Bakan Hayati Yazıcı gümrükte rüşvete göz açtırmadıklarını belirterek ilginç bir olayı paylaştı: Bir işadamı kendisinden gümrükte 5 bin dolar rüşvet istendiğini söyledi. Ancak ‘çakma’ makine parçası ihraç ettiği ortaya çıkmasın diye suçüstü yapma teklifine yanaşmadı..
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, gümrüklerde rüşvetle ilgili yaşanan ilginç bir olayı aktarırken, "Bizim bu alanda etik kural noktasında toleransımız sıfırdır. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmam. Bu tutumumuz ve davranışımızın etkili olduğu kanısındayım. Ortadan kaldırdığımızı söyleyemem ama önemli ölçüde bunu azalttığımız kanısındayım. En azından kurumsal olmadığını düşünüyorum. Bu konudaki kararlılığımızı da sürdürüyoruz" dedi.
Bakan Yazıcı kendisine bağlı olan gümrüklerde yaşanan ve kendisini şaşırtan olayı Milliyet'e şöyle anlattı: "Çok ilginç şeyler olur gümrüklerde. Bizim elemanlarımızın uygulaması açısından ilginç olanlar var. Gümrükte iş yapan müteşebbislerin yaptıkları uygulamalarda ilginç olanlar var. Bir bakan arkadaşım benim odama geldi. Bakanlığımın ilk yıllarıydı. Dedi ki; 'Senin adamlar bizim bir arkadaşımızdan rüşvet istemiş' dedi. 'Hayırdır?' dedim. '5 bin dolar rüşvet istemiş' dedi. 'Arkadaşının telefonu var mı? Bağla konuşayım' dedim. Bağladı. 'Nedir?' dedim, 'Nasıl oldu olay?'. Bir ürün ihraç edecekmiş. İhracatta ve ithalatta kontrollerimiz çok daha sıkıdır. İhraç edeceği ürünün işleminin yapılması için 5 bin dolar istenmiş. 'Sizden mi?' dedim. 'Hayır, benim gümrük işlemini yapan elemandan istenmiş' dedi. İsmi ve telefonunu aldım konuşmak için. Onu bağlattım. Direkt ben arasam adam inanmaz. Sekretarya bağladı. 'Nedir olay, bana anlatır mısınız?' dedim. 'Efendim' dedi, 'işlem yaparken 5 bin dolar istendi. Eee, ben de bunu iş sahibine söyledim, onun olurunu almadan ödeyemezdim' dedi. 'Peki onu ödemen halinde işlem yapılacak mıydı?' dedim. 'Evet yapılacaktı' dedi. Suçüstü teklifi yaptı 'Peki' dedim... 'Ben şimdi yetkili savcıyı arayacağım, sana 5 bin dolar vereceğiz. Sonra adamı suçüstü yapacağız' dedim. 'Bunu kabul eder misin?' dedim. 'Efendim' dedi, 'Ben bir gümrükleme şirketinde eleman olarak çalışıyorum, onların iznini almam lazım. Müsaadesini almadan yapamam' dedi. 'Bana müsaade ederseniz onların iznini alayım' dedi. 'Peki' dedim. Yarım saat sonra arattım. Bu defa patron ile çalıştığı gümrükleme işini yapan firmanın sahibine söyledim. Elemanlarından böyle bir para istendiğini ifade etti. Ama teklifimize yanaşmayacağını, böyle bir işin içine giremeyeceğini söyledi. Çünkü gümrüklerle sürekli işler yaptığını dile getirdi. İlerde kendisinin bundan zarar göreceğini söyledi. Ben de 'bak rüşvet, kural ihlali tek taraflı olmaz. Kamu kuruluşunda rüşvet iddiası varsa onu alandan söz edebilmek için mutlaka veren olması lazım. Kural ihlalinde her iki tarafın da kabahati var. Siz şimdi konunun aydınlatılması noktasında yardımcı olmazsanız biz bu işi nasıl çözeceğiz' dedim. 'Ben hukukçuyum' dedim. 'Sen ikinci bir ceza kuralını ihlal ediyorsun. Rüşvet isteme suçunu işleyeni bildiğin halde onu gizliyorsun. Onu gizlemek de suçtur. Sen böyle bir suç işledin' dedim. Fakat kapattı konuyu... 'Çakma' ürünmüş! İlginç olan şey şu: Ben bunu biraz daha soruşturdum. Sonuçta gördüm ki, orada ürün sahibi makine parçası ihracatı yapıyor. Ürettiği makine parçasını çakma üretmiş. Çakma ürünü geçirmek için, tabii uyanık gümrükçü, onu tespit etmiş. Dolayısıyla çakma olduğunu görünce onun ihraç istemini tamamlamak için onun kazancına ortak olma gayreti içerisine girmiş. Böyle enteresan bir şey. Bu konularda arkadaşlarıma söylediğim şey hep şu: Bizim bu alanda etik kural noktasında toleransımız sıfırdır. Hiç kimsenin gözünün yaşına bakmam. O tutumumuz ve davranışımızın etkili olduğu kanısındayım. Ortadan kaldırdığımızı söyleyemem ama önemli ölçüde bunu azalttığımız kanısındayım. En azından kurumsal olmadığını düşünüyorum. Bu konudaki kararlılığımızı da sürdürüyoruz." (Milliyet)