine ekler. İhbar üzerine harekete geçen İstanbul Kaçakçılık İstihbarat Muhafaza ve Narkotik Müdürlüğü ile Ambarlı Gümrük Muhafaza ekipleri, Ambarlı Gümrüğü Kumport Limanı'ndaki konteynırların yanına giderek ihraç işlemlerini durdurur.
Kapı değil, Peçete çıktı!
Gümrük yetkilileri, K... Dış Ticaret adına gümrüklenmiş konteynırlarla ilgili belgeleri incelediklerinde ise, konteynırların içerisinde 1,5 Milyon Dolarlık PVC kapı ve pencere yüklü olduğunu görür. Ancak ihbar doğrultusunda konteynırlar açılınca tam anlamıyla şok yaşanır. İçerisinde 'kapı var' diye yüklenen konteynırlardan çuval çuval ‘peçete kâğıdı’ çıkar. Dış Ticaret Şirketi'nin yetkililerini de olay yerine çağırmak isteyen gümrük yetkilileri, şirketin 0212 4815... nolu telefonunu defalarca aramalarına karşın kimseye ulaşılamaz.
Savcı Olaya El Koydu
Gümrük ekipleri, Alo 136'ya yapılan hayali ihracat ihbarının doğruluğunun teyit edilmesinden sonra durumu Büyükçekmece Nöbetçi Savcısı Dursun Yüzer'e bildirir. Yüzer, gümrük ekiplerine verdiği emirde, Beyana aykırı çıkan gümrük eşyalarına el konulmasını; şüpheli veya şüphelilerin ifadelerinin alınmasını ve oluşturulacak dosyanın savcılık makamına sunulmasını ister.
'Audi Jeep'le Ankara'ya gelmişler!!
Değerli okuyucularım; şimdi soruşturma belgelerinde 917.874,31 Dolar Hayali İhracat olduğu belirtilen olayın özeti işte böyle. Ama beni bilirsiniz bayılırım olayların perde arkasını yazmaya.. Nasıl yazmayayım bakın şimdi. Hayali ihracatı gerçekleştirmeye çalışan bu kişiler, olayın öncesi Ankara'ya gelirler. Hem de ne geliş. Kocaman, ferah jeepleriyle..
“Cezayirli bir işadamıyım” demiş!..
Jeepin arkasındaki kişi, hayali ihracatın da arkasındaki kişidir. Kendisini gümrük yetkililerine (buraya dikkat edin sevgili okuyucularım) 'Cezayirli İşadamıyım' adım da 'BATTAL' diye tanıtır. Bu esmer, iri kıyım ihracatçımız önemli yetkililerle görüşüp işini ayarladıktan sonra İstanbul'a geri döner. Ama karşılıklı zirvelerin ardı arkası kesilmez. Bu sefer bazı yetkililerimiz, Battal ihracatçımızı ziyaret etmek ve görüşmek ister.
SİMİT CAFEDE HAYALİ İHRACAT KONUŞMASI
Görüşmede yeri de bir hayli ilginçtir. Görüşme, Battal ihracatçımızın simit cafesinde yapılıyor. Hoş simit cafenin ortağı da tanıdık isimdir ya şimdilik neyse.. Görüşmeler yapılır iddiaya göre ve hayali ihracatın zemini hazırlanır. Bu süreçte, Ambarlı Gümrüğü'ndeki bazı kişilere soruşturmaya konu olan ihracatın üzerine fazla düşülmemeleri söylenir. Daha da ötesi, bu görevliler tehdit bile edilir.
Ancak unutmayalım ki ülkesini, vatandaşını, bayrağını seven kamu görevlileri de var bu ülkede!. Hayali yükü yakalandığı andan itibaren tehdit edilen bu gümrükçüler, kanuni ne işlem varsa hepsini layıkıyla yerine getirir. Dosya Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na intikal ettirilir.
Kolcuya iki sözüm var..
Şimdi sevgili okuyucularım; bu olayın değişik bir perde arkası daha var. Burada bu malı kontrol eden eski adıyla 'kolcu' yeni adıyla 'gözetim memuru' olan ve adının ŞEHMUZ olduğu söylenilen arkadaşa bir iki sözüm olacak. Bak kardeşim, bu belgeleri sana göndermişler. Yani ihracat Beyaz hat’tan işlem yapılmış. Sen hiç merak etmedin mi? Bu mal gerçekten de kapı mı pencere mi? diye. Bırak merakı bu senin zaten görevin değil mi? Kurşun mühürü neye göre sıktın sen?. Neyse bunları herhalde müfettişler araştıracak ve soruşturacaktır. Onlar sormazsa bunun hesabını sormak benden..
Hepinize şimdiden iyi haftalar diliyorum.