Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Sözleşmedeki süre 36 ay. 36 ayda buranın bitmesi gerekiyor. İnşallah Başakşehir Şehir Hastanesi 36 aydan daha kısa sürede hizmet vermeye başlar.
Şehir hasteneleri projesi benim hayalimdi. Artık 11 yılı Mart 15'te başbakan olarak dolduruyorum.
Yoksul kardeşim yeri geldi rehin alındı. Hastanede rehin alındı. Hani bunlar halkçıydı? Yeri geldi ölen vatandaşı bile rehin aldılar. Ölü yaa, ölü rehin alınır mı? Bu ülke bunları da gördü. Tedavi, ilaç dertti. Bu halkçıyız diyenelr halkın derdinden anlamadılar. Kendi halinde bıraktılar.
Benim vatandaşım istediği eczaneden istediği ilacı alabiliyor.
Bunları neden yaptık. Televizyon ekranlarında anlatılan Kanuni'nin değil gerçek Kanuni'nin torunlarıyız. "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat" gibi diyen Kanuni'nin torunlarıyız. Dolayısıyla, halkımız için ne gerekiyorsa onun adımlarını atıyoruz.
Hastaneye gitmek, ilaç almak başlıbaşına hasta eden bir süreçti.
Sağlık sistemini yeniledik. Bir röntgen için 6-7 ay sonraya gün verirlerdi. Şimdi böyle bir sıkıntı var mı?
Bir genç sporcumuz Mısır'da rahmetli oldu müsabakada. Şimdi jet ambulansımız O'nu almaya gidiyor.
Herkesin bir doktoru olsun istedik. Evlere doktorların gelemsini sağladık. Aile hekimliğini kurduk.
Dünyada sağlıkta nereye varılırsa biz de oraya varacağız. Şehir hastaneleri böyle bir ihtiyacın, böyle bir hayalin sonucu ortaya çıktı.
Eskiden 10 yataklı odalarla hastaneler koğuş sistemiydi. Sağlam gir hasta çıkarsın.
Halkına değer verdiği için, milli iradeye sahip çıktığı için o malum çevreler sevmediler, yaşatmadılar. Aynısı şimdi bize yapmaya çalışıyorlar.
AK Parti iktidarı gençliği eli sopalı olmayacak. Bilimde öne çıkacak.
Ekonomisi güçlü olan bir ülke var artık dedikoduları bırakın.
Başörtülüleri okula sokmadılar. Siz uzaya uydu gönderdiniz de benim kızımın başörtüsü uydunuzu mu engelledi? Bu kızlarımıza zulüm değil miydi?
Artık devlet kurumlarında da kızlarımız başörtüsüyle çalışabiliyor mu? Daha da iyi olacak, bu ülkenin normalleşmesi lazım.
Tek millet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı dedik. 'Tek Bayrak' dedik. Böyle anlamlı bir bayrağımız var. Bunun dışında bayrak telaffuz edenler bu ülkeye zarar verir.
'Tek vatan' dedik. Vatanın üzerinde operasyona asla müsade etmeyiz.
Hükümet ne yapıyor, muhalefet ne yapıyor? Bu karşılaştırmanızı istiyorum.
Yolsuzlukların olduğu bir ülkede enflasyon tek haneye düşer mi?
Bakınız 3. Köprü yapılıyor, rahatsızlar. Şimdi Marmaray'ın güneyinde bir tüp geçit daha yapıyoruz. Rahatsızlar.
Engellemelere rağmen Kanal İstanbul'u yapacağız. Çevreci bir anlayışla yapacağız.
Paralel yapıdan kapınıza bazı ablalar gelebilir, onlara "Biz halimizden memnunuz. Sizin kendinize güveniniz varsa partinizi kurup öyle gelip" deyin.
MİT mensubuna silah doğrultuyorlar. Bunlar kendi ülkelerinin istihbarat teşkilatına silah doğrultacak kadar vatana ihanet halindeler.
Paralel yapının savcısı, sen benim bilgim, iznim olmadan MİT'e müdahele edemezsin. Bu ihanetin, ajanlık, casusluk faaliyetinin hesabını herkesten soracağız. Kim talimat veriyor, kimler adına bunları yapıyorlar, bu ihanetin hepsinden hesabını soracağız. Talimat veren elebaşından da soracağız.
Açık açık söylüyorum. Biz bu manşetlerle çarpışarak büyüdük. Ellerinden geleni yapsınlar, ne becerileri varsa ortaya koysunlar, biz bunlara boyun eğmeyeceğiz.
Gezi olaylarında başörtülülere yapılan saldırıları görmüyorlar. Adli tıp raporuna itibar etmiyorlar. Elinizden geleni yapın. Ey medya, son manşeti 30 Mart'ta sandıkta benim milletim atacak.
Düşünceniz, siyasi anlayışınız ne olursa olsun adalet için vicdanınızın sesini dinleyin. Bu operasyonların, darbe girişimlerinin hesabı sorulur. Bu paralel yapı, milletvekillerinin, işadamlarının, sanatçıların da kayıtlarını tutmuş. O kayıtlarla şantaj yapıyorlar. Bu tehdide, şantaja boyun eğmeyin. Bu kasetçilerin Türkiye'ye ihanet etme çabasına ortak olmayın. Birlik olursak bu kaset siyasetinin hesabını sorarız.
Bu paralel yapının içindeki kardeşlerime sesleniyorum. Hoca, abi, abla dedikleriniz hem size, hem de kendi ülkelerine ihanet içindeler. Ülkenize kast etmiş durumdalar. Sevgili Peygamberimize yapılan, hakaret, saygısızlık ortada. Peygamberimiz Miraç'tan iniyor, bir kamyona biniyor. Bu nasıl bir anlayıştır. Dağıttılar bunlar. Sevgili Peygamberimiz, rüyada tweetleri iki katına artırın diyormuş. Uzaktan da bir ses geliyor, "Doğru diyor, siz de öyle yapın." Böyle saçmalık olur mu? Kimin çıkarlarına hizmet ettiğinizi düşürün. Lütfen bu hainlerle aranıza mesafe koyun.
30 Mart seçimleri son derece önemli. İnşallah sandıklardan en güzel cevabın verileceği tarih olacak. Bu bir istiklal mücadelesidir. MİT'in TIR'larına saldıranlarla mücadeledir.