HAYVAN SEVGİSİ, SADECE BİR DUYGU DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR SORUMLULUKTUR / 2

Baki ŞİMŞEK

2.BÖLÜM

**** Eğitim ve Farkındalık

Hayvan hakları konusunda toplumsal farkındalığı artırmak, eğitim yoluyla gerçekleştirilebilecek en önemli adımlardan biridir. Okullarda, üniversitelerde ve toplum merkezlerinde verilen eğitim programları, hayvanların davranışları, ihtiyaçları ve duygusal yapıları üzerine bilgi sunarak genç nesillerin daha bilinçli bireyler olarak yetişmesine katkı sağlar. Hayvanların yaşam hakları, insanların etik sorumlulukları ve ekosistem dengesi konularında yapılan eğitimler, bireylerin hayvanlara karşı daha duyarlı hale gelmesine yardımcı olur. Toplumsal projeler ve kampanyalar da bilinçlenmeyi artırmak için etkili bir araçtır. Farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen seminerler, konferanslar ve açık hava etkinlikleri, hayvanların yaşadığı sorunları gündeme getirerek toplumsal duyarlılığı artırır. Medyanın bu tür etkinliklere olan ilgisi, hayvan haklarının daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. Sosyal medya, aktivistlerin mesajlarını yaymak ve davetlerde bulunmak için kullandığı en güçlü araçlardan biri haline gelmiştir. Bu platformlar aracılığıyla, dünya genelinden milyonlarca insanın dikkatini çeken kampanyalar düzenlenmekte ve hayvanların yaşadığı sömürü, istismar ve ihmal gibi konulara dair bilinç oluşturulmaktadır.

**** Hayvan Hakları ve Endüstriyel Tarım

Endüstriyel tarım, hayvan hakları açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir. Hayvanların topluca kesim için yetiştirildiği bu sistemde, insan odaklı ekonomik kazançlar ön planda tutulmakta ve hayvanların yaşam şartları göz ardı edilmektedir. Fabrika çiftliklerinde, hayvanların doğal davranışları kısıtlanmakta, kalabalık ve stresli yaşam koşulları altında yaşamaya mahkûm edilmektedirler. Bu tür uygulamalar, sadece hayvanların haklarını ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda insan sağlığını da tehlikeye atan unsurlar içermektedir. Hayvanların sağlıklı bir yaşam sürmeleri için gerekli olan alan, beslenme ve bakım gibi ihtiyaçların göz ardı edilmesi, et ve süt endüstrisinin sürdürülebilirliğini de tehdit etmektedir. Bilimsel araştırmalar, bu tür üretim sistemlerinin çevresel etkilerini gözler önüne sermekte, doğal kaynakların tükenmesine ve ekosistemin dengesinin bozulmasına yol açmaktadır. Ayrıca, endüstriyel tarım yöntemleri, zoonotik hastalıkların yayılmasına da neden olarak insan sağlığını tehdit etmektedir.

Bu sorunların üstesinden gelmek için organik tarım, sürdürülebilir çiftlik uygulamaları ve etik üretim sistemleri gibi alternatif yöntemler, toplumların daha sağlıklı, etik ve çevre dostu bir tarım pratiğine yönelmesini sağlamaktadır. Bu tarz uygulamalar, hayvanların da refahını gözeten bir anlayışı benimsemekte ve bireylerin gıda seçimleriyle hayvan haklarını koruma çabalarını desteklemektedir.

**** Hayvan Hakları ve Etik Tüketim

Bireylerin günlük yaşamlarında hayvan haklarına duyarlı seçimler yapması, hayvanların haklarını korumanın en etkili yollarından biridir. Etik tüketim anlayışı, sürdürülebilir ve hayvan dostu ürünlerin tercih edilmesini vurgulamakta, insanlara alışverişte nasıl bir etki bıraktıklarını düşünmeleri için bir fırsat sunmaktadır. Tüketicilerin alışkanlıklarını değiştirmeleri, hayvanların yaşam standartlarını olumlu yönde etkileyebilecek bir güç taşımaktadır. Markalar ve ürünler konusunda bilgi sahibi olmak, tüketicilerin seçimlerini bilinçli bir şekilde yapmalarını sağlar. Hayvan dostu sertifikalar, organik ve cruelty-free (acımasızlık içermeyen) ürünler, bireylerin hayvan haklarına verdiği önemi göstermektedir. Ayrıca, vegan ve vejetaryen ürünlerin artış göstermesi, gıda endüstrisinin değişen tüketici taleplerine etkili bir yanıtı olarak ön plana çıkmaktadır.

**** Uluslararası Hayvan Hakları İnisiyatifleri

Hayvan haklarını koruma çabaları, uluslararası alanda da kendini göstermektedir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, hayvan haklarını tanıma ve uluslararası düzeyde koruma sağlama konusunda çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Bu tür girişimler, devletleri hayvanlarını koruyacak yasal düzenlemeler yapmaya ve bu konudaki taahhütlerini yerine getirmeye teşvik etmektedir. Dünya çapında yürütülen kampanyalarda, hayvan hakları savunucuları, etkili politikalar geliştirilmesini ve hayvanların hakları için mücadele eden vatandaşların seslerinin duyulmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Uluslararası düzeyde yapılan bu çalışmalar, hayvanların refahını artırmaya yönelik ortak standartların belirlenmesine katkıda bulunmaktadır.

**** Hayvan Hakları Hareketinin Geleceği

Gelecek, hayvan hakları açısından umut verici sinyaller taşımaktadır. İnsanların hayvanlara bakış açıları ve hakları konusundaki bilincin artması, bu hareketlerin yaygınlaşmasına ve daha kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmesine yol açmaktadır. Hayvan hakları, sadece hukuki ve etik bir mesele olmaktan çıkıp, toplumsal bir sorumluluk olarak kabul edilmeye başlanmaktadır. Bu süreçte genç nesillerin, hayvan hakları savunuculuğuna daha fazla katılım göstermesi, gelecekte daha adil bir dünya yaratma yolunda önemli bir adım olacaktır. Eğitim, farkındalık ve duyarlılık, bu amaç doğrultusunda atılan adımların başında gelmektedir.

Hayvan hakları meselesi, etik, hukuki ve toplumsal boyutlarıyla birlikte ele alındığında, karmaşık ama bir o kadar da önemli bir konudur. Bu alandaki ilerlemeler hem hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmekte hem de insanlık adına bir sorumluluğun yerine getirilmesine katkı sağlamaktadır. Hayvanların haklarının tanınması, sadece onların yaşamına değil, aynı zamanda insan hakları ve toplumsal adalet ilkelerine de derin bir etki yapmaktadır.

Etik, hukuki ve toplumsal farkındalığın artırılması yoluyla, hayvan haklarının evrensel kabul görmesi ve bunların korunması mümkün olacaktır. Üzerine düşünülmesi ve tartışılması gereken önemli bir mesele olan hayvan hakları, her bireyin ve toplumun kendi üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmesi gereken bir konudur. Bu yolda atılan her adım, daha adil, daha etik ve daha duyarlı bir toplumun inşasına katkıda bulunacaktır.

3.BÖLÜM

Elbette, Avrupa ülkelerindeki başıboş köpeklerle Türkiye'deki başıboş köpek konusunu analiz ederken, genel rakamlar, politika ve uygulamalar açısından karşılaştırmalar yapmak mümkündür. Aşağıda belirtilen bilgiler, 2023 itibarıyla mevcut veriler baz alınarak oluşturulmuştur.

### Türkiye’deki Başıboş Köpekler

1. **Köpek Sayısı**:

- Türkiye'de başıboş köpek sayısının yaklaşık **250.000** ile **1.000.000** arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayı, resmi verilere göre değişmekte ve bölgesel farklılıklar göstermektedir.

2. **Yasal Düzenlemeler**:

- **Hayvanları Koruma Kanunu (5199)**: Türkiye’de 2004 yılında çıkarılan bu yasa, başıboş hayvanların korunması, rehabilitasyonu ve kontrolü konularında hükümleri içermektedir. 5199 sayılı kanun, başıboş köpeklerin kısırlaştırılmasını, aşılanmasını ve barınaklarda korunmasını teşvik etmektedir.

3. **Barınak ve Rehabilitasyon**:

- Türkiye’deki birçok belediye, başıboş hayvanlar için barınaklar kurmakta, ancak çoğunlukla yetersiz kapasiteleri ve kaynakları nedeniyle etkili bir şekilde yönetilememektedir. Örneğin, büyük şehirlerdeki barınaklar genellikle yüksek doluluk oranına sahiptir.

4. **Veteriner Hizmetleri**:

- Türkiye'de başıboş köpekler, genellikle belediyeler ve sivil toplum kuruluşları tarafından tedavi edilmekte, ancak kırsal bölgelerde bu hizmetler sınırlı kalmaktadır. Yerel yönetimler, kısırlaştırma ve aşılama çalışmalarında genellikle destek aramaktadır.

Avrupa Ülkelerindeki Başıboş Köpekler

1. **Köpek Sayısı**:

- Avrupa'da başıboş köpek sayısı, ülkelere göre değişkenlik göstermekte ve genellikle daha düşük rakamlardadır. Örneğin, bazı raporlarda Avrupa Birliği genelinde başıboş köpek sayısının birkaç yüz bin civarında olduğu ifade edilmektedir. Daha spesifik verilere göre:

- **Bulgaristan**: Yaklaşık **100.000** başıboş köpek.

- **Yunanistan**: Yaklaşık **150.000** başıboş köpek. Ancak Yunanistan genelinde bu sayı yüksek, özellikle de diğer Güney Avrupa ülkelerine kıyasla.

- **İspanya**: Yaklaşık **300.000** başıboş köpek olduğu tahmin edilmektedir.

2. **Yasal Düzenlemeler**:

- Avrupa’da genel olarak daha katı hayvan hakları yasaları ve uygulamaları bulunmaktadır. Ülkelerin çoğu, başıboş köpeklerin korunması için çeşitli yasalar uygulamakta ve bu yasalar, başıboş hayvanlarla ilgili daha etkili politikaların benimsenmesine olanak tanımaktadır.

3. **Barınak ve Rehabilitasyon**:

- Avrupa’da birçok ülkede, başıboş hayvanların barınma ve rehabilitasyonu hususunda daha iyi sistemler bulunmaktadır. Örneğin, İskandinav ülkeleri genellikle başıboş köpeklerin sorunsuz bir şekilde rehabilitasyonunu sağlayan etkili barınak sistemlerine sahipken, güney Avrupa ülkeleri de bu konuda çaba harcamaktadır.

4. **Veteriner Hizmetleri**:

- Avrupa’daki başıboş köpekler için veteriner hizmetleri sıklıkla daha kapsamlıdır. Aşılama programları, kısırlaştırma çalışmaları ve köpeklerin bir arada yaşama yeteneklerini artırmak için çeşitli sosyal programlar uygulanmaktadır.

Avrupa Ülkeleri ve Türkiye'deki köpek sorununun boyutlarını rakamlarla karşılaştırmak mümkündür:

Avrupa Ülkeleri:

- Avrupa Birliği'nde tahmini 100 milyon ev hayvanı bulunmaktadır.

- Başıboş köpek sayısının 1-2 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

- Örneğin İspanya'da 300.000-500.000, Romanya'da 300.000-600.000 başıboş köpek olduğu belirtiliyor.

- Avrupa genelinde başıboş köpek sayısı, toplam ev hayvanlarının %1-2'si civarındadır.

- Pek çok Avrupa ülkesi, başıboş köpek sorununun üstesinden gelme konusunda ilerleme kaydetmiştir.

Türkiye:

- Türkiye'de toplam köpek sayısının 10 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor.

- Başıboş sokak köpeklerinin sayısının ise 4 milyona ulaştığı belirtiliyor.

- Türkiye'deki başıboş köpeklerin, toplam köpek nüfusunun %40'ına denk geldiği görülüyor.

- Başıboş köpek sorunu, Türkiye'de Avrupa'ya kıyasla daha yüksek oranlarda seyretmektedir.

- Türkiye'nin, başıboş köpek sayısını azaltma ve kontrol altına alma konusunda daha fazla çaba sarf etmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, Avrupa ülkelerinde başıboş köpek sorunu daha kontrol altında tutulabilirken, Türkiye'de hala önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Türkiye'nin, Avrupa'daki iyi örnekleri inceleyerek ve kapsamlı yasal-kurumsal düzenlemeler yaparak, bu soruna daha etkin çözümler bulması gerekmektedir.

KARŞILAŞTIRMALI TABLO

Konu

Türkiye

Avrupa ülkeleri (ortalama)

Başıboş Köpek Sayısı

4.000.000 (2024 verileri)

Ülkeye Göre Değişmekle Birlikte 2022 Verilerine Göre Ülke Bazında Yaklaşık 100.000-300.000 arası; (Tüm Avrupa Ülkelerinde 1-2 Milyon Arası Olduğu Tahmin Ediliyor)

Yasal Düzenlemeler

Hayvanları Koruma Kanunu (5199)

Daha Katı kuralları olan Hayvan Hakları

Barınak ve Rehabilitasyon

Yetersiz Barınak ve Kapasiteler

Çok Etkili Barınak ve Rehabilitasyon Sistemleri

Veteriner Hizmetleri

Sınırlı hizmet, özellikle kısal alanlarda hemen hemen yok.

Daha iyi ve sertifikalı veteriner hizmetleri.

Genel anlamda, Türkiye’de başıboş köpeklerin sayısı oldukça yüksektir ve bu durum, hayvan hakları açısından çeşitli sorunları beraberinde getirmektedir. Avrupa ülkeleri, başıboş köpeklerle ilgili sorunları daha iyi yönetme konusunda daha etkili stratejiler geliştirmiştir. Türkiye’de yapılan yasal düzenlemeler ve barınma şartlarının iyileştirilmesi gerektiği ortadadır. Bu konuda yapılacak iyileştirmeler, başıboş köpeklerin yaşam standartlarını artırmak ve hayvan hakları konusunda daha duyarlı bir toplum yaratmak açısından büyük önem taşımaktadır.

Biraz daha ileriye giderek diyebilirim ki, hayvanlara gösteremediğimiz sevgi ve hayvan haklarına veremediğimiz etik ve ahlaki nedenlerden dolayı AB müktesebatına uyumsuzluğumuz yakın bir zamanda gündeme gelebilir.