İhracatçılar Ankara’yı arar oldu!

Aykut Onur KALAYCI

İHRACATÇILAR ANKARA’YI ARAR OLDU!

İHRACATÇININ ‘ANKARA’ FERYADI

  -İhracatçıdan Önemli Uyarı-

              “DİBB’LER İÇİN GÜMRÜK DEVREDE OLMALI”

           BU GÜRBULAK ADAM OLMAZ!..

İTKİB ile büyük tekstil ihracatçıları arasında sıkıntılar hat safhada..

Yeni yazımıza bir feryat, bir dilek ya da Türkiye ekonomisinin bel kemiği ihracatçıların bir isteği ile başlamak istiyorum. Eminim ki, diğer yazılarımı okuyup dikkate alan yetkililer bence önemli olan bu sorunu da aşarlar!

Dertli mi dertliler!..

Tekstilin merkezi İstanbul’da bu işle uğraşan, başta ülke ekonomisine döviz girdisi sağlayıp istihdam yaratan tekstil ihracatı ve ithalatı yapan firmalar bugünlerde dertli mi dertli! Bu derdin kaynağı ise, İTKİB de yaşanan bir takım sıkıntılar. Sıkıntının en büyük kaynağı ise, büyük ihracatları gerçekleştiren bu şirketlerin dâhilde işleme izin belgelerinin Ankara’dan kapatıldığı yılları arar olmaları. İhracatçılar yıllar önce, DİİB almak için evraklarıyla Ankara’ya sabah erken saatte giderler; aynı gün içerisinde eski belgelerini kapatmaya teslim ederler; yeni belgeyi çıkartarak İstanbul’a dönerlerdi. O tarihlerde kapatmaya verdikleri DİİB’ler altı ay gibi bir zamanda kapatılır ve teminat mektupları çözülerek işler tamamlanırdı.

Pek iç açıcı olmadı!

Bu işlerin tüm firmalar için külfetli olması nedeni ile bu görev geçici bir süre ile İBGS devredildi. Böylelikle dâhilde işleme izin belgeleri için Ankara’ya gidip gelme külfeti sona erecek ve işlemler de mükellefin ayağına getirilerek kolaylaştırılacaktı.. Belki bu uygulama küçük bazı İBGS’lerde amacına ulaşmış olabilir ancak İTKİB için durum pekte iç açıcı değil! Nasıl diye soracak olursanız onu da hemen açıklayalım:

O İDDİA ÖNEMLİ

Hesapta kısa sürede incelenerek mükellefine anında dönüş yapılması beklenen diibler aylarca uzmanlarda beklemektedir. Bazı uzmanların işini ağırdan almasından iddia odur ki, bazılarının da sistemi kötüye kullanma-çıkar sağlama istekleri sonucunda yılı aşan evraklar beklemeye mükellefler de mağdur edilmeye devam edilmektedir. Bu durumdan dolayı da, sanayicinin işlemleri ciddi anlamda zora sokulmakta ve bu konuyla ilgili olarak diğer büyük bir iddia var ki o da ne yenilir ne de yutulur cinsten onu da hemen açıklamak istiyorum:

Bazı müşavirlik firmalarına da göz kırpılarak“BAK SEN ŞİMDİ GİT DEVREYE GİR!” denilmektedir. Böylelikle de, bazı müşavirlik firmalarının takip ettiği evraklar, kısa sürede sonuçlandırılarak iş hacminin genişletilmesi için destekler verilmektedir. Bu paslaşmanın karşılığı nedir nasıldır bilinemiyor!.. Kötü niyetli uzmanların haricinde, sistemin yeterli olmamasından dolayı yaşanan sorunlar vardır. Onlara da bir açıklık getirelim; Kapatmaya verilen dâhilde işlemelerin satır kodu kaydırma işlemleri, beyannamelerin teyidi, TEV hesabı ve teyidi gibi aşamalar hep gümrük müdürlükleri ile koordineli olması gereken işlemler olması nedeniyle yaşanan sorunlardır. Ayrıca bir sorun var ki, o da serbest bölgelerden yapılan ihracatların diib taahhüdünde sayılabilmesi için en geç dibin süre bitiminden itibaren 3 ay içerisinde başka bir ülkeye ihracatın veya dibin sahibi başka sanayici firma tarafından teslim alındığının tevsik edilmesi gerekmektedir. Sorunlardan birisi de tam olarak budur!

Noter tasdiki kabul edilmiyor…

Özellikle başka sanayici bir firmanın diib ile tekrar işleme faaliyetine tabi tutmak için yurda getiriliyorsa, buna bir örnek vermek gerekirse; (örneğin DİİB ile ipi getirdiniz ve kumaş ürettiniz ve kumaşı serbest bölgeye gönderdiniz bu kumaşlardan pantolon üretmek isteyen sanayici kendi diib belgesi ile alması işlemi) bu işlemin yurda tekrar ürününü sokan firmanın sizin diibnizi kapatma aşamasında kendi çektiği orijinal beyannamesini sizin diib kapatma dosyasına vermesi gerekmektedir. Bu konuyla ilgili bir sorun da şudur: (noter tasdikli beyanname kabul edilmiyor) Bu diib ile ilgili olarak diğer bir sorun ise yine şudur: Kapatma nüshasında başkasının beyannamesini ne kadar tutabilirsiniz hele uzman 6 aydan önce olmamak üzere sizin DİİB’inizi kapatmıyorsa ya da kapatamıyorsa? Tabiî ki tüm ithalat beyannamelerini toplayabilen firma sayısı çok az oluyor ya da bazı firmalara veya uzmanlara göre bazı inisiyatifler de tanınabiliyor. Yani kısacası, kimine kanun kimine inisiyatif terazisinin şakülünün acaba kimler ayarlıyordur?

Bugüne kadar Ekonomi Bakanlığı gümrük politikalarını ve uygulanacak ekonomik politikaları belirlemede, gelirler idaresi ile birlikte önemli bir aktördür. Gümrüklerde uygulanan birçok yasanın sahibi de yine onlardır. Elektronik DİİB’lere geçmeleri dış ticarette standardizasyon alanından yaptıkları başarılı çalışmalara takdire şayandır.

Yukarıda okurlarım tarafından, kaleme alınıp tarafıma gönderilen diib ile ilgili yaşanan birçok sıkıntının özetini siz değerli okurlarıma aktarmaya çalıştım. Tabii gönderilen yazının sonunda, bir takım temenni ve istekte vardı; onu da siz okurlarıma aşağıda paylaşıyorum:

Gümrük artık devreye girmeli!..

Bu tür yaşanan sıkıntıların sona erdirilmesi için DİİB’lerinin verilmesi bir takım kontrollerin İBGS’lerin vermeye devam etmesi doğru bir karar olacağı, DİİB kapatma işlemlerinde ise şöyle bir yolun izlenmesinin uygun olacağı yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri aracılığıyla yapılması denetleme işleminin gümrük ve ticaret bölge müdürlüklerince yapılması, çünkü kapama aşamasına kadar tüm işlemlerinin kontrolü gümrük ile sıkı bir çalışma gerektiriyor yani kısacası bu DİİB’ler ile ilgili yaşanan sıkıntıları aşmak için gümrüğün devreye girmesi gerekiyor. Bence de doğrusu budur!.. Başta Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan olmak üzere ve Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı, bu sıkıntıyı aşmak için bürokratlarına talimat verdiği takdirde yukarıda özetlemeye çalıştığım sıkıntılarda aşılır. İhracatın lokomotifi olan tekstil ihracatlarının da böylece önü açılmış olur. Tabii buradan şunu da belirtmek isterim; dâhilde işlemeyi amacı dışında kullanıp milyonlarca liralık vurgun yapan Türkiye’nin çeşitli adliyelerinde davaları halen devam eden hayali ihracatçıların da yakın takibe alınarak başka vurgunlar yapılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.

‘BU GÜRBULAK ADAM OLMAZ!’

Gürbulak hakkında bugüne kadar yazdıklarım, emin olun koca bir ansiklopedi olur sayın okurlarım. Devlet bu gümrük kapısıyla ne kadar mücadele etse de, o gümrük kapısı sorunlar ya da çeşitli iddialar altında ezilip duruyor! Bakın bizim minik kuş geçen gün oralara gidip şöyle bir temiz hava alayım demiş. Ama gelin görün ki, temiz havanın yanında çeşitli iddiaları da kanadının altına koyup bana getirmiş. Ne mi o iddialar? Biliyorsunuz geçen ay, Çankırı’da durdurulan iki tırda, yüklü miktarda kaçak sigara ve telefon ele geçirilmişti. 2 Aralık günü ise Düzce Polisi tarafından, İran plakalı tırda kimyasal madde dolu varillerin arasında koliler içinde tam 150 bin paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi. Tabi bu olay rastlantı değil! Çünkü minik kuşun söylediğine göre, halatları kopan tırlar ya da kopartılan tırlar varmış. Hoş bununla ilgili polisin tutanakları da var. Minik Kuş’un söylediği tastamam doğru! İsteyen kim olursa bilgi-belge vermeye hazırım! Hakikaten kim dur diyecek bu Gürbulak’a? Şimdi iddiaya maruz kalanlar şu savunmayı da pek tabi yapabilirler. “Bu mallar Gürbulak’ın dışında yüklenebiliyor!” derler. O da çok kötü kaçakçılık şubeleri yalnızca gümrüğün içinde mi görevlidirler? Tabii ki hayır! Televizyon programlarımda söz etmiştim, Gürbulak Gümrüğü’nün Van Bölge Müdürlüğü’ne bağlanmasının çok yanlış olduğunu söylemiştim. Bu yanlışla ilgili bir kulis bilgisini de yine siz değerli okurlarımla paylaşayım. Bakan Hayati Yazıcı, müsteşar ve o zamanki gümrükler genel müdürüne ‘bu bölge müdürlüğü değişikliğinde beni yanılttınız’ demiş anladığım kadarıyla yakın bir gelecekte Gürbulak Bölge Müdürlüğü olacak herhalde! Ne dersiniz?

YAZARIN NOTLARI

Yazardan son dakika notu

(Mersin’den Kahramanmaraş’a Uzanan Bir Gümrük Hikayesi Çok Yakında Bu Sütunlarda!.. Bekleyin.. )

1-) İddia odur ki; Bursa’da alınan bir arsa meselesi var. Peki, ne var bunda diyebilirsiniz; arsayı alan 3 kişi ise şuanda faal görev yapan iki bölge müdürü ile görevden alınan bir bölge müdürüdür. Şimdilik bu kadar diyorum…

2-) Ankara’da şahsına düzenlenen ‘hoş geldin yemeğinde’ belediye seçimlerinde aday adayı olacağını açıklayan USTA, acaba İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü görevine devam etse idi yine aday adayı olacak mıydı?

3-) Başta şahsıma, etkihaber’e belgeli – belgesiz bir takım mailler fakslar mektuplar gönderilmektedir. Tabii gönderenler tarafından alelacele bunları yazıya almam da istenmekte.. Takdir edersiniz ki, bu tip konular geniş çaplı araştırma yapıldıktan sonra yazıya dökülmektedir. İlgililere buradan duyurulur!

4-) Akaryakıt'ta ÖTV vurgunu’nun önüne geçmek için, yakın tarihte yönetmelik değişikliğine gidildi ve Resmi Gazete’de yayımlandı. Eski uygulamada ise, gümrüğe ne kadar akaryakıt veya akaryakıt yan ürünleri getirirseniz getirin 250 bin EURO teminat gösteriyordunuz. Bu işte vurgun ortaya çıkınca, teminat 5 Milyon Euroya çıkartıldı ve onunda bu vurguna çözüm olmayacağının anlaşılması üzerine ne kadar mal getirirseniz getirdiğiniz mal tutarında teminat vermeniz gerektiği son değişiklikte açıkça belirtildi. Peki, bu vurguna zemin hazırlayan yani 250 bin euroluk teminatın yönetmeliğini hazırlayan gümrükteki üst düzey yetkililer kim? Bunun hesabını nasıl verecekler? Halen aktif görevdeler mi? Ben bu isimleri biliyorum ama yetkililer bu şahısları halen görevde tutuyorlar yazık değil mi bu ülkeye? Hangi yandaşlara bu çıkar sağlandı?

Değerli okurlarım, çarpıcı raporun kalan diğer bölümlerini ise gündemim oldukça yoğun olduğundan dolayı önümüzdeki haftalarda işleyeceğim.