HUDUT NAMUSTUR BEYLER!!
Sevgili okurlarım; şimdi yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, boğazım düğümleniyor, göğsüm acıyor.. 2008’in Ekim ayıydı. Günlerden yanılmıyorsam Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan gecenin sabahı. Herkes derin uykudayken memleketin çok uzak bir yerinden, bir dağın tepesinden yüreğimize kor gibi düşen acı haberler gelmeye başlamıştı. Bazı televizyonlar yayın akışlarını değiştirirken, haber kanalları yürek dağlayan Aktütün Karakolu Baskınının detaylarını veriyordu. Şehit sayısı hızla artıyordu önce 5 sonra 6 en sonunda da 15. Bir yandan ağlamamak için kendimi tutuyor; bir yandan kanlı baskının detaylarını izliyordum televizyonlardan..
İşte tam o anda, evet tam o anda gözlerim baskın yapılan karakolun damına yazılan o sözleri gördü. Büyük harfle yazılmıştı hepsi.. Görüntülere biraz daha dikkat edince, aynı yazı karakolu çevreleyen kayalara da işlenmişti. Kocaman kocaman yazılmıştı ki duyan duysun, görmeyen gözler görsün diye..
‘HUDUT NAMUSTUR’ yazmış kınalı kuzular karakolun damına taşına.. Yirmi yaşındaki vatan evlatları komutanlarıyla birlikte vermemiş karakolu sayıca kendinden fazla olan köpeğe, geçemezsin sınırdan demiş!. ‘Hudut onurum, hudut namusum’ diyerek 15 saat çatışmış ve şehit olmuş kınalı kuzular. Tıpkı kendilerinden önce burada görev yapmış 43 vatan evladı gibi. Evet, yanlış okumadınız Aktütün Karakolunu vermemek, Irak sınırından teröristleri geçirmemek için 43 şehit vermişiz bugüne kadar. Anaların, babaların, bacıların, kardeşlerin, ninelerin, dedelerin ciğerleri yanmış. Ama sınırdan kuş uçmamış. Öyle ya kınalı kuzular için hudut NAMUS….
Şimdi birde madalyonun öbür tarafına bakalım. Yani hududu kişisel çıkarları uğruna kullananlara, yetim hakkı yiyenlere, onur-gurur-namus kavramından uzak olanlara, içlerinde bir nebze olsun vatan sevgisi olmayanlara, kırk haramilere.. Şimdi anlatacağım olayın Aktütün Karakolu ile ilgili baskında yaşananlarla alakası var mı? Var kardeşim var düşünürsen var. Anlamak istersen var. İki hikâyenin ana unsuru hududu korumak, vatanı korumak değil mi? O zaman var!!
Şimdiki hikâyenin konusu malumunuz kaçakçılık. İddiaya göre; Halkalı Gümrüğü’ne otuzun üzerinde tır Gürbulak, Esendere, Kapıkule ve İpsala Sınır Kapıların’dan dorselerinin içinde kumaş, gözlük, porselen, sağlık malzemesi, makine ve aksamı olduğu beyan edilerek Halkalı Gümrüğü’ne boşaltılmak üzere sevk edilir. Sevk edilir ama tırlar Halkalı Gümrüğü’nden önce dorselerindeki malı gümrüğün denetimi dışındaki depolara, kendilerini yolda karşılayan kişinin talimatı üzerine boşaltır. Kaçakçılık, soruşturma kapsamında ifadeleri alınan tır şoförleri C.Y., A.K.E., H.E. ve H.T ifadelerine de yansır.
C.Y., A.K.E., H.E. ve H.T örneğin Yunanistan’dan sevk edilen tırların, Yunanistan’daki işlemlerini NAKİ isimli bir kişi tarafından yapıldığını, alıcısının ise H…Z TURİZM SAN. VE LTD ŞTİ olduğunu, yetkilisinin de HAKAN isimli biri olduğunu, tırlar yola çıktığı zaman bu şahsın TEM (Mahmutbey gişelerinde) kendilerini karşıladığını, malın nereye boşaltılacağını konusunda ise kendilerine yer gösterdiğini, daha sonra tırların işlemlerinin tamamlandığını söyleyerek tırın evraklarını teslim ettiklerini belirtirler. Güya içlerinde makine aksamı gözlü falan filan denilen tırlar (dikkatinizi çekerim 30’un üzerinde) içleri boşaltılmış bir şekilde Halkalı Gümrüğü’ne gelirler. Mallar gümrüğün denetiminin dışındaki yerlere boşaltılmasına karşın görevli muayene memurları tırların evraklarını hiçbir şey yokmuş gibi imzalayarak kaşe işlemlerini yaptıktan sonra bilgisayar sisteminde de antrepo ve geçici depolama yerlerine alınmış gibi gösterirler.
Halkalı Gümrüğü’nde ortaya çıkartılan bu kaçakçılıkla ilgili olarak, Gümrük Müsteşarlığı müfettişleri görevlendirir. Müfettişler çalışma sonrasında 24.04.2008 tarihli bir rapor düzenlerler ve işlem yapılması için Küçükçekmece, Zeytinburnu, Sarıyer, Bağcılar ve Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılıklarına dosyanın bir suretini de Gümrük Müsteşarlığına ‘GEREĞİNİN YAPILMASI’ için gönderirler.
Belki de inanmayacaksınız ama aradan iki yıl geçmesine karşın Gümrük Müsteşarlığı yetkilileri, bu konuyla ilgili hiç bir şey yapmamıştır. Soruşturma bir arpa boyu kadar ilerlemezken, soruşturmada suçlananlar hala aktif görevlerine devam etmektedirler. Şimdi sevgili okurlar 30’u aşkın tırın içerisinde ne var biliyor muyuz? Mesela gözlük mü var? Yoksa silah mı? Sakın makine aksamı terör örgütünün finans kaynağı uyuşturucu olmasın!! İlgili kişiler kızacak ama olamaz mı? Gördünüz mü yurt dışından gelen malları gözünüzle.. Buldunuz mu bu malları peki? Ya bu işin aktörleri nerede? Eee o zaman susun..
Aktütün Karakolu’nda teröristi yurt toprağına geçirmemek için 20 yaşındaki vatan evladı canını verirken, bu ne rezilliktir ki 30’u aşkın tır düğün konvoyu gibi ülkeye girip, içinde ne olduğu belirsiz malını istediği depoya boşaltabiliyor. Nerede bu işin organizatörleri?? Sınır kapıları ile gümrüklerin birbirleriyle bağlantıları yok mu? Ankara’dan niye takip edilmez bu işler! Beyler Mehmetçik karakola, dağa taşa yazmış hem de büyük harflerle ‘HUDUT NAMUSTUR’ diye..
Buradan Sayın Müsteşar Maksut METE ’ye seslenmek istiyorum:
Bilmem doğru mudur bana gelen bilgilere göre müfettiş raporlarıyla sabit yüzlerce dosya varken, zamanınızı nereden ve kim-kimler tarafından yazdırıldığı belli olmayan ihbarlara ayırıyormuşsunuz. Tabii ki yol göstermek haddime değil!. Eğer içerisinde ciddi bilgiler varsa üzerinize düşeni yapacaksınız. Ama bu dosya inanın çok daha önemli..
Temizleyin içinizden çürük elmaları. Bunlar hala çalışmaya devam ederken ne yapıyor Yüksek Disiplin Kurulu müfettiş tarafından ifadesi bile alınmadan-alınmaya gerek bile duyulmadan Mehmet Çavuş’u görevden alabiliyor jet hızıyla..
YAZARIN ÖNEMLİ İKİ NOTU:
---Bu kaçakçılık olayında ihmali olan üst düzey yetkililer ve tır karnelerinin işlemlerini gerçekleştiren muayene memurlarını, gümrük müfettişlerinin hazırladığı rapordan bundan sonraki yazılarımda sizlere basın yayın etik ilkelerine göre açıklayacağım..
---Gümrük Müsteşarlığı’na, bundan kısa bir süre önce atanan Sayın Maksut Mete, geçmişte de Adalet Bakanlığı’nda çalıştığı ve hâkim olması nedeniyle Gümrük Müsteşarlığı’nın taşra teşkilatındaki adli işlemlerle ilgili olarak işlemlerin hızlandırılması konusunda Bolu Abant’ta 5 yıldızlı bir otelde düzenlediği tatil gibi toplantının perde arkasını da yine bu sütunlardan yakında takip edebilirsiniz!!