İFTİRA
‘İftira günahtır beyler!..’
Hadis, Müslüman’a iftira atmayı aynen şöyle yorumluyor;
Beş günah vardır ki, kefaleti yoktur. Bunlar; Allah'a şirk koşmak, adam öldürmek, muharebe günü kaçmak, yalan yere yemin etmek ve İFTİRA etmek!
Kur-an-ı Kerim ise şöyle:
“Yalan söyleyenler, iftira edenler ancak Allah’ın ayetlerine inanmayanlardır. İşte onlar yalancıların ta kendileridir.” (NAHL-105)
Peki! Yalan ve iftira karşısında Allah’a inananın göstereceği tavır için ne diyor Kur-an-Kerim:
(Nur Suresi-11)
“Doğrusu uydurulmuş bir yalanla gelenler sizin içinizden birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan (bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap vardır.”
Evet, sevgili okurlarım yol arkadaşlarım iftiraya uğradım. Sanki taaaa Mart ayında İstanbul Gümrüklerindeki iddiaları ben yazmamışım gibi.. Halen o yazıları köşemdeki arşivimde saklamıyormuşum gibi bana iftira attılar.
Gazetelerin, televizyonların ‘milyonlarca liralık yolsuzluk’ dediği olayda yalnız DÖRT yaprak rapor hazırlayan o iki müfettiş, emrini vereni çok iyi bildiğim o kişinin iftirasıyla benim adımı o DÖRT yaprakçığın içine sığdırıverdi. Sizinle Yüce Türk Adaleti önünde hesaplaşacağız!! Soracağım size ‘aldı’ dediğiniz para ‘nerede?’ diye.. Soracağım elbette ‘Allah’tan korkunuz yok mu?’ diye.. Yıkılacağımı sandınız değil mi? O çirkin iftiranızla.. Asla dimdik ayaktayım ve eskisinden daha güçlü!!
Yazmadığım konu kalmadı
Değerli okurlarım, dört yılı aşkındır bıkmadan usanmadan ama en önemlisi devletin belgeleriyle gümrükleri yazıyorum. Gerçek TV’de, Karadeniz TV’de ve tabii ki www.etkihaber.com’daki köşemde başta İstanbul Gümrükleri olmak üzere diğer gümrüklerdeki yolsuzlukları, rüşvet iddialarını, kaçakçılık iddialarını sizinle paylaştım. Karbonat diye ülkeme çay sokulduğunu, kaçak malların hangi antrepolara konulduğunu, İzmir’e nasıl 200 ton kaçak çay indirildiğini, Halkalı ile Ambarlı Gümrükleri’ndeki başta hayali ihracatlar olmak üzere diğer iddiaları ben yazdım. Evet, ben yazdım hem de yalnız ben!! Okudunuz mu bu haberleri başka bir yerde?? Peki, ben bunları yazarken hem de dört yıldır yazarken siz ne yaptınız gümrüğün çok saygıdeğer yetkilileri?
Sayın Hayati Yazıcı ile Müsteşar Ziya Altunyaldız ‘Bismillah’ deyip soruşturma başlatmasa sesinizi çıkaracak mıydınız? oturduğunuz deri koltuklarınızdan.. Yazdıklarımı, söylenenleri, iddiaları soruşturacak mıydınız? Efendim ses gelmiyor. Hiç zannetmiyorum gümrüğün sevgili bazı üst düzey bürokratları hiç zannetmiyorum.
Bakın benim size naçizane bir önerim olacak; şimdi geçirdiğiniz soruşturmaları teker teker saydırtmadan bana önce sekreterinizden beyaz bir kâğıt isteyin. Sonra da büyük harflerle o kâğıtlara ‘BİZLER GÖREVLERİMİZİ TAM ANLAMIYLA YERİNE GETİREMEDİK’ diye yazarak ayrılın o makamlardan.. Ayrılın ki ne Sayın Yazıcı’yı yorun, ne de sayın Altunyaldız’ı. Bırakın o koltukları pırıl pırıl gençlere, kula iftirayı en büyük günah sayanlara.. En kısa zamanda görüşmek üzere.
YAZARIN NOTU:
Sevgili yol arkadaşlarım, basın toplantısında bakan bey tüyoyu verdi. İstanbul Gümrükleri’ ndeki operasyondan sonra şimdi de sırada lüks oto kaçakçılığı operasyonu var gibi.. Bakan bey bunu söyleyince birden meslekteki günlerimi hatırladım. E… ne yalan söyleyeyim biraz da gözlerim doldu. Basında ve kamuoyunda sıkça gündeme gelen Kaçak Mercedes’lerle ilgili operasyon geldi aklıma. Yurda sokulmuş binlerce kaçak oto. Gecemizi gündüzümüzü vermiştik “o” otoları bulmak için. Ne diyelim helali hoş olsun bu devlete..