Hollanda'da İlkokullarda Türk çocuklarına anadil dersleri verilmesi için Hollanda devleti hakkında açılan davanın ilk duruşması 30 Eylül tarihinde yapılacak.
Hollanda Türkiyeli İşçiler Birliği (HTİB), Avrupa Akdeniz Göç ve Gelişmeler Merkezi (EMECMO), Türkler Bilgilendirme ve Eğitim Vakfı (SIOT) adına Türk hukukçular Fadime Kılıç ile Nazmi Türkkol tarafından bir süredir hazırlıkları sürdürülen dava ile ilgili dilekçe UNESCO’nun 21 Şubat Anadil Günü’nde Amsterdam Mahkemesi’ne sunulmuştu.
TÜRKİYE AB ORTAKLIK KONSEYİ KARARI
30 Eylül tarihinde Lahey’de görülecek davanın 25 sayfalık dilekçesinde yer alan tezler BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşme, BM Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Fertlerinin Haklarının Korunmasına Dair Sözleşme, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1 Nolu Protokolü, Avrupa Konseyi Göçmen İşçilerin Hukuki Statüsü Hakkında Avrupa Sözleşmesi, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, Avrupa Toplulukları Konseyi’nin 25 Temmuz 1977 tarihli ve 77/486 sayılı Direktifi, Türkiye Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi kararlarına ve Hollanda ulusal mevzuatına dayandırmıştı.
Hollanda Eğitim Bakanlığı’nın 18 sayfalık savunmasında “Yeterli sayıda uzman öğretmen bulunamaması ve ana dilde eğitimin entegrasyonu engellemesi, ana dilde eğitimin kaldırılmasında en önemli nedendir. Ana dili eğitimi için sağlanan devlet yardımı bu nedenle 2004 yılından itibaren kesilmiştir” ifadelerini kullandığı kaydedildi.
"ANADİLİN ENTEGRASYONA KATKISI BÜYÜK"
Dava ile ilgili olarak HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı ile Türk hukukçular Nazmi Türkkol ve Fadime Kılıç tarafından yapılan açıklamada, “Hollanda devletine göre anadil eğitimi bir hak değildir. Hollanda devleti anadil eğitimini Hollanda’ya entegrasyonu olumlu şekilde etkilemek için bir araç olarak kullanmıştır. Ancak anadil eğitiminin entegrasyona katkı sağlamadığı kanısına varıldığı için, bu proje 2004 yılından itibaren durdurulmuştur. Hollanda devleti anadil eğitiminin entegrasyona katkı sağlamadığı varsayımını 2000 ve 2001 yıllarında yaptırdığı 3 farklı araştırmaya dayandırmaktadır. Bu araştırma sonuçlarına göre; öğretmenlerin anadil eğitimi verme kapasiteleri yetersizdir, öğretmenler sıklıkla hastalık iznine ayrılmakta ve dersler boş geçmektedir. Velilerin anadil eğitimine talebi oldukça az olmuştur. Araştırmalarda, sonuç olarak, anadil eğitiminin entegrasyona olumlu bir katkısının bulunmadığı savunulmaktadır” ifadesinde bulunuldu.
Hollanda devletinin savunmasında, dava dilekçesindeki tezlerin dayandırıldığı uluslararası sözleşmelerin anadil eğitimi hakkını vermediğini ve bu gerekçe ile anadil eğitimi masraflarının devlet tarafından karşılanması zorunluluğunun söz konusu olamayacağını iddia ettiğini belirten Mustafa Ayrancı, Nazmi Türkkol ve Fadime Kılıç, “Hollanda devletine göre bu sözleşmelerden sadece Hollandaca dilinde ücretsiz temel eğitim verme zorunluluğu olduğu sonucu çıkartılabilir. Hollanda devletine göre, Avrupa Parlamentosu’nun anadil eğitimi hakkında yaptığı açıklamalar, AB üyesi devletlere yapılan bir öneridir ve Türkiye’nin AB üyesi olmaması nedeniyle Türk kökenli ailelerin çocuklarının böyle bir hak talep etmeleri mümkün değildir. Savunmada, Avrupa Parlamentosu’nda anadil eğitimi konusunda yapılan bir tartışmanın hukuken bir bağlayıcılığının bulunmadığı da belirtilmektedir” ifadesini kullandılar.
ANADİL YABANCILARIN KENDİ İNSİYATİFİNDEDİR
Mustafa Ayrancı, Nazmi Türkkol ve Fadime Kılıç tarafından yapılan yazılı açıklamada, Hollanda’nın savunmasında daha sonra şu görüşlerin savunulduğunu kaydedildi: “Hollanda devletinin savunmasında, dava dilekçemizde yer alan tezlerimizi dayandırdığımız uluslararası sözleşmelerin ilgili hükümlerinin bir bağlayıcılığının bulunmadığı, bu hükümlerin sadece siyasi alanda tartışılan ve gelecekte gerçekleştirilmesi umut edilen hedefler olduğu da iddia edilmektedir. Hollanda devleti ayrımcılık konusunda ileri sürdüğümüz tezlerimizi reddetmektedir. Buna gerekçe olarak Hollanda’da herkesin ücretsiz Hollandaca temel eğitim alabilmesi gösterilmektedir. Bunun yanı sıra, Hollanda yasaları gereğince, Hollanda vatandaşı çocukların yurtdışında gördükleri Hollandaca eğitiminin maliyetinin Hollanda devleti tarafından karşılanmasının ayrımcılık oluşturmadığı ve bu gerekçe ile Türk kökenli öğrencilerin Hollanda’da ücretsiz anadil eğitimi hakkı bulunmadığı ifade edilmektedir. Hollanda devletine göre, ana dili eğitiminin yeniden verilmeye başlanması tamamen yabancıların kendi inisiyatiflerindedir. Hollanda devleti bunun siyasi arenada tartışılması gereken bir konu olduğu görüşündedir. Bu nedenle, onlara göre Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konunun tartışılması için uygun bir ortam değildir.” CİHAN